© Malatya Time

Risale-i Nur Okunuyor… Peki Neden? (1. Bölüm)

Malûmdur ki mantık ilminde, bir meselenin anlaşılması evvela “mukaddemât-ı tasavvuriyye”ye, sonra “mukaddemât-ı tasdîkiyye”ye muhtaçtır. Yani önce “bu nedir” sorusu sorulur, ardından “doğru mudur” hükmüne varılır.

İşte meselemiz tam da burada düğümleniyor:

Risale-i Nur’u okuyoruz. Peki, niçin okuyoruz?

Kırk yıldır, elli yıldır okuyanlara soruluyor: Risale-i Nur nedir?
Verilen cevaplar, kimi zaman “bir tefsir” şeklinde oluyor. Kimine göre bir mecmua-i marifet, kimine göre bir propaganda metni, kimine göre komünizme karşı zırh. Lakin kimse neyi niçin okuduğunu tam olarak bilmiyor. Sloganik cevaplar arasında hakikat kayboluyor.

“İmana hizmet ediyoruz” deniliyor. Evet, doğru. Ama başkaları da ediyor. Risale-i Nur’un diğer tefsirlerden “vasf-ı mümeyyizi” nedir?
Ve asıl sorulması gereken:
Biz bu eseri neden okuyoruz, okumalıyız?

Bir ateisti ikna etmek için mi?
Komünistlerle münakaşa etmek için mi?
Yoksa sadece kendi zihnimizi tatmin etmek için mi?

Hayır. Bunların hiçbiri değil. Ama ne olduğu da henüz net değil.

İşte bu yazı, bu soruları gündeme taşımak için kaleme alındı. Cevap mı? O bir sonraki yazının mevzuu olacak inşallah.

Zira bu mesele artık sıradan bir “okuyalım, anlayalım” meselesi değil. Bu mesele, bir dava meselesidir. Bir yol meselesidir. Bir yön meselesidir.

Ve kıymetli okurlarımız…

Sizler de bu soruya kendi pencerelerinizden cevap vermek isterseniz, görüşlerinizi memnuniyetle dinlemek isterim. Dilerseniz WhatsApp üzerinden, dilerseniz farklı vasıtalarla ulaştırabilirsiniz.

Cevaplar ikinci yazımızda buluşacak.

Kalın sağlıcakla.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER