© Malatya Time

Ersoy BABA / “Getirin o kafiri yakalım!”

Ersoy BABA yazdı.

Zamanın birinde İstanbul sokaklarında tembeller çoğalmış. Hemen her köşe başında bunlar milleti sadaka isteyerek rahatsız eder olmuşlar. Gel zaman git zaman sayıları da artınca şikayetler padişaha kadar ulaşmış. Padişah sokakları bu tembellerden kurtarmak için türlü çareler denettirse de tembelleri sokaklardan kaldırmak mümkün olmamış.
Vezirlerden biri bir fikir üretmiş. Padişaha da fikrini söylemiş. Fikir çaresizlikten kabul edilmiş. Uygun bir yerdeki metruk bir bina tanzim edilmiş. İçerisine yataklar konup sokaklardaki tüm tembeller toplatılıp oraya sıkıştırılmış. Günde 3 öğün yemekleri de ayaklarına gönderilince halkın rahatsız edilmesi de önlenmiş. 

Bir kış günü en alt katta sobadan sıçrayan bir kıvılcım yangın başlatmış. Herkes “YANGIN VAAAAR” diye bağıra bağıra kaçmış. Handaki tüm tembeller yangını söndürmeye çalışmak yerine kendilerini sokağa atıp itfaiyenin gelmesini beklemişler.

Hanın en üst katındaki odadaki en tembel iki kişi kaçmak yerine “Nasıl olsa itfaiye gelip söndürür. Boşu boşuna in-çık yorulmayalım” diye düşündüklerinden yerlerinden kıpırdamamışlar. Yatağın kapıya yakın olan kısmında yatan tembel diğerine:

-“Kapının altından dumanlar gelmeye başladı. Kaçsak mı artık?” diye sormuş. Diğeri:

-“Az daha sabret. Henüz alevler buraya ulaşmadı. İtfaiye nasıl olsa birazdan söndürmüş olur.”

Dumanlar kapının altından hızla girmeye başlamış.

...

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN LÜTFEN BURAYA > TIKLAYINIZ 

 

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER