Bir Varmış Bir Yokmuş – 3. BÖLÜM
YAZI DİZİSİ(Atilla Kantarcı’nın yazısından ilhamla…) Hüccetullah Hakder
KERNEK’TE FUTBOLDAN VOLEYBOLA GEÇİŞ
Tarlada futbol oynayan gençler, bir sabah büyük bir şaşkınlık yaşadı.
Sahanın bir köşesinde işçiler toplanmış, kazmalar inmiş, taşlar toplanmıştı. Topraksu’da çalışan mühendisler tarlayı inceliyor, gençlerin yıllardır top koşturduğu alanın bir bölümünü düzenliyorlardı.
Kernek’te herkesin dilinde aynı soru vardı.
“Burada ne olacak?”
Kısa süre sonra mahalleye haber yayıldı. Tarlanın alt kısmına, kanal tarafına bir voleybol sahası yapılacaktı. Gençler futbol sahalarının ellerinden gittiğini düşünerek homurdanıyordu ama kimse bu yeni fikrin nasıl bir değişim getireceğini bilmiyordu.
Mahallede hummalı bir çalışma başladı. Gençler günlerce tarlanın taşlarını toplayarak sahayı temizledi. Topraksu’nun atölyelerinde direkler yapıldı, birkaç hafta sonra direkler mahalleye getirildi ve herkesin gözü önünde büyük bir heyecanla kuruldu.
Kernek’te ilk defa bir voleybol sahası vardı.
İlk günlerde voleybol sahasında oynayanlar, sahayı yaptıran mühendislerdi. Mahallenin gençleri kenardan izliyor, bu yeni spora alışmaya çalışıyordu.
Ama kimse, çok kısa bir süre sonra bu sahayı asıl sahiplerinin devralacağını bilmiyordu.
Kernek’in gençleri, voleybol sahasını keşfetmeye başlamıştı. Abdullah Turfanda, Erkan Devecel, Cengiz İnci, Adnan Aksoğan ve Selim Turan gibi isimler, mahallede voleybolu hızla yaygınlaştırıyordu.
Ama asıl değişim, mahalleye taşınan gizemli bir kişiyle yaşanacaktı.
Kısa boylu, çelimsiz bir adam… Mahallede kimse onu tanımıyordu ama o, bir pazar günü gençlerin arasına gelip, utana sıkıla bir soru sordu.
“Ben de oynayabilir miyim?”
Gençler bir an şaşkınlıkla baktı, sonra gülümseyerek kabul ettiler.
Ama kimse, birkaç dakika sonra sahaya döndüğünde bu adamı tanımakta zorlanacağını bilmiyordu.
Bu yazı dizisi beş bölümden oluşmaktadır.
Devam edecek
İlginizi Çekebilir