© Malatya Time

Murat ÇETİN / Milleti sürü gören, muhalefette kalmaya mahkum

Murat Çetin'in kaleminden...

CHP zihniyetine göre; millet yanlış kararlar veriyordu. Adnan Menderes'i seçerek, Turgut Özal'ı liderliğe taşıyarak, Recep Tayyip Erdoğan'ı benimseyerek iktidara getiren millet, hep yanlış karar vermişti. Onlara göre, kendini yönetemeyen ve seçimlerini yanlış yapan millet, iradesi olmayan ve sürekli güdülmesi gereken bir koyun sürüsüydü.

Toplumların ilerlemesi için olmazsa olmaz şartlarında biri, tarihini iyi okumak ve analiz etmektir. Oradan çıkarılacak derslerle, geleceğe emin adımlar atılabilir. Olumsuzlukların bir daha yaşanmaması için tedbirler alınır. Vatandaş olarak, partilerin vaatlerini sıraladığı bugünlerde, artıları-eksileri tartmaya gayret gösteriyoruz. Eski sistemi geri getireceğini söyleyen muhalefetin allayıp-pullayıp önümüze koyduğu eskiye(!) şöyle bir bakalım...

Yakın tarihi az-çok merak edip okuyanlar, CHP'nin milli iradeye saygısının olmadığını gayet iyi bilir. CHP sadece bir siyasi parti değil, bir zihniyetin adıdır. CHP zihniyeti, dünden bugüne, bütün darbelerin müsebbibi ve baş mihmandarı olmuştur. İsmet İnönü döneminde durum böyledir, Bülent Ecevit döneminde de hiç bir fark yoktur. Bugünkü Kemal Kılıçdaroğlu'nun da temsil ettiği zihniyete göre; millet, verdiği kararlarda hep yanılgıya düşen, hatta düşünemeyen ve yönetilmesi gereken bir sürüdür.

28 Şubat uygulamaları

Ülkemiz için büyük kayıplara ve acılara sebep olan 28 Şubat döneminin başlangıcı nasıldı bir hatırlayalım: 24 Aralık 1995 genel seçimlerinde Refah Partisi, yüzde 21.38 oy oranıyla 158 milletvekilliği kazanmıştı. Normal şartlarda, seçimlerde birinci olan partinin genel başkanı, hükümeti kurmakla görevlendirilir, koalisyon gerekiyorsa da hükümeti kurmakla görevli olan genel başkan, çalışmalarına başlardı. Malum zihniyete göre, Refah Partisi değil iktidarda, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde dahi olmamalıydı. Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan ile Doğruyol Partisi Genel Başkanı Tansu Çiller'in kurduğu koalisyon hükümeti, istifaya zorlandı. 12 Mart, 27 Mayıs ve 12 Eylül'ün aksine, asker yönetime bizzat el koymamış, medya üzerinden bir savaş vermişti. Askerlerin yönetimi zorla ele almaması, onun yerine zorla başkasına verilmesini sağlaması sebebiyle, 28 Şubat'a post-modern darbe adı verildi. Balans ayarı diye adlandırdıkları darbe, millet iradesine vurulmuştu. Halkın yanlış karar verdiği, düşünme yetisini geliştiremediği ve güdülmesi gerektiği anlayışının tezahürü olan 28 Şubat'ta, bir koalisyon vardı. İşadamı, medya ve askerlerden oluşan üçlü koalisyon, korku senaryoları üretmiş ve yürütelen tanklarla hükümeti yıkmıştı. Refah Partisi kapatılmış, yöneticilerine de siyasi yasak getirilmişti.


...

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN LÜTFEN BURAYA > TIKLAYINIZ. 

 

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER