Dünya Emekçi Kadınlar Günü!!!...

İki gündür vahşet görüntüleriyle yatıp kalkıyoruz. Belki ilk defa koronavirüs safsatasının önüne geçen bir habere şahit oluyoruz. Bu olayın gölgesinde de sözde dünya kadınlar gününü kutluyoruz!.

Samsun'daki vahşeti izleyip etkilenmeyen ve bu caniliği tasvip eden kimse olamaz!.

Ancak göz ardı edilen bazı sorular var ki, bunları soran yok!.

Yıllar önce boşanmış birinin eski eşiyle devam eden ne ilişkisi olabilir acaba diye soran var mı!? O kocaları canileştiren, eski eşlerini öldürmeye teşvik eden sebepler nelerdir?.
Bu ülkede neden kadın cinayetleri boşanma aşamasında veya sonrasında oluyor?.
Boşanmış gitmiş, hayatlarını ayırmış bir çiftin varsa çocukları dışında ortak neyi olabilir!?.
Boşanmış bir kadının yeri, neden sokaklar veya şiddet gördüğü, boşandığı eski kocanın yanı olsun!?.

Evlenirken hiçbir zorluk çıkarmayan ve talebi olmayan yasalar, boşanırken de aynı mı!?. 5 dakikada evlenen biri, beş yılda neden boşanamaz!?.

Boşandıktan sonra erkek, artık yabancısı olduğu bir kadına neden ömür boyu nafaka öder!?.
Geçimini sağlamakta zorluk çeken birinin yeni hayatında, yeni eşi ve çocuklarıyla, onların geçimini sağlamasıyla ilgilenmesi gerekirken, boşanmış, yabancı olmuş, babasının evine gitmiş, hatta çalışmaya başlamış, hatta ve hatta başkasıyla yaşayan bir kadına neden nafaka ödesin!?...

Bu zulüm değil mi? Bu gasp değil mi? Başkasına ait olan bir malı bir başkasına aylık taksit yaparak ödeten yasalar, ödeyemediği halde hapse atan yasalar adil mi!?...

Siz hiç boşandığı kocasına nafaka ödeyen kadın duydunuz mu?. Boşanan bütün çiftlerde suçlu taraf sadece ve sadece erkek mi? Kadın hiç suçlu değil mi!?. Hani hayat müşterekti!? Hani kadın güçlüydü!?. Bazen bir erkeğin hayatını altüst eden bir kadından boşanıp kurtulan erkek, neden boşandıktan sonra da başına bela olmaya devam ettirilir!? Ya da, şiddet, hakaret ve her türlü zulmü gördüğü kocadan boşandıktan sonra neden o kadın eski kocasının sırtından hayatına devam eder!?. Hani kötüydü ayrıldı!. Kötüden neden yemeye devam eder!?. Yasalara dayanarak başkasının malını neden haksız yere yer!?.

Boşanma sonrası yıllarca devam eden sorunların temelinde sizce bitmeyen bir aşk mı var!? Şu veya bu şekilde anlaşamadılar ve sonunda geç de olsa güç de olsa ayrıldılar. Bu ayrılıktan sonra devam eden mecburi sebepler neden ortadan kaldırılmaz!?.

Yıllarca devam eden her husumet, her zaman kanla, ölümle bitmemiş midir?

İnsanlar arasındaki husumete arabuluculuk yapılırken, en küçük bir adli anlaşmazlığa devlet arabulucu bir merci koyarken, neden karı koca arasında arabuluculuğu suç yapmıştır!? Bu yasalar bize Fizan'dan gelmedi!. Bu yasaları kim yaptı dersiniz?...

Karısının yaptıklarını şikayet eden bir koca neden karşılık bulmaz da, kocam bana şiddet uyguluyor diyen kadının bir telefonuyla kocasına evden uzaklaştırma cezası verilir!?. Anlaşamıyorlarsa aileleri, akrabaları veya yasalar neden aralarını düzeltmeye çalışmaz, veya boşanamazlar!?
Birileri, güçlünün zayıf olanı öldürmesini mi istiyor yoksa? Yasalar buna teşvik etmiyor mu acaba!?.

Kadın şiddete uğradıktan sonra veya öldürüldükten sonra kadına yetişen yasalar, gideni geri getirebiliyor mu? Bozulmuşu, kırılmışı, dökülmüşü tamir edebiliyor mu?

Bu ülkede kadını korumak adına yasalar yapıldıkça kadına şiddet arttı mı? Yoksa azaldı mı?.

Bugün Dünya Emekçi Kadınlar Günüymüş. Eskiden Dünya Kadınlar Günüydü. Şimdi bu günün nereden ve nasıl çıktığını yeni öğrenen cahiller, emekçi kelimesini eklediler.

Sahi ya, siz samimi misiniz?.
Emekçi kadın dediğiniz hangi kadın acaba!?

Kullandığınız, istediğiniz zaman ulaşabildiğiniz, istediğiniz zaman istediğiniz şekilde ulaşmayı hedeflediğiniz, yalnız, kimsesiz, annesiz babasız sokağa davet ettiğiniz kadın mı? Yoksa çalışan kadın mı!?.
Barda-pavyonda, dışarıda-içeride seks kölesi olarak çalıştırdığınız kadınlar mı emekçi kadın? Yoksa evine, ailesine, ülkesine emek veren, alın teriyle, emeğiyle bağda bahçede, atölyede, fabrikada çalışan, katma değer sağlayan iffetli, namuslu kadınlar mı emekçi!???...

Sokağa davet ettiğiniz, baba evi güvenli değil, çıkın buralardan, kurtulun prangalarınızdan, sokaklar daha güvenli dediğiniz kadınlara neyi vaat ediyorsunuz?
İşi mi, emeği mi, iffeti mi, onurlu bir yaşam mı, mutlu bir yuva mı, hayat garantisi mi?...

Siz kadını, kadınlıktan çıkaran, biçare ve mağdur eden, sen güçlüsün, babanı dinleme, kocanı dinleme, ahlaksız ol diye diye ortalık etmediniz mi? İşin sonunda bunların hangisi hayatından razı olmuş, dünya mutluluğunu tatmıştır!?.
Sizin formatınızda mutlu olan bir kadın var mı? Hayata köle ettiğiniz bir kadın mutlu olmuş mudur!?.

Baba evinin tehlikeli, sokakların güvenli olduğunu söyleyenler, kadına ne vermek istiyorlar?
Sokakta erkek döven kadına rastladınız mı hiç? Ama her gün kadın döven veya öldüren erkekleri görüyorsunuz değil mi!?. Kim güçlüymüş? Kadın mı? Erkek mi?. Neresi güvenliymiş!? Sokaklar mı? Yoksa baba evi mi?.

Sözde kadını korumak ve şiddeti engellemek için yasalar yapıldı. Bu yasalar çıktıktan sonra kadına şiddet ve kadın cinayetleri kat kat arttı. Bunun sebebi hiç araştırılmadı!. Şimdi de öldüreni veya şiddet uygulayanı cezalandırmaya çalışıyorlar. Peki, ne şiddet, ne de ölümler olmadan olmaz mıydı!? Kadın şiddet görmeden, öldürülmeden önce önlem alınsa daha iyi değil mi?

Bu kimin işine gelmiyor acaba!?.
Her gün aile elden gidiyor diye feryat edenleri Ankara ve yetkililer duymuyor mu?

Yanlış yasalarla azgınlaşanların sorumluları kimlerdir!?.

Sorunlar yumağında, Dünya Emekçi Kadınlar Gününde, emekçi olan onurlu, şerefli, iffetli ve namusuyla çalışan her kadının emek günü kutlu olsun.

Kadının ortasında kaldığı, bir gün hepimizin evine sıçrayacak olan bu ateşten Allah bizi, eşlerimizi, kızlarımızı ve ailelerimizi muhafaza eylesin...

Fi Emanillah…
Ebuzer AYDIN
“Ey Kalemim! Bir Gün Doğru Bildiklerini Yazmazsan, Kolumla Beraber Kırar Atarım Seni”