© Malatya Time

İstanbul’a Yolculuk: Sıfırdan Başlamak

Bu yazı dizisi, Arif Karaca’nın çocukluk ve iş hayatını ele alan 6 bölümlük bir seridir. İkinci bölümde, Karaca ailesinin Malatya’dan İstanbul’a taşınma hikayesi ve yeni hayatlarına sıfırdan başlama süreci anlatılmaktadır.

 

MALATYA’DAN İSTANBUL’A: HAYATTA KALMAK İÇİN YENİDEN DOĞUŞ

1973 yılı, Karaca ailesi için bir dönüm noktasıydı. Malatya’da yıllarca varlık içinde yaşayan aile, şehrin ekonomik koşullarının kötüleşmesiyle zor bir karar almak zorunda kaldı. Arif Karaca’nın babası, uzun yıllar boyunca Malatya’da işlettiği kırtasiye dükkânında elinden gelenin en iyisini yapmıştı. Ancak bir gün, dükkâna girdi ve Arif’e dönerek, her şeyin değişmesi gerektiğini gösteren o cümleyi kurdu: “Burada iflah olmayız. İstanbul’a gitmenin vakti geldi.”

Bu karar, Arif için sadece fiziksel bir taşınma değil, çocukluk anılarının, sıcak mahalle ilişkilerinin ve esnaflık kültürünün geride bırakılması anlamına geliyordu. Babası, dükkân camına “Tahliye nedeniyle zararına satış” yazdırdığında, Arif hayatındaki yeni dönemin ilk sinyallerini aldı. Bu yazı, yalnızca Malatya’daki işlerinin sona erişini değil, İstanbul’da yeni bir hayata başlama çabasının habercisiydi.

“Babam dükkâna ‘tahliye nedeniyle zararına satış’ yazmamı istediğinde, bir dönemin kapandığını anladım,” diyor Arif. Malatya’da huzurlu bir yaşam sürerken karşılaştıkları zorlukları geride bırakmanın kolay olmadığını da ekliyor. Her ne kadar maddi anlamda zor durumda olsalar da, Malatya’dan İstanbul’a taşınırken sahip oldukları en büyük servet, yılların kazandırdığı esnaflık kültürü ve babasının iş ahlakıydı.

İSTANBUL’DA YENİ BİR BAŞLANGIÇ: ZORLUKLARIN ÜSTESİNDEN GELMEK

İstanbul’a taşınan Karaca ailesi için yaşam hiç kolay olmadı. Yeni şehre alışmak, eski düzenlerinden kopmak demekti. Malatya’da sahip oldukları rahat yaşam, İstanbul’da yerini sıfırdan başlamanın zorluklarına bıraktı. Arif Karaca, İstanbul’da babasıyla birlikte küçük bir atölye kurduklarını, sermayelerinin neredeyse hiç olmadığını anlatıyor. Cam işleri yaparak başladıkları bu süreçte, önce çok düşük kar marjlarıyla çalışmak zorunda kaldılar.

“Babam bana her zaman şunu söylerdi: Ne iş yaparsan yap, en iyisini yap.” İşte bu cümle, Karaca ailesinin zorlu İstanbul günlerinde tek motivasyonu oldu. Esnaflıkla büyüyen Arif, babasının her zaman dürüst ve çalışkan bir insan olarak tanınmasının kendisine güç verdiğini dile getiriyor.

İstanbul’da küçük bir atölyede başladıkları işlerde, ilk başlarda kazandıkları sadece temel ihtiyaçlarını karşılamaya yetiyordu. Yaptıkları işlerin karşılığını tam olarak alamamalarına rağmen, mücadele ruhu Karaca ailesinin içinde hiç sönmedi. Arif, bu dönemi anlatırken, babasının ticarette nasıl ilerleyeceğini öğretmek için sürekli tavsiyelerde bulunduğunu hatırlıyor.

“Babamın en büyük öğretisi, dürüstlük ve işine bağlılık oldu.” Bu sözler, Karaca ailesinin ticarette neden ayakta kalabildiğinin kilit noktasıydı. İstanbul’un büyük rekabet ortamında, sıradan işler yaparak ayakta kalamayacaklarını anladılar ve fark oluşturmaya odaklandılar.

MÜCADELE VE STRATEJİ: KALİTELİ İŞLERİN PEŞİNDE

İstanbul’a geldiklerinde, Karaca ailesi farklı bir strateji izlemeye karar verdi. Arif ve babası, düşük kaliteli ürünlerle yüksek miktarda satış yapmak yerine, daha az fakat kaliteli işler yapmayı tercih ettiler. “Az ama kaliteli mal satarak büyümeye başladık,” diyor Arif. Bu strateji, onları diğer esnaflardan ayırdı. Az ama nitelikli müşteri kitlesine hitap etmek, Karaca ailesine yavaş da olsa güvenilir bir itibar kazandırdı.

İlk zamanlarda, cam ürünlerinin üzerine basit dekorlar yaparak piyasaya sundular. Zamanla, ellerine geçen her fırsatı değerlendirerek küçük işlerini büyütmeye başladılar. Arif bu süreçte öğrendiği en büyük dersi şu sözlerle açıklıyor: “Kaliteli iş yapmak, uzun vadede güven ve sadakat kazandırır.”

Bu strateji, Karaca ailesinin iş hayatında başarıyı yakalamasının temellerinden biri oldu. Her zaman kaliteli ürünler yapmayı hedeflediler ve müşterilerine değerli bir deneyim sunmayı başardılar. “Biz hiçbir zaman ucuz iş yapmadık, yaptığımız her işte kaliteye odaklandık.”

Bir sonraki bölümde: Karaca ailesi İstanbul’da işlerini nasıl büyüttü? Karaca markasının temelleri nasıl atıldı ve markalaşma yolculuğu nasıl başladı? Karaca’nın ticaretteki ilk büyük başarıları ve İstanbul’un rekabetçi piyasasında nasıl fark oluşturduklarını keşfedeceğiz.

BÖLÜM 1: https://www.malatyatime.com/haber/malatyada-bir-esnafin-cocuklugu-kitaplar-arasinda-buyumek-102196

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER