dore okulları
Malatya
19 Nisan, 2025, Cumartesi
  • DOLAR
    34.06
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2730.4
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57646.840$

Murat ÇETİN / Kaysı Yandı, Umut Da Kavruldu

Murat ÇETİN / Kaysı Yandı, Umut Da Kavruldu
Murat ÇETİN yazdı.
Narin

Malatya’da herkes sustu, kaysı konuşacaktı…

Ama konuşamıyor.

Çünkü rengi yok, kokusu yok, dalında meyve yok. Sesi zaten hiç olmamıştı.

2023’te yer sarsıldı, 2024’te umut devrildi, 2025’te ise hâlâ sorulan tek soru:
“Dünya kayısı ticaret merkezi tam tıkır faaliyete geçecek mi?”

Cevap mı? Şaka değil. Dram.

Yetkililer sahada mı? Elbette!

Ama sahada dedikleri yer büyük ihtimalle Instagram.

Ne yapıyorlar?

Tespit yapıyorlarmış.

Neyi tespit ediyorlar?

Çekirdek sayımı mı?

Yoksa yanmış dallara bakıp meyve falı mı açıyorlar?

Efendim, doğa afetiymiş.

Evet, afet.

Ama sadece doğanınki değil…

İlgisizliğin afeti, vizyonsuzluğun belası, vurdumduymazlığın enkazı.
Peki şimdi ne yapılmalı?

Çok basit:

2014’te ne yaptıysan, aynısını yap.

Afet bölgesi ilan et.
Dekar başına ödeme yap.
Teşekkürü sonra alırsın.

Ama yok…

Yok “kiloyla hesaplıyoruz”, yok “ekip gönderdik”, yok “yerinde gözlem yapıyoruz.”

Ne yerinde? Ne gözlemi?

Meyve yok. Kül olmuş.

Milletin cebi de, sabrı da aynı şekilde.

Hadi çözüm soruyorsan:
Dekara 10 bin ver.
Yetmezse 20.
Gönlün genişse 30.

Zaten üçte biri çiftçinin yıllık nafakası.

Kalanı da yaşaması için. En azından nefes alsın.

Ama bizde sistem farklı çalışır.

Kaysı yanınca ekip iner…

Tespit yapılır…

Sonra?
Umut satılır.
Sabır pazarlanır.
Dilek tutulur.
Çiftçi meyveyi değil, borcunu biçer.

En son da bildik cümle:
“Devlet gerekeni yapıyor.”

Gerçekten mi?

O hâlde neden hâlâ meyve yok, çözüm yok, umut yok?

Çünkü bu topraklarda sadece kaysı yanmadı…

Aklımız da kavruldu.

Yıkılan Sadece Beton Değildi

Malatya’da sadece binalar yıkılmadı…
Zihin çöktü.
Ahlak göçtü.
Vicdan yerle bir oldu.

Ama kimse üzerine alınmadı.
Çünkü herkes “üst kattaydı”, herkes “dışarıdaydı”, herkes “su içmeye gitmişti”…

Deprem geçti.
“Geçmiş olsun” dedik, gerçekten geçip gittik.

Ama asıl yıkım şimdi yaşanıyor.
Sessizce.
Sinsice.
Paylaşımla.
Story ile.

Kurumlar hâlâ enkaz altında.
Kararlar WhatsApp’tan alınıyor, yönetim toplantısı emojiyle yapılıyor.
Dedikodu, artık yönetim şekli oldu.

Yöneticiler poz veriyor, profil fotoğrafı güncelliyor, açıklama yapıyor…
Ama icraat kısmı hâlâ yükleniyor.

Şehrin en büyük projesi?
“Bakın ne kadar ciddi bakıyorum!”

İşine gelen infak etmiyor.
İşine gelmeyen şükretmiyor.
Herkesin kuyusu kazılmış, herkesin duası cümlesine göre değişiyor.

Gençlik…
Ya ekran kölesi, ya köşe başında sürgün.

Orta yaşlılar…
Ekranda parmak jimnastiğinde dünya rekoru peşinde.

Yaşlılar?
Onlar parkta bank arıyor.
Bulamazsa, gölgesinde oturduğu ağaçla sohbet ediyor.

Ve herkesin tek gayesi var:
“Desinler…”

Ne yaptığı değil…
Nasıl göründüğü önemli.
Ne kattığı değil…
Ne paylaştığı mühim.
Ne inşa ettiği değil…
Ne yazdığı mübarek.

Bu şehir bir gün toparlanacaksa…
Yeni bina değil, yeni bir bilinç gerekecek.

Şekille değil, şuurla.
İmajla değil, imanla.

Çünkü unutmayalım…
Yıkılan sadece beton değildi.

Mesai 08.00–17.00, Zihin Devamlı Boşta!

Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, sosyal medyada bir video paylaştı.

Buyur buradan yak:

“Ben sabah 08.00’de başlar, akşam 17.00’de bırakırım. Bu bana yeter!”

Sonra ekliyor…

“Sonra ne yapayım? Okey mi oynayayım, çay mı içeyim, dostlarla mı dedikodu çevireyim?”

Yani?

Malatya’da belediye başkanlığı, mesai saatiyle sınırlıymış…

17.00’den sonra çalışmak, okey oynamakla eşdeğer görülüyor!

Yani gece mahalle gezen başkanlar, vatandaşın kapısını çalanlar, konteynerde çay içenler…

Meğer hepsi zaman israfıymış!

Ey Bayram Başkan,

08.00–17.00 memur saatidir.

Sen başkansın!

Senin saatini belediye değil, halkın derdi belirler.

Kaldı ki 17.00’den sonra Malatya’da hayat başlıyor.

Işıklar yanıyor, dertler çıkıyor, acılar konuşuluyor.

Ama sen, 17.01’de okey masası mı, çay bardağı mı düşlüyorsun?

Sahi…
Gece 03.00’te evrak imzalayan başkanlar var.

Sabah ezanıyla sokakta çamur içinde çalışanlar var.

Acaba onlara da mı “fazla mesai manyağı” diyeceksin?

Yoksa “adam gibi çalışmak 08.00–17.00 arasıdır” diyerek, siyaseti dakikaya mı sığdıracaksın?

Malatya yıkılmış, enkaz altında can çekişiyor…

Ama başkan 17.00’de kart basıyor.

Çünkü sonra her şey vakit kaybıymış!

Bir de kalkıp “Bu şehir sahipsiz değil” deniyor.

...

YAZININ DEVAMI BURADA

elsan

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!