© Malatya Time

Acizlik, Fakirlik, Şükür ve Şevk: Bediüzzaman’ın Dört Temel Esası

Murat Çetin Yazdı

Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, Risale-i Nur’un dört temel esas üzerine bina edildiğini vurgular: Acz-i Mutlak, Fakr-ı Mutlak, Şükr-ü Mutlak ve Şevk-ü Mutlak. Peki, bu esaslar ne anlama gelir ve neden bu kadar önemlidir?

İnsan, kendi acizliğini ve zaafını idrak ettiğinde, Kudret ve Kuvvet-i İlahiyeye dayanması gerektiğini anlar. Kendi gücüyle hiçbir şeyi başaramayacağını fark eden insan, sonsuz kudret sahibi olan Allah’a sığınır.

Fakrını, yani fakirliğini ve hiçbir şeye sahip olmadığını anlayan kişi, tüm nimetlerin hakiki sahibinin Allah olduğunu idrak eder ve Gınâ-yı İlahiyeye yönelir. Yani Allah’ın sonsuz zenginliğine muhtaç olduğunu kabul eder.

İnsanın, kendisine sınırsız ve sayısız nimetlerin ihsan edildiğini fark etmesi, onu şükre sevk eder. Ancak, insan her zaman içinde bulunduğu nimetleri yeterince takdir edemez. İşte burada oruç devreye girer. Açlık, insanın nimetlere olan ihtiyacını ve onların kıymetini idrak etmesini sağlar. Böylece insan, Allah’a olan şükrünü daha bilinçli ve samimi bir şekilde sunar.

Son olarak, insan, nimetlerin devamını arzuladığında ve bu nimetleri ebediyen veren bir zata duyduğu özlemle baki bir aleme iştiyak hissettiğinde, bu onu şevke yönlendirir. Yani, faniliğin farkında olan bir mümin, sonsuzluğa özlem duyar ve Allah’ın varlığına daha güçlü bir iman besler.

Bediüzzaman’ın bu dört temel esası, insanın iman yolculuğunda bir rehber gibidir. Acizliğini ve fakirliğini bilerek Allah’a yönelmek, şükürle nimetleri takdir etmek ve sonsuzluğa özlem duymak, insanın dünya ve ahiret saadetini kazanmasını sağlar.

İşte bu yüzden oruç, sadece aç kalmak değil; insana hakiki nimet şuurunu kazandıran, onun Allah’a yönelişini kuvvetlendiren ve şevkini artıran bir ibadettir.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER