Hüccetullah HAKDER / Bu Yazıyı Kim Yazdırdı?
ÖZEL HABERHüccetullah HAKDER yazdı.
Bir haber çıkıyor…
Ortada belge var, görüntü var, bilgi var,
Ama bizimkiler ilk cümleyi şöyle kuruyor:
“Kim yazdırdı bunu?”
Bak bak bak…
Haberin içeriğine bakmıyor,
Belgeler umurunda değil,
Vicdan, izan, gerçeklik? Hak getire…
İlk refleks şu:
“Bu yazıyı kim yazdırdı?”
Yani düşünsenize…
Bir yangın çıksa, adam hortumu tutanı sorguluyor:
“Sen bu suyu kimin için sıkıyorsun?”
Yahu yangın var, yangın!
Alev var, duman var, ciğer yanıyor!
Ama bunların derdi, itfaiyecinin kimliği!
Bir haber yazıyoruz:
Mesela belediye üç gün çalışmıyor…
Millet perişan.
Ama haberi okuyan soruyor:
“Bu gazeteci kiminle arası bozuk acaba?”
Bir analiz yapıyoruz:
Milletvekili haftalardır ortada yok.
Ama yorum şu:
“Yazar kime kırgın ki böyle yazmış?”
Yahu sen ciddi misin?
Biz eleştirince “kim yazdırdı?”
Peki soruyorum:
O zaman haber yanlış mı?
Değilse neyi konuşuyoruz?
Yok eğer doğruysa,
Size ne kardeşim, kim yazdırdıysa yazdırdı; gerçekse gerçek!
Ha bir de şu var:
Yazıyı yazanın derdi memleket,
Bunların derdi “yazıyı kim yazdırdı?”
Yani olay şu:
İçerik 100 gram, kulis 5 kilo!
Aklı bırakmış, koklama refleksiyle haber çözüyorlar!
Peki o zaman soruyorum:
“Siz bu suskunluğu kimden satın aldınız?”
Bu görmezden gelişleri kim size bedava verdi?”
Haberin üzerine basıp geçme iznini kimden aldınız?”
Yani dostlar…
Haber yazınca:
“Kim yazdırdı?”
Yazmayınca:
“Niye yazmıyorsun?”
Yazarsak yandaş,
...
İlginizi Çekebilir