28 Şubat Süreci ve Malatya (1. Bölüm)

Giriş ve Malatya’da İlk Yansımalar

Malatya sokakları o yıllarda ürkekti. İnsanlar konuşurken etraflarına bakınıyor, kelimelerini seçerken titiz davranıyordu. Kimi, çay ocaklarında alçak sesle süreci tartışıyor, kimi, cami avlusunda başına ne geleceğini kestiremiyordu. Malatya, 28 Şubat’ın sarsıntısını yalnızca gazete manşetlerinden değil, evinin içinde, iş yerinin önünde, üniversitenin bahçesinde yaşıyordu.
Bir sabah uyandılar ve şehrin havası değişmişti. Başörtüsüyle okula giden genç kızlar, üniversitenin kapısından geri çevriliyordu. Önce güvenlik uyardı, sonra akademisyenler, ardından rektörlükten kararlar geldi. Öğrenciler, kampüsün dışında çaresiz beklerken, içeride derse girenlerin çoğu sessizdi. Kimse yasaklara karşı yüksek sesle konuşamıyordu. Konuşan olursa, bir sonraki gün onun da kapıda bekleyenlerden biri olacağı belliydi.
İnönü Üniversitesi: Eğitim değil, sorgulama merkezi
O yıllarda Malatya İnönü Üniversitesi, eğitimden çok, kimin ne düşündüğünün denetlendiği bir mekâna dönüşmüştü. Bir akademisyenin kimliği, verdiği derslerden çok, namaz kılıp kılmadığıyla ölçülüyordu. Bir öğrencinin geleceği, başarı ortalamasıyla değil, başındaki örtüyle belirleniyordu.
Derslere başörtüsüyle giren birkaç öğrenci, bir sabah kapıdan çevrildi. “Burası eğitim kurumu” dediler. Eğitim almak isteyen genç kızlar, bir köşede gözyaşlarını tutmaya çalışıyordu. Ama en ağırı, hiçbir şey yapamayan babalar için oldu. Kızlarını okutmak için yıllarca mücadele eden adamlar, bir cami avlusunda, ellerini açıp dua etmekten başka hiçbir şey yapamaz hale gelmişti.
Üniversitenin rektörü Prof. Dr. Ömer Şarlak, bu yasakların en büyük savunucularından biri olarak anılıyordu. “28 Şubat kararlarına uyulacak” diyordu. Kararlar, kanunlardan değil, baskılardan ve tehditlerden ibaretti. Ama herkes uymak zorundaydı.
Cuma namazından çıkanların uğradığı sokaklar
Şehirde başka bir gündem vardı. Cuma namazları sonrası insanlar sessiz yürüyordu. Camiden çıkanlar, öylece evlerine dağılmıyordu artık. Aralarında konuşmadan, aynı istikamete yöneliyorlardı. Küçük gruplar halinde, Malatya sokaklarında adeta bir yürüyüş başlıyordu. Kimse slogan atmıyor, kimse taşkınlık yapmıyordu. Ama bu bile fazlaydı. 28 Şubat’ın karanlığı, insanların yürüyüşüne bile tahammül edemiyordu.
Ve bir gün, polisler geldi. Cuma namazı sonrası sokağa çıkanları gözaltına almaya başladılar. Kimse neyle suçlandığını bilmiyordu. Eylem yapmamışlardı, bağırmamışlardı, sadece yürümüşlerdi. Ama bu dönemde birilerine göre suç işlemek için bağırmaya gerek yoktu. Sessiz kalmak da bir direnişti.
O gün, bir baba oğlunun gözaltına alındığını duyduğunda, şehrin en kalabalık yerinde dizlerinin üzerine çöküp ağladı. Oğlunu geri almak için polise yalvarmadı, çünkü artık bir şeyin değişmeyeceğini biliyordu.
Medine Mescidi cemaati: Sessizliğin suç olduğu dönem
Malatya’da Medine Mescidi, yıllardır cami cemaatinin bir araya geldiği bir yerdi. İnsanlar burada namaz kılıyor, sohbet ediyor, yardım kampanyaları düzenliyordu. Ama birileri için bu tehlikeli bir hareketti. Çünkü devlet, artık cami cemaatlerini de kontrol altına almak istiyordu.
Gecenin bir vakti kapılar çalındı. Medine Mescidi’ne gelen cemaatin bazı üyeleri gözaltına alındı. Birçoğu neyle suçlandığını bile bilmiyordu. Savcılar, “irticai faaliyet” iddiasıyla dosya açtı. Delil yoktu. Ama suçlamalar büyüktü.
Evlerine dönmelerine izin verilenler, bir sabah kalktıklarında evlerinin duvarlarına sprey boyalarla yazılmış tehdit mesajlarını gördüler. Kim olduğu belli olmayan “bazı insanlar”, camiden çıkanların fişlendiğini, işaretlendiğini göstermek istiyordu. Dini kimlik, artık kimlik belgesinden çok, bir sabıka kaydına dönüşmüştü.
Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) ve büyük dava süreci
Malatya’da İslami Dayanışma Vakfı, fakir ailelere yardım ediyordu. Yetimlere sahip çıkıyordu. Ama bir gece yarısı, vakfa ait tüm dosyalara el konuldu. Güvenlik güçleri binaya girerken, hayır işleriyle ilgilenen insanlar “örgüt kurmakla” suçlanıyordu.
DGM, Malatya’da “örgüt faaliyetleri yürütüldüğü” gerekçesiyle büyük bir soruşturma başlattı. Medine Mescidi cemaati, vakıf yöneticileri, Cuma namazı sonrası yürüyen gençler… Herkesin adı fişlenmişti.
Mahkemeler başladı. Savcılar, zanlıların neden suçlu olduğunu bile açıklayamıyordu. Tek delil, polis raporlarıydı. Polisler, camiye gelenleri, sohbet edenleri, yardım dağıtanları fişlemişti.
Ve o mahkemelerde, suçsuzluğunu haykıran gençlerin sesi, “Mahkeme kararına uymak zorundayız” diyen hâkimlerin soğuk sesiyle bastırılıyordu.
Malatya’da sokaklar eskisi gibi değildi artık. İnsanlar camiye giderken arkasına bakıyordu. Babalar, çocuklarına artık hangi kitapları okuyacaklarını bile söylemeye çekiniyordu. Üniversitenin bahçesinde, bir zamanlar kahkaha atan gençler suskundu. Çünkü her gülüş, bir başkasının hüzünlü sessizliğiyle gölgelenmişti.
Ve o yıllarda, hiç kimse yaşadıklarını unutmadı.
Bu daha bir başlangıçtı. Malatya’da 28 Şubat sürecinin ne kadar derinleştiğini, Cuma namazlarından sonra başlayan baskıları, iş yerlerinde fişlenen insanları ve mahkeme salonlarında geçen yılları daha yeni anlatmaya başlıyoruz. Bir sonraki bölümde, Malatya’daki Cuma eylemlerinin nasıl başladığını ve nasıl sonlandırıldığını okuyacaksınız.

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- Malatya Esnafına Destek: 17 Milyar TL Hibe ve Altyapıya Yatırım!
- Malatya'da Ramazan Denetimleri Başladı: Gıda Fiyatları, Gramajlar ve Hijyen Denetleniyor!
- Malatya'da Vefat Edenler
- Malatya'da 2025 Ramazan İmsakiye Vakitleri: İftar ve İmsak Saatleri
- Malatya'da Elektrik Kesintisi! 1-2 Mart’ta Bu Bölgelerde Elektrik Yok!
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.