Kanalboyu - Kernek Mahallesi Yazı Dizisi - 4. Bölüm
YAZI DİZİSİ(Atilla Kantarcı’nın yazısından ilhamla…) Hüccetullah Hakder
KANALBOYU’NUN SOSYAL HAYATI VE SİNEMA KÜLTÜRÜ
Bir zamanlar Kanalboyu, sadece bir su kanalı değil, Malatya’nın sosyal hayatının merkeziydi.
Sıcak yaz günlerinde insanlar bu serin suların kenarında soluklanır, çocuklar yalın ayak suya girer, büyükler dut ağaçlarının gölgesinde kahve içerdi. Kanalboyu’nun iki tarafına dizilmiş evler, yalnızca taş duvarlardan ibaret değil, yaşayan bir kültürün temsilcisiydi.
Ve bu kültürün tam ortasında Mahfel Sineması vardı.
Mahfel, Ordu Evi’nin bir parçasıydı ama sadece askerlerin değil, tüm Malatya’nın gözbebeğiydi. O dönem, sinema denildiğinde herkesin aklına burası gelirdi. Modern salonları, konforlu koltukları ve dönemin en iyi filmleriyle Mahfel, Malatyalıların buluşma noktasıydı.
Cuma akşamları sinema önünde uzun kuyruklar oluşur, beyazperdede Yeşilçam’ın efsane filmleri dönerdi. Gençler burada ilk defa sinema heyecanını yaşar, mahallede filmler günlerce konuşulurdu. Hababam Sınıfı’nı, Vesikalı Yarim’i, Kibar Feyzo’yu burada izlemeyen yoktu.
Mahfel’in yanı başında ise Abdussamet Akış’ın büyük konağı yükselirdi. 1920’lerde Kilis’ten Malatya’ya gelen Abdussamet Akış, burada bir hayat kurmuş, şehrin ilk petrol istasyonlarından birini açmıştı. Konağın alt katında ise Malatya’nın tanınmış sporcuları Dinçer Şekerci, Malatyaspor futbolcusu “Çete” lakaplı Tuncer Şekerci ve kardeşi Güner Şekerci otururdu.
Mahfel’den sonra Kanalboyu boyunca ilerlediğinizde, her evin bir hikâyesi, her kapının ardında bir anı saklıydı.
Sıvacı Muhammed Dayı’nın evi, eski şoförlerden Çullu Vahap Dayı ve oğulları Mustafa ile Yılmaz’ın evi, kabak gibi sesiyle türkü söyleyen Zozo Zülküf ve kardeşi Ceviz Ali’nin oturduğu ev, eczacı Zeki Özyavuz’un evi…
O dönem Kanalboyu’nda oturan herkes birbirini tanır, herkes birbiriyle selamlaşırdı. İnsanlar akşamları kapılarının önüne oturur, sohbet ederdi. Kadınlar çekirdek çitler, erkekler memleket meselelerini tartışır, çocuklar gecenin ilerleyen saatlerine kadar oyun oynardı.
Şimdi baktığınızda…
Kanalboyu hâlâ aynı mı?
Mahfel Sineması’nda ışıklar çoktan söndü.
O dut ağaçlarının gölgesi yok artık.
Eski evlerin yerine yükselen apartmanlar, o bahçelerde oynayan çocukları çoktan unuttu.
Kernek’te artık kimse kapısının önünde oturmuyor, kimse kanalın kenarında soluklanmıyor.
O sokaklar hâlâ hatıralarla dolu ama o hatıraları hatırlayanlar giderek azalıyor.
Bir zamanlar her köşesinde bir hayat yaşanan Kernek, şimdi yalnızca isimlerde mi kaldı?
Bu yazı dizisi yedi bölümden oluşmaktadır.
Devam edecek
İlginizi Çekebilir