© Malatya Time

Acbu’z-Zeneb Çürür mü?

Ölüm, yok oluş mudur? Madem Allah var ve bâkidir, öyleyse ölüm, adem-âlûd bir karanlık değildir. Kıyamet günü geldiğinde, toprağın üstü kalkacak, tüm ölüler hayat bulacaktır. Toprak, hayatın menbaıdır; tohumlar oraya ekildiğinde filizlenir, hayat bulur. İnsan da bir tohum gibi toprağa ekilir, zamanı geldiğinde yeniden diriltilir. Hadiste bildirildiği üzere, Allah, peygamberlerin cesetlerini toprağa haram kılmıştır. Nitekim suyun dokunduğu her şey çürür, fakat peygamberlerin cesetleri kıyamete kadar mahfuz kalır.

Ancak Acbu’z-Zeneb, yani insanın kuyruk sokumundaki özü çürümez mi?

Kur’an’ın “كُلُّ شَيْءٍ هَالِكٌ اِلَّا وَجْهَهُ” (Her şey helak olup gider, ancak O’nun vechi müstesnadır.) ayetine göre, Acbu’z-Zeneb dahi fâni olur. Vefat eden kimselerin ruhları, kıyamet kopana kadar kabir âleminde bekler. Kıyamet günü İsrafil (as) sura üflediğinde, Acbu’z-Zeneb de dahil her şey fenaya gider.

Ancak bu fâni oluş, yok olmak anlamına gelmez. Her şey, kudret dairesinden ilim dairesine geçer. Tüm varlık, yaratılmadan önce olduğu gibi, Allah’ın ilminde mahfuz kalır. Kırk gün veya kırk sene süren bir bekleyişten sonra, sura ikinci defa üflendiğinde, gökten kırk gün yağmur iner ve Acbu’z-Zeneb bir tohum gibi yeşererek insan bedeni yeniden inşa edilir.

Bu hakikat, “Rahmet-i İlahiye ile bir tek zerre bile kaybolmaz.” sırrıyla anlaşılır. Haşir meydanında, insanın her zerresi hesaba çağrılır; hatta bedeninden ayrılan saç, sakal, tırnak, ter bile mahşere gelir. O yüzden saç, sakal ve tırnakları abdestsiz kesmemek mühimdir ki, haşir meydanına nurlu gelsin.

Acbu’z-Zeneb çürür mü? Evet, fâni olur. Ama yok olmaz. Çünkü yokluk yoktur. Haşir sabahında, yeniden yaratılacak ve mahşer meydanına çağrılacaktır. O gün, her zerre hesap verecek!

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER