Bediüzzaman’a Göre İnsanın Üç Büyük Vazifesi
AKADEMİİnsan bu dünyaya neden geldi? Vazifesi ne? Sadece yemek içmek, çalışmak ve ölmek mi?
Bediüzzaman Said Nursî’ye göre insanın yaratılış gayesi bundan çok daha büyük. Çünkü insan, tesadüfen var olmuş bir varlık değil. Göklere yıldızları, yeryüzüne çiçekleri serpen bir Sanatkâr’ın eseri. Ve bu büyük Sanatkâr, insanı üç önemli vazifeyle görevlendirmiş.
Birincisi, insan şu kâinat fabrikasının ustabaşıdır. Yeryüzündeki nimetleri işlemek, sanatla, ziraatla, ticaretle meşgul olmak onun vazifesidir. Yani insan sadece tüketmek için değil, üretmek için yaratılmıştır.
İkincisi, insan bir dellal-ı saltanat-ı rububiyettir. Yani Allah’ın kudretini, sanatını ilan eden bir duyurucudur. Çünkü kâinattaki her şey, insanın diliyle konuşur. Yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar… Hepsi insana bakar. İnsan ise onları seyrederek ve anlamlandırarak, Yaratan’ın büyüklüğünü ilan eder.
Üçüncüsü, insan bir ubudiyet-i külliyeye mazhardır. Yani yalnız kendisi adına değil, bütün varlıklar adına ibadet etmekle mükelleftir. Çünkü diğer mahlûkat gibi sadece içgüdüyle hareket eden bir varlık değildir. İradesiyle, bilinciyle, şükrüyle, ibadetiyle Allah’a yönelmek zorundadır.
İşte Bediüzzaman’a göre insanın vazifesi bunlardır. Peki, biz üzerimize düşeni yapıyor muyuz? Yeryüzünde gerçekten ustabaşı mıyız? Allah’ın sanatını hakkıyla ilan ediyor muyuz? Yoksa sadece yaşayıp gidiyor, dünyaya geliş maksadımızı unutuyor muyuz?
Sorular basit ama cevapları ağır…
İlginizi Çekebilir