© Malatya Time

Murat ÇETİN / Medine: Muhammed-i Arabi’nin şehri

Mekke tevhidin mihrap yeriydi, Medine ise rahmetin minberi… Kalbimi fetheden bu şehirden ayrılmak zor oldu. Hasretle attığım her adım, Ravza-i Mutahhara’ya geri dönmenin duasını taşıyor.

Medine… Tevhidin haykırıldığı Mekke’den, zulmün, vahşetin pençesinden kurtulanların sığındığı şehir. Medine, Muhammed-i Arabi (a.s.)’ın devletini kurduğu, kardeşlik tohumlarını ektiği, insanlığa rahmet olan İslam medeniyetinin filizlendiği yer. Mekke, tevhidin ilan edildiği mihrap; Medine ise “Muhammedun Resulullah” nidalarının yankılandığı minberdir. Mekke, vahşetin bağrında direnen bir dava; Medine, o davanın rahmetle kucak açtığı şefkat diyarıdır.

Henüz Resul-i Ekrem (a.s.)’ın nübüvvet nuru ile aydınlanmadan önce Medine, Peygamberimizin babasının vefat ettiği yerdi. O topraklar ki şefkatiyle ümmeti kucakladı, İslam’ın sancaktarı oldu ve şimdi, umre vazifemizi Mekke’de yerine getirdikten sonra Medine’ye, Ravza-i Mutahhara’ya yönelmek nasip oldu. Adımlarımız Mescid-i Nebevi’nin serin gölgesine ulaştığında kalbimde tarifsiz bir his yükseldi.

Bir itirafta bulunmalıyım: Gönlümde Medine’ye karşı tarifsiz bir iştiyak, bir incizap, bir cazibe oluştu. Gönlüm, o şehirde kalmak, o manevi iklimde ebediyen nefes almak istiyor. Hasılı ben, Medine’ye aşık oldum. Medine, Muhammed-i Arabi’nin (a.s.) nuruyla aydınlanmış bir yıldız gibi kalbime kazındı. Medine’nin sokaklarında yankılanan o mübarek ses, “Muhammedun Resulullah” sesi, gönlümden hiç silinmeyecek.

Medine’den ayrılmak zor oldu. Kalbimde, oraya tekrar vasıl olmanın hasreti var. Dilimden şu mısralar dökülüyor:

“Medine, beni sana bağlayan bu aşk nedir? Bu ayrılık niye böyle yakıcıdır?”

Mekke… Hanife Abi’nin dediği gibi tevhidin diyarı. Medine ise Muhammed-i Arabi’nin haykırdığı o büyük hakikatin yurdudur. Mekke, kıyamda duran bir mihraptır; Medine, ahkâmın ve adaletin tatbik edildiği, Resul-i Ekrem (a.s.)’in o kutlu minberidir. Medine sadece bir şehir değil; İslam’ın devletleştiği, hakikatin adaletle ete kemiğe büründüğü, cihat meydanlarının merkezidir. Peygamberimizin ömrü saadetinde, tam 63 defa cihat ederek o koca koca imparatorlukları yıktığı yer, işte burasıdır.

Medine, gönlümü fethettin. Seni bırakıp gitmek zor oldu. Ama inan ki bu kalp, tekrar sana dönmenin hasretiyle atıyor. Dilimde hep şu dua var:

“Allah’ım, beni Medine’ye tekrar ulaştır. Ravza-i Mutahhara’nın kokusunu bir kez daha duyur.”

Medine, sen Muhammed-i Arabi’nin şehri, sen kardeşlik ve merhametin şehri, sen İslam medeniyetinin beşiğisin. Kalbimden çıkmayacak kadar büyüksün. Seni özlemek, belki de aşkın en güzel yanıdır.

KAYNAK: DİRİLİŞ POSTASI GAZETESİ 

LİNK: https://www.dirilispostasi.com/medine-muhammed-i-arabinin-sehri

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER