© Malatya Time

Malatya’da Bir Esnafın Çocukluğu: Kitaplar Arasında Büyümek

Bu yazı dizisi, Arif Karaca’nın çocukluk ve iş hayatını ele alan 6 bölümlük bir seridir. İlk bölümde, Malatya’da kırtasiye dükkânında büyüyen Karaca’nın, çocukluk yıllarını ve mahalle kültürünü keşfedeceksiniz.

KİTAPLARIN ARASINDA GEÇEN ÇOCUKLUK

Arif Karaca’nın çocukluğu, sokaklarda oynayan diğer çocukların aksine, kırtasiye dükkânında geçen bir serüvendi. Babasının kırtasiye dükkânında büyüyen Karaca, o dönemlerde mahalle oyunlarına katılmak yerine, kitaplar arasında kendine ait bir dünya kurdu. Dükkânın rafları, her biri Arif için yeni bir hikâyenin kapısını aralayan kitaplarla doluydu. Texas Comics’ten Kemalettin Tuğcu’ya kadar, geniş bir yelpazede kitaplar okuyor, her sayfada farklı dünyalar keşfediyordu. Kitaplarla dolu bu dünya, Arif’in çocukluğunu yalnızlıktan uzaklaştırıyor, ona yeni bir ufuk açıyordu.

“Çocukluğum mahallede sokakta oyun oynayarak geçmedi. Babamın kırtasiye dükkânında büyüdüm,” diyor Karaca. Dükkân onun için bir iş yeri olmanın çok ötesinde, bilgiyle dolu bir dünyaya açılan bir kapıydı. Kitaplar onun için arkadaş, dükkân ise öğrenmenin mekânıydı.

MAHALLE VE ESNAF KÜLTÜRÜ

Malatya’nın o yıllardaki mahalle kültürü, her çocuğun hafızasında derin izler bırakırdı. Sokaklar güvenliydi, komşuluk ilişkileri ise o kadar sağlamdı ki, her kapı bir diğerine açılırdı. Komşular arasında öylesine güçlü bağlar vardı ki, Arif Karaca o yılları anlatırken, mahallesinde kötü bir anıya sahip olmadığını söyler:

“Oturduğumuz muhitlerde mükemmel komşuluk ilişkileri vardı, kimseyle kötü bir anım yoktur.”

Mahalledeki bu güven ortamı, hem Karaca’nın bireysel gelişimini hem de Malatya’da büyüyen herkesin hayatına derinlemesine işleyen bir değerdi. Babasının kırtasiye dükkânı, sadece bir ticaret yeri değil, aynı zamanda mahalledeki herkesin uğrak noktasıydı. Mahallede herkes birbirini tanır, herkes birbiriyle güvene dayalı ilişkiler kurardı.

BABASININ DÜRÜSTLÜĞÜ VE İŞ AHLAKI

Arif’in babası, Malatya’da tanınan, güvenilir ve dürüst bir esnaftı. Onun iş ahlakı, sadece mal satmaktan ibaret değildi. Babası, iş hayatında dürüstlüğü her şeyin önüne koyardı ve bu dürüstlük, Arif’in çocukluk yıllarında ona en büyük derslerden biri oldu. “Babam, kimseye bir kuruş borç bırakmadan, herkese hakkını teslim eden bir insandı,” diyen Karaca, babasının bu özelliklerinin kendisinin iş hayatındaki en önemli kılavuzlarından biri olduğunu söyler.

İSTANBUL’A TAŞINMA VE YENİ BİR HAYAT

1973 yılına gelindiğinde, Karaca ailesi için büyük bir değişim zamanıydı. Babası, Malatya’daki işlerde yaşadığı sıkıntılar ve şehrin değişen ekonomik durumu nedeniyle İstanbul’a taşınma kararı aldı. Bu karar, Arif Karaca’nın hayatında derin bir iz bıraktı. Babasının bu ani kararı, aileyi İstanbul’da yeni bir hayata başlamaya zorladı.

“Babam dükkâna ‘Tahliye nedeniyle zararına satış’ yazmamı istedi. O gün, Malatya’daki sayfa kapanmış, yeni bir sayfa açılmıştı.”

Bu kararla birlikte Karaca ailesi, İstanbul’da yeni bir hayat kurmaya başladı. Ancak Malatya’nın sıcak komşuluk ilişkileri ve mahalle kültürü Arif’in hafızasında hep özel bir yer tutacaktı.

Bir sonraki bölümde: Arif Karaca’nın İstanbul’a taşındıktan sonra nasıl sıfırdan başlayarak ticaret hayatında adım adım ilerlediğini, babasının kırtasiye dükkânından aldığı derslerle nasıl kendi yolunu çizdiğini anlatacağız.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER