Memur-Sen; İnsan Hakları Günü Açıklaması.

Malatya Genç İl Başkanlığı tarafından, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla açıklama yapıldı.
Memur-Sen İl Temsilciliği'nde gerçekleştirilen basın açıklamasında konuşan Malatya Genç Memur-Sen İl Başkanı Oğuz Güçlü, “10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü'nde, insanın insana yaptığı haksızlıklar dünyanın dört bir yanında bugün bir kez daha kınanıyor” dedi.
Güçlü, haksızlıkların karşısında olduklarını ifade ederek, “Dünya coğrafyasında haksızlığa uğrayan her bireyin, zulme uğramış her mazlumun hakkını savunmaktan yanayız. Ne mazlumun kimliğini sorarız ne de zalimin. Allah'ın yarattığı insanoğluna kim haksızlık etmişse karşısındayız. Bugün dünya üzerinde zulme en çok uğrayan ve şuanda bile evlatlarını, kardeşlerini, eşlerini kaybeden Müslüman mazlum kardeşlerimizi anmak için buradayız. Dini, inancı, milleti, mezhebi, ülkesi, ideolojisi ne olursa olsun, milletin iradesine kast eden her kesime ve ger eyleme karşıyız. Bizler ayrım yapmaksızın çıkarları değil, hakkı ve adaleti üstün tutan yeni bir dünya istiyoruz” diye konuştu.
Gençler olarak kendilerini Rabia Kuşağı olarak adlandırdıklarını kaydeden Güçlü, şunları kaydetti:
“Dünyanın en adaletsiz savaşının yaşandığı Suriye'de, seçilmiş hükümete karşı darbe yapılan Mısır'da, ambargo altında inleyen Gazze'de, mezhep savaşına sürüklenen Irak'ta ölen mazlum kardeşlerimizin adını anmak için buradayız. Yurtlarından sürülmüş Myanmarlılar, toprakları gasp edilmiş Doğu Türkistanlıların sesini duyurmak için buradayız. Türkiye'deki gençler olarak, dünya gençliğini insan ihlallerine karşı sonuna kadar direnmeye; onurlarına, tercihlerine ve seçimlerine sahip çıkmaya davet ediyoruz. Rabia-tül Adeviyye Meydanı'nda yapılan katliama tanık olan ve bu zulme isyan eden biz gençler, kendimizi Rabia Kuşağı olarak adlandırıyoruz. Rabia Kuşağı olan bizler, daima adaletin, hürriyetin, meşruiyetin, insan haklarının savunucusu olacağız. Bu değerlerin karşısında duran tüm düşünce ve hareketlerle de her ne pahasına olursa olsun mücadele edeceğiz. Katliamların üzerinden 100 gün değil, 100 yılda geçse mazlumun yanında olmayı sürdürecek, hakkı haykıracak, insanlığı ayakta tutmak için görevde olacağız.”