© Malatya Time

Suat GÜLŞEN / İmdaaat Boğuluyorum! (Sümerbank Fabrikası Yüzme Havuzunda Yaşanan Bir Öykü)

Suat GÜLŞEN yazdı.

Sahil kentinde yaşamıyorsan ya da sahile yakın değilsen, yüzme öğrenmek zor. Hele Malatya gibi denize çok uzak isen daha da zor. Çocuklar yüzmeyi nerede öğrenecek? Haydi çocuklar dereye. 

Gündüzbey’den çıkan dere, Yeşilyurt ilçesinden geçerek Tecde’ye ulaşır. Malatya ya doğru devam ederek Kernek’te dağın yamacından şelaleler şeklinde aşağı düzlüğe iner. Kanal boyunu takiben kenti geçer, Eski Malatya’ya doğru akar giderdi. Suyu gürül gürül buz gibi akar, yaz kış hiç eksilmezdi. Bağları, bahçeleri sular, doğaya hayat verir, onunla sulanan mişmiş’lerin tadı daha şirin olurdu. Kirazlar, şeftaliler, erikler, dutlar da öyle.
Tecde deki dereler, temmuz sıcağında yöre çocuklarının denizi olurdu. Mahallenin çocukları birbirlerine: “Haydi, Çimmeye gidek” dedimi derenin başı dolardı. Girdilermi suya, akışın hızı alıp götürürdü onları. Bu nedenle derin olmayan, sığ yerlerde girilirdi. Dere kenarındaki çıkış yerleri de iyi ayarlanırdı. Yoksa akıp gider, bir sonraki çıkış yerine kadar epeyi uzaklaşırlardı. Çocuklarınki yüzme değil, biraz serinlemeydi. Zaten kendileri de “Derede yüzüyoruz” demezler, “Derede çimiyik” derlerdi. 

Akıntıya karşı yüzülemez, kulaç atışlar boşa gider, su alır geri geri götürürdü. Ancak, büyük çocuklar yüzmeyi biraz becerirdi. İyi yüzenler, dere kenarındaki ağaçlardan, yoldaki köprünün üzerinden atlayarak yeteneklerini gösterirlerdi. 
Nihat ile Suat, yaz sıcağında, diğer çocuklar gibi onlar da bu derede serinlerdi. Aile kent merkezine taşınınca bu derelerden uzaklaştılar. 

...

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN LÜTFEN BURAYA > TIKLAYINIZ

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER