Peygamberler Günah İşler mi? İmam-ı Haremeyn Ne Diyor?
YAZI DİZİSİMolla Lütfi Karadağ ile Röportaj
Son günlerde İslamî çevrelerde tartışılan konuların başında peygamberlerin günah işleyip işlemeyeceği meselesi geliyor. Özellikle bu mesele üzerinden bazı kesimlerin kasıtlı bir şekilde İslam âlimlerine saldırması dikkat çekiyor. Konuyla ilgili olarak Molla Lütfi Karadağ’a mikrofon uzattık. Kendisi bu meselede Ehl-i Sünnet’in itikadını delilleriyle birlikte açıklıyor.
“Bu Mesele Ortalığı Velveleye Verdi”
Molla Lütfi Karadağ, konunun gereksiz bir şekilde büyütüldüğünü ve bazı çevrelerin kasıtlı olarak spekülasyon yaptığını söylüyor:
“Bu mesele medar-ı niza olmuş ve ortalık çok velveleye verilmiş bir mesele. Hocamız hakkında olmadık ithamlar yapılıyor. ‘Dalalet içindedir, sapıktır’ diyorlar. Peki, delilleri ne? Cumhurun görüşünü mü reddediyorlar? Çünkü ekser ulemaya göre peygamberler hata yapabilir. Bunun delillerini de Ehl-i Sünnet kitaplarında bulabiliriz.”
Şerh-ül Akaid Ne Diyor?
Karadağ, Osmanlı’dan günümüze kadar medreselerde okutulan klasik akaid eserlerinden biri olan Şerh-ül Akaid’den şu bölümü okuyarak devam ediyor:
“Bu kitap bizim medreselerimizde okutulan en temel eserlerden biridir. Defalarca okudum, okuttum. Kitapta şu açıkça yazıyor: ‘Ve amma sudûru’l-kebîri ba’da’n-nubûwati sehven fecevvezehu’l-ekserûne.’ Yani nübüvvetten sonra peygamberlerden sehven büyük günah sudûr eder mi? Ekseri ulemalar caiz görmüşlerdir. Küçük günahlar ise bilerek de işlenebilir diyor. Peki, bu görüşe kimler dahil? İmam-ı Haremeyn Cüveynî, büyük bir fakih ve kelamcı olarak aynı görüştedir. Yani ekseriyetle kabul edilen bir görüşü yok saymak mümkün mü?”
Kur’an’da Açık Deliller Var
Bu görüşü destekleyen Kur’an ayetlerine de değinen Karadağ, özellikle bazı peygamberlerin yaptığı hatalar ve bu hatalarına karşı Allah’ın uyarılarını hatırlatıyor:
“Eğer Şerh-ül Akaid’in bu ifadeleri yetmezse, Kur’an’daki delillere bakalım. Hazreti Âdem, ‘قَالَا رَبَّنَا ظَلَمْنَا أَنْفُسَنَا’ yani ‘Rabbimiz, biz kendimize zulmettik’ diyor. Hazreti Yunus, ‘لَا إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ سُبْحَانَكَ إِنِّي كُنْتُ مِنَ الظَّالِمِينَ’ yani ‘Ben zalimlerden oldum’ diyor. Hazreti Musa, kıptiyi öldürdüğünde ‘رَبِّ إِنِّي ظَلَمْتُ نَفْسِي فَاغْفِرْ لِي’ yani ‘Rabbim, ben nefsime zulmettim, beni bağışla’ diyor. Peki, bu ayetleri nasıl yok sayabilirsiniz? Kur’an bizzat peygamberlerin hata yaptığını söylüyor ama Allah onları uyarıyor ve hatalarını düzeltmelerini sağlıyor.”
Hoca’ya Yönelik Suçlamalar Neden?
Molla Lütfi Karadağ, bu mesele üzerinden bazı çevrelerin kasıtlı olarak İslam âlimlerine saldırdığını söylüyor:
“Bunların derdi hakikati öğrenmek değil. Bunlar pusuda bekliyor, hocamıza çamur atmak için fırsat kolluyorlar. Bakın, şu an dünyada o kadar küfür, dalalet, bid’at varken, bunlar hiçbirine ses çıkarmıyor, bütün enerjilerini hocamıza saldırmaya harcıyorlar. Bizim geleneğimizde ilim ehline böyle yaklaşılmaz. Eğer bir meselede farklı bir görüş varsa, ilmi delillerle konuşulur, iftira atılmaz.”
Peygamberlerin Hataları Küfre Girer mi?
Karadağ, peygamberlerin hatalarının şirk veya küfür olmadığını, bu hataların hemen Allah tarafından düzeltildiğini belirterek şu uyarıda bulunuyor:
“Kimse peygamberlerin küfre girdiğini söylemiyor. Ama peygamberler de beşerdir, hata yaparlar. Lakin Allah onları hemen uyarır ve istikametlerini düzeltir. Peygamberlerin istiğfar etmesi de bundandır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bile ‘Ben günde yetmiş defa istiğfar ederim’ demiştir. Eğer hata yapma ihtimalleri olmasa, istiğfara neden ihtiyaç duysunlar? Bu mesele aslında çok açık ama anlamak istemeyenler için hiçbir delil yeterli olmayacaktır.”
“Önce Hoca’dan İlim Aldınız, Sonra Hançerlediniz”
Karadağ, bazı eski talebelerin hocalarına ihanet ettiğini de söylüyor:
“Hoca size ilminden verdi, sizinle ilim meclislerini paylaştı. Ama ne yaptınız? Arkadan hançerlediniz. Önce hocadan istifade ettiniz, sonra aleyhine döndünüz. Bu bir ihanet değil midir? Bir insan hocasını bu şekilde yarı yolda bırakır mı? Bakın, ilminiz varsa gelin, burada Kur’an’dan, sünnetten, akaid kitaplarından konuşalım. Ama siz dedikodu ve iftira ile meşgulsünüz.”
Hülasa:
Molla Lütfi Karadağ, bu meselenin artık bir tartışma konusu olmaması gerektiğini söylüyor ve şu çağrıda bulunuyor:
“İlim ehli tartışırken Kur’an, sünnet ve ulemaya dayanarak konuşmalıdır. Kendi kafamızdan uydurarak değil. Ben burada delilleriyle anlattım. Eğer hâlâ inkâr etmek isteyen varsa, onlar ilmi değil, düşmanlığı seçmiş demektir. Allah hepimize basiret versin.”
İlginizi Çekebilir