Suat GÜLŞEN / Cumhuriyet Bayramının 101. Yılı Kutlu Olsun
ÖZEL HABERYazarlarımızdan Suat GÜLŞEN'den, Cumhuriyet Bayramının 101. Yılına Anlamlı Bir Hatıra: Akçadağ'dan Unutulmayan Kutlama... Akçadağ Köy Enstitüsü mezunu Muazzez Yılmaz'ın 1946 yılında Akçadağ Bahri Köyü’nde gerçekleştirdiği Cumhuriyet Bayramı kutlaması, öğrencileriyle milli bayram coşkusunu paylaşan bir öğretmenin azmini ve vatan sevgisini yansıtıyor. Öğretmenliğe adım attığı bu ilk yıl, köyde bir araya gelen halk ve öğrencilerle birlikte Cumhuriyet değerleri büyük bir heyecanla kutlanmıştı. Bu anlamlı yazıyı kaçırmayın!
78 YIL ÖNCE AKÇADAĞ-BAHRİ KÖYÜNDE YAŞANAN VE UNUTULMAYAN BİR CUMHURİYET BAYRAMI KUTLAMASI.
Akçadağ Köy Enstitüsü mezunu rahmetli teyzem Muazzez Yılmaz’ın ilk görev yaptığı
Akçadağ Bahri (Çatyol) köyündeki Cumhuriyet Bayramı kutlaması. (Kendi kaleminden ve editörlüğünü yaptığım anı kitabından)
Akçadağ Köy Enstitüsü birinci devrede mezun olan ablam Mukaddes Muhan’ı; Akçadağ’ın Bahri (Çatyol) köyüne vermişler, öğretmenlik görevine orada başlamıştı. Ondan bir yıl sonra ben de mezun olacaktım. Ablamın yanına tayin olursam, ikimiz bir arada olacak, lojmanda birlikte kalacak, annemizi de yanımıza alacaktık.
Annem bu isteğimizi, öğretmenimiz ve eğitim şefimiz Reyzi Pamir’e söyledi. 20 Ekim 1946 tarihinde mezun olunca, O da gerekli işlemleri yaparak tayinimi ablamın yanına yaptırmıştı.
At sırtında eniştem ile beraber köye gittim. Köy girişinin hemen sağ tarafında, yol kenarında okul vardı. Lojman sol tarafta, daha ilerideydi. Köyün içinden geçen yol lojmanın önünden geçiyordu. Okula 5-10 dakikalık bir mesafedeydi. Fazla bir eşyamız yoktu. Eve eşyaları koyup hemen okula gittim. Ablam okuldaydı. Eğitmenle birlikte dersteydiler. Zil yerine bir çıngırak kullanılıyordu. Bir öğrenci çıngırağı sallayarak dersin bittiğini duyurdu. Çocuklar paydos edip evlerine gittiler.
Ablam ve ben, eğitmenle birlikte öğretmen odasında oturduk. Yarından itibaren neler yapacağımızı konuştuk. Ablam hem okulun işlerini ve müdürlük görevini yürütecek, hem de öğretmenlik yapacaktı. Sınıf dağılımını da yaptık. I. sınıfı eğitmen, II ve III. Sınıfı ablam, IV ve V. sınıfları da ben okutacaktım. (Sınıfları Romen rakamıyla yazardık. Buraya da hatıra kalsın diye yazdım.)
Dershaneleri bu şekilde ayırdıktan sonra, yarın için hazırlanıp, daha sonra evin yolunu tuttuk. Yerimde duramıyordum. Evde ders planımı ve öğrencilerime yapacağım konuşmayı hazırladım. Çok heyecanlı ve mutluydum. İkinci bir mutluluğu daha yaşıyordum. Anneme kavuşmuştum. Artık birlikte yatacaktık. Çocukluğumda hep annemle yatmıştım. Okula gidince ayrılmıştık. Eve geldim mi hiç yalnız yatmazdım. İlla annemin sıcaklığını yanımda hissedecektim. Anne sevgisi hiçbir şeye benzemiyordu.
Cumhuriyet Bayramı kutlaması:
Cumhuriyet bayramı yaklaşıyordu. Hazırlığa koyuldum. Kitaplarımdaki şiirlerden, köyde ve okulda öğrendiğimiz milli oyunlardan bazılarını seçtim. Kitabımda bir de “İstiklâl” isimli küçük piyes buldum. Öğrencilerimle aramda öyle büyük bir yaş farkı yoktu. Her gün prova yapmaya başladık. Öğrencilerden başta Ramazan olmak üzere, sesi güzel olanlar vardı. Oyun havalarını ve türkülerin sözlerini biliyorlardı. Provalarda çalgı yerine teneke çalıyorlardı. Sonra, düğün gibi özel günlerde köyün davulunu çalan Sıddık adlı gençle görüştüm. O da yardımcı oldu.
Bu çalışmaları yaparken yorgunluk ve koşuşturmalardan dinlenmeye pek vaktim olmamıştı. Aniden fenalaştım. Bir gün sonra bayramdı. Aklım öğrencilerimde, bayram kutlama hazırlıklarında, sabah kalktım. Annem, “kahvaltıyı hazırladım bardakları getir” dedi. Tepsiyi alıp bardakları getirmek için mutfağa gittim. Bardağa elimi uzattım. Tepsiye koyup koymadığımı hatırlamıyorum. Bayılıp oraya düşmüşüm. Yalnız, “ana, ana” demişim. Annem bardağın kırılma sesini duyunca mutfağa koşmuş. Yerde yatıyormuşum. Ağzımın kenarında köpükler varmış.
Beni hemen yatağa yatırmışlar. Kolonya sürmüşler. Köyde doktor yok, hastalıktan anlayan yok. Ne yapacaklarına şaşırmışlar. Uzun süren bir bekleyişten sonra kendime gelmişim. “Okula geç kaldım, bayram provalarımız var” diye hemen yataktan kalkmak istemişim ama toparlanamamışım. “Okuldaki tören ne oldu?” diye sormuşum. Oradakiler “Bayram yarın, yat istirahat et” demişler. Ertesi sabah rahatsızlığım geçti.
...
İlginizi Çekebilir