© Malatya Time

Ramazan Risalesi’nin İkinci Nüktesi: Hakiki Şükrün Anahtarı

Hamdolsun, Ramazan Risalesi’nde ikinci nükteyi de bitirdik.

Bildiğiniz üzere, bu nükte, ni’met-i İlahi’nin şükrüne bakıyor.
Ramazan-ı Şerif’teki oruç, insanı hakiki şükre ulaştıran bir ders veriyor.

Bediüzzaman Hazretleri, Ramazan orucunun beş büyük hikmetinden bahsediyor:
    •    Cenab-ı Hakk’ın rububiyetine bakar.
    •    Hayat-ı içtimaiyeye (toplum hayatına) bakar.
    •    Hayat-ı şahsiyeye (bireysel hayata) bakar.
    •    Nefsin terbiyesine bakar.
    •    Ve nihayetinde, Ni’met-i İlahi’nin şükrüne bakar.

Biz birinci nükteyi okurken, Cenab-ı Hakk’ın icraatında hiçbir ortağı olmadığını anladık.
Halis tevhide ulaştık.

İkinci nüktede ise…

Hakiki, halis şükrün yalnızca açlık ile anlaşılabileceğini gördük.
Ve öğrendik ki, Ramazan-ı Şerif’teki açlık, insanı hakiki şükre götüren anahtardır.

Bu nükte, şükrün üç temel şartını öğretiyor:
    1.    Ni’metleri doğrudan Cenab-ı Hakk’tan bilmek.
    2.    O ni’mete ne kadar muhtaç olduğunu hissetmek.
    3.    O ni’metin kıymetini anlamak.

Ve bu üçü, ancak Ramazan orucu ile tam anlamıyla idrak edilir.

Aynı zamanda, Risale-i Nur’un Kur’an’dan çıkardığı dört temel mesleğin,
Acz, fakr, şükür ve şevk mesleğinin özellikle şükür yönünü anlamamızı sağladı.

Şimdi duamız, Cenab-ı Hakk’ın diğer nükteleri okumayı da bizlere nasip etmesi.
Ramazan-ı Şerif’in geri kalan günlerine ulaşmayı lütfetmesi…
Ve akabinde gelecek bayramı, âlem-i İslam için fütuhata vesile kılmasıdır.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER