© Malatya Time

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz: Malatya’mıza 11.5 milyar lira kaynak aktarmış durumdayız!

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Malatyalı İş İnsanları Derneği yönetici ve üyeleriyle bir araya geldi. Yılmaz, burada yaptığı konuşmada, Malatya’yı derinden yaralayan depremlerden sonra yapılan çalışmalar hakkında bilgiler verdi. Malatya’ya 11.5 milyar lira kaynak aktarıldığını belirten Yılmaz, konuşmasının devamında; “Güçlü bir bütçemiz var. Başka türlü bu yükün altından kalkmak her baba yiğidin kârı değil. Gelişmiş dediğimiz ülkelerde dahi bu kadar büyük bir afet olması halinde ne tür sıkıntılar yaşandığını, ne kadar uzun zamanlarda bu yaraların sarıldığını biliyoruz.  Türkiye çok şükür bu yaraları sarıyor. Bu yaralar sarıldıktan sonra da çok daha güçlü ve dirençli şehirler oluşacak. Benim hiç kuşkum yok ki, Malatya eskisinden daha da güçlü olacak. Malatya’da eskisinden de daha fazla nüfus yaşayacak. Malatya, eskisinden daha çok üretim ve ihracat yapacak. Sadece biraz zamana ihtiyaç var” dedi. 

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Malatyalı İş İnsanları Derneği (MİAD) tarafından düzenlenen bir toplantıya katıldı. Yılmaz, burada yaptığı konuşmada; deprem, Malatya, ekonomi ve yerel seçim konularını ele aldı. 

ATTIĞIMIZ ADIMLARIN OLUMLU YANSIMALARINI GÖRÜYORUZ 

İlk olarak Türkiye ekonomisi hakkında katılımcılara bilgi veren Yılmaz: “Malatya İş İnsanları Derneği’nin (MİAD) çok kıymetli mensupları, hemşerilerim, hepinize iyi akşamlar diliyorum. Ev sahipliğimizi yapan değerli iş adamımıza da teşekkür ediyorum. Sizlerle bir araya gelmişken ekonomiyle ilgili birkaç şey söyleyeyim. Daha sonra da özellikle deprem ve Malatya konularında sizlerle düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Mayıs ayında yapılan seçimlerle siyasi belirsizlikler ortadan kalktı. Cumhurbaşkanımız 5 yıllığına seçilmiş oldu. Meclisimizde de Cumhur İttifakı olarak net bir çoğunluk etti ettik. Ekonominin düşmanı belirsizliktir. Belirsizliğin olduğu yerde ekonomik aktivite kolay kolay gelişmez. Dolayısıyla bu siyasi belirsizliklerin ortadan kalkması siyasi güven ve istikrarın pekişmesi ekonomimiz için güçlü bir zemin oluşturdu. Ardından 12. Kalkınma Planımızı, Orta Vadeli Programımızı, 2024 yılı bütçemizi hazırladık. Bunlarla da politika belirsizliklerini ortadan kaldırdık. Siyasi belirsizlikler ortadan kalktığı gibi politik belirsizlikler de ortadan kalktı. Hangi alanlarda yapısal reformlar yapacağız? Bunları nasıl bir takvim içinde gerçekleştireceğiz? Bunları da ortaya koymuş olduk. Dolayısıyla belirsizleri azaltıp öngörülebilirliği artırdığımız bir dönem oldu. Bu da ekonomimizi çok daha iyi bir noktaya taşıyacak inşallah. Bu attığımız adımların olumlu yansımalarını da görmeye başladık” 

FİNANSMAN KOŞULLARI İYİLEŞTİ 

“Son 6 aylık dönemde uluslararası sermaye girişi hızlandı. Merkez Bankamızın rezervleri güçlendi. Son dönemde bu kur korumalı mevduata hız çözülmede kaynaklı rezervlerimizde bir miktar aşağıya düşüş var, ama yine de altı ay öncesine kadar neredeyse 40 milyara yakın bir düzeyde artış var. Önümüzdeki dönemde inşallah daha güçlü hale gelecek. Kurdaki ani hareketlilikler azaldı. İstikrar oluştu. Finansman koşulları iyileşti. En temel önceliğimiz olan enflasyonda da kararlı bir şekilde adımlarımızı atıyoruz. Geçen yıl ki oran orta vadeli programımızın bir miktar altında gerçekleşti. Bu yıl ocak ayında bir miktar yüksek geldi. Ocak ayları genelde yüksek olur. Yılın ilk ayı olduğu için birçok fiyat ayarlaması yıllık bazda yapılan ayarlamalar bu aya denk gelir”

BU YILIN ORTALARINDA YILLIK BAZDA DÜŞÜŞ GÖRECEĞİZ

“Bundan sonraki aylarda giderek ivme kaybettiğini göreceğiz. Bu yılın ortalarında ise yıllık bazda düşüşü göreceğiz. Enflasyon geçen yıl yaz döneminde oldukça yüksek geldi. Bir yıl geçmesi gerekiyor ki o oranlar hesaplarımızdan çıksın. Dolayısıyla şuanda aylık bazda daha iyi performans göstersek de bu yıllık enflasyonlara yeterince yansımıyor. Yıl ortasından itibaren de yıllık enflasyona da yansıdığını hep birlikte göreceğiz. Enflasyonda da kararlı bir şekilde yolumuza devam edeceğiz. Amacımız 2024’ü düşük bir seviyede gerçekleştirmek. 2025’te yüzde 15’ler civarına gelmek. 2026’da da tek haneli rakamlara yeniden dönmek. Yol haritamızı buna göre şekillendirmiş durumdayız. Konjonktürel  dönemsel inişler çıkışlar her zaman olabilir. Ama ana doğrultumuz böyle. İnşallah bunu da hep birlikte başaracağız. Ekip ruhu içerisinde çalışıyoruz. Bu politikaların hayata geçmesinde en önemli unsur tabii ki siyasi irade. Dünyanın en güçlü planını da yapsanız arkasında bir siyasi irade yoksa bir anlam ifade etmez. Laflarda kalır. Cumhurbaşkanımız gerek planımıza gerek orta vadeli planımıza çok güçlü bir şekilde siyasi desteğini ortaya koydu. Özellikle orta vadeli programı ilk defa kendisi bizzat toplumla paylaştı. Siyasi desteğini somut olarak da göstermiş oldu. Dolayısıyla güçlü bir siyasi iradeyle iyi hazırlanmış politikalarla yolumuza devam ediyoruz. Ekip ruhu içinde çalışıyoruz. Hiçbir kişi tek başına bütün sorunların üstesinden gelemez. Ekip çalışması çok önemlidir. Uyumlu çalışma çok önemlidir. Biz de kabine olarak ilgili bütün arkadaşlarımızla birlikte koordinasyon içinde iletişim içinde ekip ruhuyla çalışıyoruz. Ekonomi koordinasyon kurulumuz var. Orada bir araya gelip ana çerçeveyi tartışıyoruz. Bütün arkadaşlarımıza ne rol düşüyorsa o çerçevede hareket ediyoruz. Uyumlu ve koordineli bir şekilde planlarımızı hayata geçiriyoruz” 

AMACIMIZ; TÜRKİYE YÜZYILNDA TÜRKİYE'Yİ ÇOK FARKLI DÜZEYLERE YÜKSELTMEK

“Değerli Arkadaşlar, amacımız Türkiye yüzyılında yaşlısıyla, genciyle,  çocuğuyla Türkiye’yi çok farklı düzeylere yükseltmektir. Büyümemiz ilk 9 ay 4.7 geldi. Bunun da orta vadeli program çerçevesinde gerçekleşeceğine inanıyoruz. Bu ayın sonunda istatistikler çıkmış olacak. Şuan ki tahminimiz 1.1 trilyon doların üzerinde bir ekonomik büyüklüğe ulaşacağız. Bununla dünyada 17. büyük ekonomi satın alma gücü paritesine göre de 11. büyük ekonomiyiz. Ama amacımız daha yükseklere çıkmak. Cumhuriyetimizin 100. Yılını geride bıraktık. Cumhuriyetimizin kazanımlarını ve birikimini de zemin olarak alıp bu yüzyılda Türkiye yüzyılını inşa edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın çizdiği vizyon bu. Türkiye yüzyılında bütün bölgelerimizle bütün sektörlerimizle çok daha güçlü, çok daha ileri bir ülke sosyal refahı çok daha yüksek düzeylere çıkmış bir toplum inşa etme yolunda gayret ediyoruz, gayret edeceğiz, inşallah gece gündüz çalışacağız”

ÖZELLİKLE MALATYA’NIN DA İÇİNDE BULUNDUĞU 4 İLDE BÜYÜK YIKIM OLDU

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 11 ili derinden etkileyen depremlerle ilgili olarak: “Tarihimizin en büyük afetini yaşadık 2 tane çok şiddetli deprem peş peşe geldi. 11 ilimiz 14 milyon nüfusumuz doğrudan bunu hissetti ve etkilendi. Özellikle 4 ilimizde büyük yıkımlar oldu. Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay ve Malatya… Çok daha geniş bir coğrafyada da yıkımlar gördük. 3 kıtanın ortasında olmamız bir nimet. Aynı zamanda deprem açıcından da büyük riskler getiren bir durum. Bu gerçeği bir kez daha yaşadık ve gördük. Bunlar uzun yılların birikimi olan meseleler. Yapı stoku dediğimiz şey bu günün meselesi değil, 50-60 yıllık meseleler. Maalesef 53 binden fazla canımızı kaybettik. Hepsine Allah’tan rahmet diliyorum. 100 binin üzerinde insanımız yaralandı. Onlara da buradan tekrar şifalar diliyorum. Bu hadiseden sonra Türkiye’de büyük bir seferberlik başladı. Dayanışma ruhu harekete geçti. Devlet ve millet el birliği içinde… Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere bütün kurumlarımız seferber oldu. Bazen dışarıdan bakınca eleştiriler olabiliyor. Bunu saygıyla karşılıyoruz. Ama bu işleri yaşamak lazım”

YILMAZ, VAN DEPREMİNDEN DE ÖRNEKLER VERDİ 

“Geçmişte Kalkınma Bakanı iken Van depreminde Erciş’te nöbetçi bakanlık yaptım. Günlerce orada yatıp kalktık. Orada ne sıkıntılar olduğunu görmüş ve yaşamış olan bir kardeşiniz olarak söylüyorum. O gün arama kurtarma ekiplerinin organize edilip müdahale etmeleri bir taraftan, vefat etmiş olan insanların tespiti, kefen ve imam bulunması, defnedilmesi, yaralı insanların hastanelere ulaştırılması gibi binlerce detay var. Diğer taraftan güvenlik tedbirlerinin alınması. Birçok detay var. Benim gördüğüm sadece bir ilde yaşananlar. Ama 11 ilde, dünyanın 150 ülkesinden daha büyük bir nüfusu etkilemiş bir afetten bahsediyoruz. Buna rağmen fedakarca ilk andan itibaren elimizdeki tüm imkanları seferber ederek depremzede vatandaşlarımızın yanında olmaya gayret ettik. Acil müdahaleler bittikten sonra da önce geçici barınma sonra alıcı konutlarla ilgili çalışmaları hızla başlattık. Elimizden gelen tüm imkanları kullandık”

DEPREM İÇİN ÇOK BÜYÜK BİR RAKAM TAHSİS ETTİK 

 “Rakamsal olarak da ifade etmek isterim. 2023 yılında devlet olarak 960 milyar lira deprem için tahsis ettik. Bu milli gelirimizin yüzde 3.8’ine denk geliyor. Çok büyük bir rakam. 2024 yılında da sadece merkezi yönetim bütçesine koyduğumuz ödenek  1 trilyon 28 milyar Türk Lirası. 2025 ve 2026 yıllarında da devam edecek, ama ağırlıklı kısmı 2023 ve 2024. Bu yılı tamamladığımızda ağırlıklı kısmı bitmiş olacak. Bunu da 3 başlık altında sürdürüyoruz. Birincisi, kalıcı konutların inşası. Sayın Cumhurbaşkanımız bu sıralarda deprem bölgesinde. Siz de görüyorsunuz. Deprem bölgesinde ilk tahsisatlar, ilk kura çekimleri yapıldı. Vatandaşlarımıza dağıtılıyor. 46 bin civarında konutun kurası çekildi. Bundan sonraki aylarda da her ay kura çekimleri yapılarak, konutlar vatandaşlarımıza dağıtılacak. İşin ağırlıklı kısmı 2024 yılında bitmiş olacak. Yalnız konutla iş bitmiyor. Uzaktan sadece işin konut kısmı görünüyor, ama bir alana konut inşa ettiğinizde onun yolunu yapmanız lazım. Elektriğini, doğal gazını, kanalizasyon sistemini kurmanız lazım. Oradaki çocuklarımız için okullar inşa etmemiz lazım. İnsanımız için sağlık tesisleri yapmanız lazım. Diğer spor donatılarına ve yeşil alanlarına varıncaya kadar birçok altyapı çalışmasını da aynı zamanda sürdürmeniz lazım. Yine depremde hasar görmüş, yolları, altyapıları tamir etmeniz lazım. Dolayısıyla konutların yanında altyapıyla ilgili de muazzam bir yatırım süreci içerisinde olduğumuzu ifade etmek isterim. Bu kadar geniş bir alanda bu işleri bir anda yapmak öyle kolay değil. Konut ve altyapı dışındaki diğer başlığımız ise; ekonomik ve sosyal hayatın canlandırılması. Kalıcı konutlarımız inşa edilecek, altyapılarımız tamir edilecek, ilave altyapılar yapılacak. Diğer yandan sosyal ve ekonomik açıdan bu illerimizin deprem öncesinden daha iyi bir noktaya taşınmasıyla tamamlanmış olacak. Orada da MİAD gibi STK’lar, iş dünyası  çok önemli. Bu işin bir tarafı da gerçekten psikoloji. Deprem bölesindeki insanımızın kendisini hiçbir zaman yalnız hissetmemesi lazım. Bu anlamda MİAD Başkanımızın yaptığı çağrı çok anlamlı. Hiçbir şey yapmasanız bile bölgeye gidip, vatandaşlarla hasbihal etmeniz dertlerine ortak olmanız bile çok kıymetli. Bunu MİAD ve birçok STK’mız yapmış durumda. Hepsine şükranlarımızı sunuyoruz. Cenab- ı Allah hepsinden razı olsun. MİAD bulunla da kalmamış bütün bu saydığım konularla ilgili ilk andan müdahalesinden tutun, kalıcı hizmetlere varıncaya kadar çok ciddi çalışmalar yaptılar. Malatyalı iş adamlarımız örnek çalışmalar yaptı. Ben de defalarca Malatya’ya gittim ve orada yaptıkları çalışmaların bir kısmını gördüm. Bütün iş adamlarımıza çok teşekkür ediyorum. Bir kısmı burada bir kısmı burada olmayan iş adamlarımız ben hepsine teşekkür ediyorum. Onlara yürekten teşekkür ediyorum. Şükranlarımı sunuyorum. Sağ olsunlar var olsunlar diyorum”

MALATYA HEM GİRİŞİMCİ HEM DİNAMİK BİR İLİMİZ 

“Malatya girişimci olduğu kadar dayanışmacı bir şehir aynı zamanda. Bunun altını çizmemiz lazım. Hem girişimci son derece dinamik bir ilimiz. Başarılarıyla tüm Türkiye’ye örnek olan iş adamları, öne çıkan iş adamları olan bir ilimiz. Bu anlamda doğuda gerçekten çok farklı bir konumu olan ilimiz, ama en az bunun kadar önemli olan farklı kesimleri bir arada yaşatmayı bilen dayanışmayı bilen toplumu entegre etmeyi bilen bir ilimiz. Bu yönüyle de en az ekonomik girişimciliğe kadar takdiri hak edilen bir ilimiz. Şunu da altını çizmek isterim. Deprem ile ilgili dediğim gibi çok ciddi çalışmalar sürdürüyoruz. Bundan sonra da inşallah Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde güçlü yönetiminde tüm ilgili arkadaşlarımızla Çevre Şehircilik, İçişleri, AFAD başta olmak üzere Maliye Bakanlığımız ile gayret ediyoruz. Ben de zaman zaman merkezde arkadaşlarımızı topluyorum, deprem ile ilgili koordinasyon yapmaya çalışıyoruz. Örnek vermek gerekirse, konutlarımız bittiği anda diğer işlemlerimiz altyapıların da bitmesi lazım, o altyapılar yapılırken farklı altyapılardan sorumlu bakanlıklarımızın eş zamanlı şekilde yapması gereken işler var, onları elimizden geldiğince koordine ediyoruz. Daha etkin bir şekilde bu yatırımların yapılmasına gayret ediyoruz. Malatya’yı da değişik vesilelerle ziyaret ettim, en son kasım ayında kapsamlı bir ziyaretimiz oldu. İş dünyası ile toplantı yaptık, bir kısmımız katılmıştınız o toplantıya İstanbul’da, Malatya’da, bölgenin değişik illerinden iş adamlarını Malatya’da topladık ve bir istişare toplantısı yaptık diğer çalışmaları da yerinde incelemeleri fırsatı bulmuş olduk. Bu vesileyle tabi Malatya’da görev yapan tüm arkadaşlarımıza fedakârca depremzedelerin yanında olan hizmet eden herkese şükranlarımı sunuyorum. Malatya önemli devlet adamları da yetiştirmiş bir şehrimiz ve gerçekten Anadolu’nun destan şehirlerinden bir tanesi bu bütün yönleriyle ben kısa sürede Malatya’nın toparlanacağına, çok daha iyi noktaya geleceğine yürekten inanıyorum. Oradaki gözlemim şu oldu; doğrusu şehir dışında çok daha hızlı çalışmalar yürütmüşüz, konutlar inşa etmişiz, gidip yerinde de gördüm”

MALATYA’YA 11.5 MİLYAR LİRA KAYNAK AKTARDIK 

“Önümüzdeki dönemde Sayın Cumhurbaşkanımızın Malatya'ya teşrifleriyle 5 bin 140'ı il ve ilçe merkezlerinde, 1041'i kırsalda olmak üzere toplam 6 bin 181 konutumuzun kurası çekilecek. Bunlar artık bitmiş konutlarımız. Yaklaşık 17 bin konutumuzun yapımı da devam ediyor. Onlar da bittikçe peyderpey bu kuralar çekilmiş olacak.
 Sadece bu çalışmalar için Malatya’mıza 11.5 milyar lira kaynak aktarmış durumdayız.  Değerli Arkadaşlar, depremler şunu gösteriyor; elbette yaraları sarmak için uğraşacağız. Çok şükür istikrarlı bir yönetimimiz var. Güçlü bir bütçemiz var. Başka türlü bu yükün altından kalkmak her baba yiğidin kârı değil. Gelişmiş dediğimiz ülkelerde dahi bu kadar büyük bir afet olması halinde ne tür sıkıntılar yaşandığını, ne kadar uzun zamanlarda bu yaraların sarıldığını biliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti 20 yıldaki bu istikrarlı büyümesinin sonuçlarını yaşıyoruz. Bütçemizde bu kaynaklar olmasa, siyasi istikrarımız ve gücümüz olmasa takdir edersiniz ki bu afetin altından kalkmak o kadar kolay olmazdı. Türkiye çok şükür bu yaraları sarıyor. Bu yaralar sarıldıktan sonra da çok daha güçlü ve dirençli şehirler oluşacak. Benim hiç kuşkum yok ki, Malatya eskisinden daha da güçlü olacak. Malatya’da eskisinden de daha fazla nüfus yaşayacak. Malatya eskisinden daha çok üretim ve ihracat yapacak. Sadece biraz zamana ihtiyaç var. Bahsettiğimiz yatırımların tamamlanmasıyla peyderpey daha farklı olacak. Van depreminde hatırlıyorum. Vatandaşlar Van geriye gider, diyorlardı. Nüfusumuz azalır diyorlardı. Ben, depremden iki sene sonra Van’ı ziyaret ettim. Nüfusu eskisinden çok daha fazla olmuştu. İnşallah aynı şey bugünkü deprem bölgelerimizde de olacak. Bu çalışmalarımız tamamlandığında göreceksiniz, Malatya’nın nüfusu, ekonomik gücü çok daha farklı bir yere gelmiş olacak. Bundan benim hiçbir şüphem yok”

TÜRKİYE YÜZYILINI DİRENÇLİ ŞEHİRLERLE İNŞA EDECEĞİZ 

“Aynı zamanda da bu bölgemiz daha güvenli bir hale geliyor. Bir defa fay hatları boşalmış oldu. Yüzyılda bir olan deprem yaşanmış oldu. Enerji boşalmış oldu. Yeni yönetmeliklere uygun yapıların yapılmasıyla birlikte bu bölgelerimiz geri kalan bölgelere göre, daha güveni ve daha dirençli bölgeler haline gelecek. Belki şuan ki depremin psikolojisiyle biraz moralimiz bozuluyor, ama inanın çok daha iyi bir noktaya geleceğiz. Giden canlar en büyük kayıp. Onun hesabı kitabı yok. Keşke bir tek insanımıza dahi bir zarar gelmeseydi, ama inşallah gelecek nesiller adına çok daha dirençli çok daha güçlü şehirler inşa ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz. Buradaki en kritik unsur şu; kriz yönetmek istemiyorsanız riskleri daha iyi yönetmeniz lazım. Yani koruyucu hekimlik gibi. Riskleri tespit edip bu riskleri azaltıcı önlemler alırsanız kriz yönetmek zorunda kalmazsınız. Hastalıklara erken müdahale gibi… Dolayısıyla şuan ki anlayışımız bu. Bir taraftan depremin yaralarını sarıyoruz diğer taraftan da kentsel dönüşümde yeni bir kanun çıkardık. Yeni bir kurum kurduk. Marmara Bölgesi başta olmak üzere bütün Türkiye’de riskleri azaltıcı yatırımları hızlandırıyoruz. Bu güne kadar 2 milyonun üzerinde konutu dönüştürdük. Şimdi yeni bir kentsel dönüşüm kanunu çıktı. Yeni bir başkanlık kuruldu. Başkanlığın içinde de 3 tane genel müdürlük var. Birincisi tüm Türkiye ile ilgili. İkincisi sadece Marmara bölgesiyle ilgili. Üçüncü genel müdürlüğümüz ise bunlara finans sağlamakla ilgili. Önümüzdeki dönemde kentsel dönüşümün çok daha hızlandığını görmüş olacağız. Türkiye yüzyılını dirençli şehirlerle inşa edeceğiz” 

YILMAZ, YEREL SEÇİM SÜRECİNE DE DEĞİNDİ 

Öte yandan yerel seçim sürecine de değinen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Bir yerel seçim sürecindeyiz. Bu noktanın da altını çizmek istiyorum. Murat Kurum değerli kardeşimiz İstanbul'dan Büyükşehir Belediye Başkan Adayı. Gerçekten çok güçlü bir arkadaşımız. İstanbul için son derece uygun bir aday olduğunu ifade etmek istiyorum. Murat Bey’i geçmişte yaptığı çalışmalardan dolayı da tanıyorum. Bingöl depreminde yaptıklarından biliyorum. Gelip aylarca Bingöl’de yaşadı. Son afetlerde de sahada koşturdu.  İstanbul'un tam da buna ihtiyacı var. Algıya ihtiyacı yok İstanbul'un. Reklama, sloganlara, boş laflara ihtiyacı yok. İş yapacak insana ihtiyacı var. İstanbul'a odaklanacak yerel yöneticilere ihtiyacı var. Trafik sorunundan afet meselesine birçok alanda İstanbul'umuz için bir şans olduğunu düşünüyorum. Murat Bey’in bu işi tam anlamıyla yapacağına inanıyorum. Sizlerin de bu anlamda desteğini ve duasını beklediğimi de ifade etmek istiyorum. Biz buna gerçek belediyecilik diyoruz. Belediye imkânlarını halka hizmet etmek için kullanmak gerçek belediyeciliktir. Murat Bey’in kaynakları çok verimli ve etkili kullanacağına yürekten inanıyorum. Az kaynak da tahsis etmiyoruz. Ciddi kaynaklar tahsis ediliyor”

KİMSE BAHANE GÖSTERMESİN

“Eski bir planlamacı olarak şunu çok rahat söyleyebilirim; bu kaynakları etkili, verimli kullanırsanız sorunları çözersiniz. Ama bu kaynakları popülist bir şekilde çarçur ederseniz, reklama, başka şeylere harcarsanız yatırım yapmazsınız. Yatırım yapmamak bir süre sizi idare edebilir, tabiri caizse sermayeden yersiniz. O sermayeyi tüketirsiniz ama bu uzun soluklu olamaz. Bir noktadan sonra sermaye tükenir ve bunun bedelini tüm toplum ödemiş olur. Her sene biz merkezi idare olarak belediyelerimize kanundaki kriter neyse, bütün belediyelere otomatik bir şekilde gelirlerini gönderiyoruz. Hiçbirini diğerinden ayırt etmiyoruz. Neyse hakkı, hukuku, kanunlarla hak ettiği onlar belediyelere gönderiliyor. Hiç kimse başarısızlıklarına başka şeyleri bahane olarak göstermesin. Bazen duyuyoruz, 'Merkezi idare bana şunu yapmadı, bunu yapmadı, o yüzden başaramadım' diyor. Bir defa bu başarısızlığın ikrarı. 'Ben başarısız oldum' diyor. Başka yerlerde bu başarısızlığın sebebini aramaya çalışıyor demek”

MURAT BEY İSTANBUL’A ODAKLANIYOR!

Diğer yandan şunu da ifade etmek isterim, doksanlı yıllarda Sayın Cumhurbaşkanımız İstanbul'da belediye başkanlığı yaptı. O dönemde de belediyede farklı bir parti vardı, merkezi idarede farklı bir parti vardı. Çok büyük sorunlar vardı. İçme suyundan çöpüne, başka meselelere, ulaşıma varıncaya kadar... O dönemde çözüldü o sorunlar değil mi, çok kısa bir sürede. Demek ki yapılabiliyor. Sen kaynaklarını, insan gücünü, bütçeni doğru amaçlarla kullanırsan sorunları çözersin. Kullanmayıp, başarısızlığın bedelini başka yerlere yüklemeye çalışırsan, onu da yapabilirsin tabii. Halkımızın burada en güzel takdiri yapacağına yürekten inanıyorum. Biz belediye kanunlarını değiştirdik. Eski keyfilikler kalmadı. Kimse bahanelerin gerisine saklanmasın. Başarısızlık varsa o yönetici hesap vermelidir. İstanbul’a Murat Bey ile farklı bir anlayış gelecektir. Sadece İstanbul diyor Murat Bey, İstanbul'a odaklanıyor. Bizim istediğimiz de bu zaten, gerçekten İstanbul'a odaklanan bir yerel yönetim. İstanbul'un sorunlarına odaklanan, polemiklere, şovlara, başka algılara değil, gerçek meselelere, sorunlara odaklanan bir anlayış. İnşallah İstanbul için hayırlara vesile olacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı. 

AKDAŞ: MALATYA’DA İŞLERİN HIZLANACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM

Programda, MİAD Başkanı Yunus Akdaş da bir konuşma yaptı. Akdaş: “BAĞ-KUR’U artırmayın. Çalıştırdığımız insanların, işçilerin ücretlerini asgari ücret işveren payını bu dönem, en azından insanlar Malatya’ya yerleşene kadar göçün durması için işveren payını işçilere vermeyi öneriyorum. Biz bunu ödeyelim, ama işçiye ödeyelim ki işçi burada kaçmasın. Böyle teşvikler de var. Bunun dışında BAĞ-KUR primlerine 7500-7200’e emeklilik var. 7200 ile olmuyor diye şikâyetleri var.  Geçen gün Çağlayan Adliyesindeki olayı şiddetle kınıyorum. Ölenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Polis arkadaşlarımı da tebrik ediyorum. Ülkenin bölünmez bütünlüğü üzerinde kimsenin şaka yapmaya hakkı yok. Bu ülkenin varlığı önemlidir. Camide safları sıklaştırın diyorlar ya, bu gibi hainlere de fırsat vermemek lazım. Malatyalılar arasında hain çıkmaz ama yine de dikkat edin derim.  Esnaflar, yerinde yapılandırma olursa ne olur? Dediler . Devletin verdiği parayla yaptıramayız dediler. Eğer devlet 1 milyon verir ve 1 milyon da kredi verirse o zaman olabilir, dediler.  Çok hızlı yapılması için biz orada % 10 kâr ile çalışırız, dediler. Ancak bu işleri yaptığımız için de vergiden muaf olalım dediler. Eğer istisnai bir durum olursa, Malatya’da işlerin hızlanacağını düşünüyorum. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcıma tekrar katılımdan dolayı teşekkür ediyorum” dedi. 

HABER MERKEZİ-MALATYA TİME 


 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER