Akademisyenlerin açıklamasını, İsrail duyar mı?

Onlarca yıldır, katliam ve soykırımla yan yana anılan Siyonist İsrail, dur durak bilmeden zulmüne devam ediyor. Siyonist çete, 17 Ekim’den bugün kadar geçen sürede, 13 binden fazla Filistinli’yi katledildi. Soykırım olarak nitelendirilen bu katliamda öldürülen Filistinlilerin 5 bin 500'ü çocuk, 3 bin 500'ü ise kadın. Ayrıca katledilenlerin, 201'i doktor, hemşire ve sağlık personeli, 22'si sivil savunma personeli, 60'ı ise gazeteci. Ne okul dinliyorlar, ne cami, ne kilise, ne de hastane. Hiçbir kutsalı, hiçbir insanı yanı bulunmayan İsrail’e kimse diş geçiremiyor.

BÜYÜK EŞKİYA, VETO EDİYOR!.. 

Dünyanın en büyük kuruluşu olan ve 193 üye ülkesi bulunan Birleşmiş Milletler bile, Ortadoğu’nun ortasındaki bu çıban başını durduramıyor. Siyonist İsrail için sadece kınama yayınlayıp, herhangi bir yaptırım kararı alamıyorlar. BM denilen çürümüş bir oluşum var Dünyanın başında. Çürümüş kuruluşun Güvenlik Konseyi denilen bir bölümü var ki, evlere şenlik. Ne zaman Siyonist İsrail aleyhine yaptırım kararı alınacak olsa, ABD denilen büyük eşkiyanın vetosuyla karşılaşılıyor.

NEYİ, NE ŞEKİLDE PROTESTO EDECEĞİMİZİ BİLMİYORUZ 

Gazze’den binlerce insan katledilirken, dünyanın dört bir yanında protesto gösterileri yapılıyor. Türkiye’de de fazlasıyla protesto gösterisi yapılıyor. Siyonist İsrail’e destek veren şirketlerin ürünleri için boykot yapılıyor. Protesto etmeyi de boykot yapmayı da maalesef beceremiyoruz. Her şeyi elimize yüzümüze bulaştırıyoruz. Protesto ederken, kendi ülkemizin polisiyle çatışıyoruz. Neyi nerede söyleyeceğini bilmeyen bir avuç insan, önlerinde yürüyen provokatörler sebebiyle ülkemizin polisine saldırıyor, ülkemizin insanlarını çileden çıkarıyor. Hemen her protesto gösterisinde milletin aklına iki tane üs geliyor mesela. Biri İncirlik, diğeri de Kürecik. Bilmiyorlar ki; İncirlik Üssü’nün şu andaki durumunun ne olduğunu. Zannediyorlar ki, İncirlik Üssü, ABD’lilerin elinde. Bilmiyorlar ki o üssü, Türkiye Cumhuriyeti askerlerinin kullandığını. O üste, TSK personelinden habersiz kuş uçurulamayacağını. Gelelim Kürecik Üssü’ne. Kürecik de Malatya’mızda bulunuyor. Onun da konumunu, ne iş yaptığını, neye yaradığını bilmeden saldırıya geçiyor bizim masum vatandaşımız. Bilmiyorlar ki Kürecik denilen askeri tesisin Türkiye Cumhuriyeti askerinin elinde olduğunu. Zannediyorlar ki, burayı da İsrailliler işletiyor. 

BOYKOTU YANLIŞ ANLAYANLARI GÖRÜYOR VE ÜZÜLÜYORUZ

Herhangi bir ürünü alıp, sokaklarda dökerek, boykot yaptığını zannedenlerimiz de var maalesef. O ürüne para verip, alınca boykot yapılmış olduğunu zannetmek gibi bir garabet var orta yerde. Mesela bir kahve markası var. Şu anda ülkemizin en çok ismi geçen ve en çok boykot edilen mekanlarından biri oluyor bu kahveci. Yıllarca önünden geçerken kuyruklar gördüğümüz kahve markasından bahsediyorum. Oradan çıkan insanların elindeki plastik kahve bardaklarını milletin gözüne sokarcasına salına salına yürüdüklerini gördük. Şimdilerde ise orayı ve o markayı protesto ettiğini zanneden bazı grupların saldırılarını görmeye başladık. Bir ürünü boykot veya protesto ediyorsan, hiçbir yere ve hiçbir kimseye zarar veremeyeceğini de bileceksin. Gelirsin, mesajını verirsin ve çekip gidersin.

CEHALETİ GİDERMENİN YOLU BELLİ!.. 

Yukarıda saydığım protesto ve boykotlardaki garabetin en büyük sebebi, maalesef cehaletimizdir. Peki “Toplumumuzu cehaletten kim veya kimler kurtaracak?” derseniz, “Öğretmenler ve eğitim kurumları” derim. 

Bizlere iyiyi, doğruyu ve güzeli anlatacak öğretmen ve eğitim kurumlarımız da bizim gibi protesto gösterisi yapıp, bir bildiri yayınlayarak, bize ön ayak olabilirler elbette. Ancak onların öncelikli görevi toplumu bilinçlendirmek, o toplumu teknolojik olarak ileri götürmektir. Düzenleyecekleri, sempozyumlar, konferans ve yayınladıkları makalelerle toplumu bilinçlendirirken, ürettikleri projelerle hem ekonomik, hem de teknolojik ilerlemeyi sağlayacak insanlara rehber olmaktır.  

Yaklaşık 50 gündür, Siyonist İsrail terör estiriyor ve soykırım yapıyor. 50 gündür, belediyelerimizden, üniversitemizden ve sivil toplum kuruluşlarımızdan bir ses, bir nefes bekledik. 1948’den bugüne kadar sistematik bir soykırım yapıldığıyla alakalı, milleti bilgilendirecek, bir tarihçiyi, bir toplum bilimciyi veya bir araştırmacıyı aradı gözlerimiz. İnsanlara, belgeli, ispatlı bilgiler aktarmalarını bekledik. Malatyamızın güzide üniversitelerinin, bu konuyla alakalı, organizasyon duyurularını-ilanlarını görmek istedik yayınlarda.

BM’Yİ GÖRMEYEN SİYONİST ÇETE, SİZİ GÖRÜR MÜ?

Bu beklentilerimizi boşa çıkardılar maalesef. En nihayetinde üniversitemizin profesörleri, doçentleri ve araştırma görevlileri, yürüyüşle birlikte bir bildiriye imza attılar. İki A4 kağıdı ölçüsünde bir bildiri. Hepsi bu kadar. Nerede sayfalar dolusu, tarihi belgeler? Nerede saatlerce süren konferanslar? Nerede televizyon programları? Nerede internet sitelerinde araştırma yazıları? Onlarca profesör, doçent ve araştırma görevlisi, 2 sayfalık bir açıklamayla idare etmiş!.. 

193 tane ülkenin üye olduğu BM’nin açıklamalarına kulağını tıkayan Siyonist İsrail, profesörlerimizin basın açıklamasını duymuş mudur sizce?

Devlet ve hükümet başkanlarının açıklamalarıyla, işlediği insanlık suçundan vazgeçmeyen Siyonist Çete, sizin yaptığınız bu bir kaç satırlık açıklamayla katliamdan vazgeçer mi acaba? 

Şayet bu iki soruma verilecek cevap "Evet”se, eyvallah!..

Cevabın “Hayır“ olması durumunda, “Yapmamız gereken başka şeyler de var” dememiz gerekiyor. Böyle “absürt propaganda”lar yapacağınıza, insaniyet ve İslamiyet adına güzel projeler üretip, bir yandan toplumu bilinçlendirin. Diğer yandan da bu toplumun ekonomik ve teknolojik açıdan güçlenmesine katkı sağlayacak projelere rehberlik edin. 

HABER MERKEZİ-MALATYA TİME