Sevgi BERK / Kendi Kendine Bilge Olamazsın: Anırmadan Önce İki Kere Düşün
ÖZEL HABERKendi doğamıza yenik düşüp gereksizce "anırmak" mı, yoksa sessiz kalarak bilgece bir duruş sergilemek mi? Seçim bizim.
Hz. Süleyman'ın döneminde, tüm canlıların dilinden anlayan, adalet ve bilgelik sahibi hükümdar olarak bilinen büyük peygamberin zamanıydı. Bu dönem, hayvanların da düşüncelerini dile getirebildiği, birbirleriyle konuşabildiği bir zaman dilimi olarak anlatılır. İşte böyle bir zamanda, çeşitli hayvanlar arasında bir toplantı düzenlenmişti. Ancak bu toplantıya çağrılmayan bir hayvan vardı: Eşek.
Toplantıya katılmak isteyen eşek, neden kendisinin alınmadığını sorgulamıştı. Diğer hayvanlar aralarında düşünerek eşeğe şu cevabı verdiler: "Eşek kardeş, seni aramıza almak isterdik ama olur olmadık yerde yüksek sesle anırıyorsun, bu da bizi rahatsız ediyor." Eşek, bu sözlerden sonra oldukça üzülmüş ve söz vererek: "Eğer beni de alırsanız, asla olur olmadık yerde anırmayacağım, çok sakin olacağım" demiş. Eşeğin bu ısrarına dayanamayan diğer hayvanlar, ona güvenerek gruba dahil etmeyi kabul etmişler.
Ancak toplantının ilerleyen saatlerinde, eşek aniden yüksek sesle anırmaya başlamış. Bu duruma sinirlenen hayvanlar ona dönerek: "Hani bize söz vermiştin, neden bağırıyorsun?" diye hesap sormuşlar. Eşek ise gayet kendinden emin bir şekilde cevap vermiş: "Eğer ben anırmazsam, benim eşek olduğum nereden belli olacak?"
İNSANIN DOĞASI: ANIRMA İHTİYACI
Hikayeyi bir yana bırakalım, biraz insan doğasına bakalım. Günümüzde birçok insan da eşek misali, kendisine uygun olmayan durumlarda "anırma" gereği hissediyor. Bu anırma, bazen gereksiz bir yorum, bazen tamamen yersiz bir hareket ya da her şeye "ben de varım" deme çabası olabilir.
...
İlginizi Çekebilir