© Malatya Time

Murat ÇETİN / Rab Kimdir?

Murat ÇETİN / Diriliş Postası Gazetesi

Hristiyan dünyasında rablık yalnızca Allah’a ait olmadı.

Önce İsa’ya (as) verildi.

Sonra Papa’ya…

Oradan da papazlara…

Ve sonuç?

Günah bağışlama, cennet vadetme ve dinî hükümleri değiştirme yetkisi ruhban sınıfının eline geçti.

Peki, İslam ne diyor?

Kur’an, bu anlayışı kesin bir dille reddediyor:

“Muhammed, sizin hiçbirinizin babası değildir; fakat o, Allah’ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur.” (Ahzab 40)

Bu ayet, İslam’da ruhani otoritenin bir “babalık” sistemine dayanmadığını açıkça ortaya koyuyor.

Ama bugün…

Benzer bir anlayış, bazı tasavvufî çevrelerde yaşanmıyor mu?

Bazı tarikatlarda şeyhlere mutlak tasarruf yetkisi atfediliyor.

Onların izni olmadan tövbenin kabul edilmeyeceğine, onların himayesi olmadan cennete girilemeyeceğine inanılıyor.

Bazı kişiler, müridlerini “teslimiyet” adı altında şahsi otoritelerine mahkûm ediyor.

Oysa İslam, insanın doğrudan Allah’a yönelmesini emrediyor.

Kur’an, peygamber için bile “baba değildir” diyerek bu tür ruhani otoriteleri reddediyor.

Bediüzzaman Said Nursî, 21. Lem’a’da meseleyi net bir şekilde ortaya koyuyor:

“Mesleğimizde baba ile oğul, şeyh ile mürid münasebeti yoktur.”

İslam’da kimse, Allah ile kul arasına giremez.

Kimse, bir başkasının günahını affedemez.

Kimse, cenneti veya cehennemi vadedemez.

• Uluhiyet yalnızca Allah’a aittir.

• Rububiyet de hiçbir insana verilmez.

• Kur’an, peygamber için bile “baba değildir” diyerek ruhani otoriteleri reddetmiştir.

• İslamiyette şeyh-mürid ilişkisi, bir baba-oğul ilişkisi değildir.

• Bazı tasavvufî çevrelerde şeyhlere mutlak tasarruf yetkisi verilmesi, İslam’ın rububiyet anlayışıyla çelişir.

İslam, insanın doğrudan Allah’a yönelmesini emreder.

Tevhid inancı, Allah ile kul arasına kimsenin giremeyeceğini bildirir.

Yetki sahibi yalnızca Allah’tır.

KAYNAK: DİRİLİŞ POSTASI GAZETESİ 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER