Mehdi Senaryo Yazarı Aranıyor!
ENSTİTÜTarih 1935… Yani “şapkaya secde ettirilen” dönemler. Yani Kur’an öğrenmenin bile suç sayıldığı, hattâ Kur’an tefsiri yazan bir âlime “Mehdi” iftirasıyla dosya açıldığı yıllar…
Buyurun belgeye:
Devletin resmi yazışmalarında aynen şöyle deniyor:
“Vilâyet merkezinde oturmakta olan Said-i Kürdî’nin el altından halkı kandırmaya çalıştığı ve kendisine Al Lahın vekili Mehdi resul dedirtmeye çalıştığı haber verilmektedir…”
Altına da sıkı sıkıya not düşülmüş:
“Bu şahsa fırsat ve imkân verilmemelidir!”
Yani neymiş?
Bediüzzaman, Kur’an hakikatlerini anlatmaya kalkınca, suçlanmak için ‘Mehdi dedirttiriyor’ iftirası bulunmuş.
VE ŞİMDİ…
Aradan 90 sene geçti.
Takvim 2025.
Ama zihniyet 1935!
Şimdi de aynı iftira Hoca Ağabey’e yöneltiliyor.
Yine “Mehdi dedirtiyor, insanları kandırıyor” diye fısıltı gazetesi çalışıyor.
Yine “önünü kesin, konuşturmayın” diyenler, perde arkasında hizaya geçmiş bekliyor.
FARK NE?
Tek fark:
O zaman daktilo vardı, şimdi dijital klavye var.
O zaman vilayet yazısıydı, şimdi Twitter paylaşımı…
ÇÜNKÜ…
Kur’an’ı anlatanlara tahammül edemeyen kafa hiç değişmedi.
Risale-i Nur’un sırlarını çözenlere hâlâ alerjisi olanlar var.
Ve ne acıdır ki, Mehdi iftirasını atanlar da bir zamanlar bu hakikat sofralarında diz çökmüş kimseler!
AMA UNUTTUKLARI BİR ŞEY VAR:
Tarih, her zaman iftiracıyı değil, hakikati yazanları hatırlar.
1935’te “Mehdi” deyip susturmak isteyenler şimdi mezarda,
ama Said Nursî hâlâ konuşuyor.
Şimdi de konuşan Hoca Ağabey olacak…
Ve kim ne derse desin, hakikat bir gün mutlaka kazanacak.
Selam ve dua ile
Fiemanillah
İlginizi Çekebilir