© Malatya Time

Turgut Özal, Davulcu Guli ve Zurnacı Orduzulu Vahap

1 Kasım 1987 seçimleri öncesinde Turgut Özal, Malatya Hükümet Meydanı’nda halka seslendi, davulcu Guli ve zurnacı Orduzulu Vahap coşkulu anlara eşlik etti. Miting sonrası Özal, Hacı Ahmet Akıncı Lisesi’nin açılışını yaparak akşam saatlerinde Ankara’ya döndü.

Hükümet Meydanı, Malatya’nın taşra rüzgarını içine çeken bir meydan. O gün, 1 Kasım 1987 seçimlerinin havası her köşe başında yankılanıyordu. Meydan, beklenmedik bir kalabalıkla dolmuştu. Halk, umut ve merakla Turgut Özal’ı bekliyordu. Ortamda, seyyar satıcıların bağırtısı, yaşlı dedelerin mırıldanmaları ve gençlerin coşkusu birbirine karışıyordu.

Bir yanda Davulcu Guli, meşhur kahverengi davulunu sımsıkı tutuyordu. Ömrü boyunca Malatya’nın her düğününde, bayramında davul çalmış, bu meydanda nice çocuğun ilk adımlarına, nice büyüklerin son nefeslerine tanıklık etmişti. O gün ise bambaşka bir heyecan vardı içinde; zira karşısında, Türkiye’nin belki de en önemli adamlarından biri, Turgut Özal duruyordu. Guli, ellerini ıslatıp davulunun üzerine bir tokat indirir gibi vurdu. Her bir vuruşunda meydandaki insanların yüreği sarsılıyordu sanki.

Yanında, zurnasını özenle dudaklarına götüren Orduzulu Vahap vardı. Vahap’ın zurnası, toprağın kokusunu, yaylaların rüzgarını taşıyan nağmeler yayıyordu etrafa. Vahap, davulun yankısına eşlik ederken, Turgut Özal kürsüde halka seslenmeye başlamıştı. Özal’ın sesi, meydandaki tozu kaldıran rüzgar gibi, kalabalığın ruhunu dalgalandırıyordu. Her sözünde bir parça umut, bir parça gelecek vaat ediyordu. Meydan, coşkulu alkışlarla dolup taştı.

Miting sona erdiğinde, meydan hala uğultusunu kaybetmemişti. Özal, kendisine uzatılan çiçekleri alıp halka teşekkür etti. Ardından Hacı Ahmet Akıncı Lisesi’nin açılışına geçti. Guli ve Vahap, Özal’ın etrafında oluşan kalabalığın arasında yerlerini aldılar. Onlar için bu açılış, yılların ardından Malatya’nın yüreklerinde iz bırakacak bir günün hatırasıydı.

Saat akşamın dokuzunu gösterdiğinde, Özal ve beraberindekiler Ankara’ya doğru yola çıktılar. Guli ve Vahap ise o geceyi, meydanın tenhalaşmış sokaklarında, birbirlerine bakarak ve sessizce gülümseyerek geçirdiler. Zira, o gün yaşanan her şeyin, Malatya’nın tarihine yazılacağını biliyorlardı. Gökyüzü kararmış, meydan sessizliğe bürünmüştü ama Guli’nin davulu ve Vahap’ın zurnası, rüzgarla birlikte hala yankılanıyordu Malatya sokaklarında.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER