Ersoy BABA / Ben vermem, Devlet versin!
ÖZEL HABERErsoy BABA yazdı.
Merhaba değerli okurlarımız.
Onca gazete ve haber sitesi arasında bu gazeteyi seçmeniz, orada da benim yazıma tıklayıp okumaya başlamanız beni acayip onore ediyor. Geçtiğimiz 3 hafta boyunca gazeteyi kurcalarken yazıma tıklamamış ve okumamış olmanızı da sükunetle karşılıyorum. Çünkü 3 haftadır yazamamıştım. Hele olaylar durulsun, Türkiye Finlandiya standartlarında sessiz sakin, kendi halinde, kavgasız gürültüsüz, adrenali olmayan, birbiri ile çatışmayan, Cumhurbaşkanımızın bisikletle külliyeye gittiği bir ülke olsun, ondan sonra yazarım dedim. Ama nerdeee!
Her gün 24 saat. Ama bu 24 saate yaklaşık 55 saatlik olay ziplenmiş. Açtıkça açılıyor. Sürekli yeni bir şeyler yükleniyor. Ben de bıraktım yazmamayı. Yazmamayı bırakmak o kadar zor ki; çok kolay alışıyor insan etliye sütlüye karışmamaya ve yazmamaya. Sabah işe giderken öğlen ne yiyeceğini, akşam eve gelirken bugün hangi dizi vardı diye onu düşünüyorsun. Allah başka dert vermemiş gibi muhalif vatandaş moduna giriyorsun.
En sonunda yazmamayı bırakmak zorunda kaldım. Neden? Anlatayım…
Bazı belediyeler hizmetten kısıp, araç bakımlarından kısıp, yeni gerekli altyapı yatırımlarından kısıp heykel yaparlar? Heykellere tapınmak ya da heykellerinin objesine çok saygı duyduklarından değil elbette. Heykellerin objesine, yani farz edilen sahibine saygı duysalar; onun hedefleri ve mücadeleleri ile aynı paralellikte hareket ederlerdi. Onun düşmanlarını düşman kabul edip onları dost edinmezler, kent uzlaşısı veya her ne halt isimle isimlendirseler de birlikte yürümezlerdi. Zerre kadar saygı duyduklarını zannetmiyorum. Saygı duysalar onun savaştığı Yedi düvele sevgi beslemezler her fırsatta onlarla mücadele ederlerdi.
O zaman bu heykellerin sebebi nedir?
Bir tesis yapacak olsalar üç aşağı beş yukarı maliyetler bellidir. 35 milyonluk yatırım ya 30 milyona mal edilebilir, ya da 40 milyona kazık yenebilir. Daha ne ileri ne de geri gidilebilir. Bunlardan dolayı soruşturma da geçirmezler. Çok da sıkıntı çıkmaz. Ama aradaki kazanımları en fazla o oynayan rakamlar kadar olabilir.
-“Millet aç! Aççç!” diye bağıra bağıra birçok belediyenin başına geçen ucubeleri doyurmak zor.
Yatırımların veya hizmetlerin bedelleri üç aşağı beş yukarı bellidir. Ancak heykeller bir sanat (!) eseridir. Sanat eserlerinin de öyle standart, belirlenmiş bir fiyatları yoktur. 1 milyonu sanatçıya verseler ve:
-“80 milyona mal ettim” deseler (sanatçı ilerde gelmesi muhtemel heykel talepleri için sustukça) kimse bir şey ispat edemez.
Onun içindir ki etrafta martı, salyangoz, Yunan Tanrıçaları gibi her türlü yaratığın heykelini dikmek için yarışırlar. Buradan kaldırılan ve üleşilen paraların haddi hesabı yoktur. Kimse de buna gık diyememektedir. Oy veren kitle de diğerlerinin gelmesindense bunun kalmasına razı olduklarından gerçek bir koyun gibi gidip onları tekrar, tekrar seçer.
Araya küçük bir bilgi de gireyim. Her ne kadar bizim muhalefetimiz Suriyeli Muhaliflerin Halep ve Hama’ya girmesinden rahatsız oldularsa da yıkılan heykelleri görünce ileride yenilerini dikebilmek amaçlı yeni alanlar açılmasına içten içten seviniyorlardır. Kısmet tabi!
...
İlginizi Çekebilir