Rab Kimdir?
AKADEMİUluhiyet ve rububiyet…
İslam inancında bu iki kavram birbirinden ayrılmaz. Uluhiyet, yalnızca Allah’a mahsustur. Rububiyet ise Allah’ın kâinat üzerindeki mutlak hâkimiyeti ve tasarruf yetkisidir.
Ancak tarihe bakıldığında, bazı inanışlarda rububiyetin Allah’tan başkalarına verildiği görülür. Özellikle Hristiyanlık, uluhiyeti Allah’a teslim ederken, rububiyeti İsa Peygamber üzerinden başka ellere taşımıştır.
Hristiyan dünyasında, “Rab” kavramı sadece Allah’a mahsus değildir. İsa (as) rab olarak görülmüş, onun yetkisi Papa’ya, oradan da papazlara devredilmiştir. Bu inanışa göre, papazlar günah bağışlar, af yetkisine sahiptir, cennet veya cehennem hakkında hüküm verebilir.
Bir insanın, bir başka insanın akıbeti üzerinde söz sahibi olması mümkün müdür?
Kur’an, bu anlayışı kesin bir dille reddeder.
“Muhammed, sizin hiçbirinizin babası değildir; fakat o, Allah’ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur.” (Ahzab 40)
Bu ayet, İslamiyet’te ruhani otoritenin bir “babalık” sistemine dayanmadığını açıkça ortaya koyar. Hristiyan dünyasında “baba” kavramı, kilise ruhban sınıfına yüklenen yetkilerle özdeşleşmiştir.
Benzer bir anlayış bazı tasavvufî çevrelerde de görülmektedir. Tarikatlarda şeyhlerin “manevi tasarruf yetkisine” sahip olduğu, müridlerin akıbetleri üzerinde söz sahibi olduğu düşüncesi yayılmıştır. Tövbenin şeyhler aracılığıyla kabul edileceği, cennet kapılarının bu yolla açılacağı gibi inanışlar, İslam’ın tevhid anlayışıyla çelişmektedir.
Kur’an, insanın doğrudan Allah’a yönelmesini emreder.
Bediüzzaman Said Nursî de 21. Lem’a’da bu meseleyi net bir şekilde ortaya koyar:
“Mesleğimizde baba ile oğul, şeyh ile mürid münasebeti yoktur.”
Bu ifade, İslam’ın ruhani otoriteyi, mutlak hâkimiyet yetkisini bir insana teslim etmediğini açıkça ortaya koymaktadır.
İslam’da kimse Allah ile kul arasına giremez.
Kimse bir başkasının günahını affedemez.
Kimse bir başka insana cenneti ya da cehennemi vaad edemez.
• Uluhiyet yalnızca Allah’a aittir, rububiyet de hiçbir insana verilmez.
• Hristiyanlıkta rablık, İsa’ya, oradan papaya ve papazlara geçmiştir.
• Bu anlayış, günahları bağışlama ve cennet-cehennem tasarrufuna kadar genişletilmiştir.
• Kur’an, peygamber için bile “baba değildir” diyerek bu tür ruhani otoriteleri reddetmiştir.
• İslamiyet’te şeyh-mürid ilişkisi, baba-oğul ilişkisi gibi görülmez.
• Bazı tasavvufî çevrelerde şeyhlere mutlak tasarruf yetkisi verilmesi, İslam’ın rububiyet anlayışıyla çelişir.
İslam, insanın doğrudan Allah’a yönelmesini emreder.
Tevhid inancı, Allah ile kul arasına kimsenin giremeyeceğini bildirir.
Yetki sahibi yalnızca Allah’tır.
Murat Çetin
İlginizi Çekebilir