Aşırı maden suyu tüketimi hakkında uzmanlar uyardı! Fazla tüketirseniz böbreklerinize zarar verebilirsiniz...

Maden Suyunun Olumlu Yönleri ve Olası Zararları: Nefroloji Uzmanı Dr. Bahtışen Güven'e göre, maden suyu yüksek mineral içeriği ve sodyum miktarı nedeniyle böbreklerin normal çalışmasını bozabilir ve böbrek taşı riskini artırabilir. Günlük olarak 1-2 şişe (en fazla 600 ml) maden suyu tüketiminin böbrek taşı oluşum riskini azaltabileceği belirtilirken, böbrek taşı hastalığı olan kişilerde ise 4-5 şişe tüketiminin taşların artışına neden olabileceği ifade edildi.

Maden Suyunun İçeriği ve Olumsuz Etkileri

Maden suyu sodyum, kalsiyum, magnezyum, potasyum ve bikarbonat gibi mineraller içermektedir. Bu minerallerin vücut fonksiyonları için dengeli alımının önemli olduğu ancak aşırı tüketiminin böbrekler üzerinde olumsuz etkilere yol açabileceği belirtiliyor. Özellikle sodyum içeriği yüksek maden sularının aşırı tüketimi, yüksek kan basıncı, ödem ve böbrek hastalıkları riskini artırabilir.

Böbrek Taşı Oluşumu ve Maden Suyu

Maden suyundaki minerallerin normal alımının vücut için faydalı olduğu ancak aşırı tüketiminin böbrek taşı riskini artırabileceği vurgulanıyor. Özellikle kalsiyum oksalat taşlarının oluşumunda etkili olan maden sularının yüksek tüketimi, idrarda oksalat seviyelerini artırarak taş oluşumunu kolaylaştırabilir. Ayrıca yüksek sodyum içeriğinin böbrek taşı riskini daha da artırabileceği belirtiliyor.

Doğru Kullanım ve Öneriler

“MADEN SUYU TÜKETİMİ DOĞRUDAN TAŞ OLUŞUMUNA NEDEN OLMAZ” 

Uzmanlar maden suyu tüketiminin doğrudan taş oluşumuna neden olmadığını ancak böbrek taşı olan kişilerde fazla miktarda tüketilmesinin önerilmediğini belirtiyor. Böbrek yetmezliği olan bireylerin maden suyu tüketimi konusunda doktora danışmaları gerektiği ve tüketimin sınırlanabileceği veya tamamen kesilebileceği ifade ediliyor. Ayrıca, maden suyu yerine ph derecesi yüksek su tüketiminin önerildiği vurgulanıyor.

Maden suyunun dengeli ve kontrollü bir şekilde tüketilmesinin önemli olduğu ve özellikle böbrek taşı riski olan kişilerin uzman önerilerine uygun hareket etmelerinin sağlık açısından daha doğru olduğu belirtiliyor.