Murat ÇETİN / Zulme Uğrayanlar: Mezhep imamları ve müfessirlerin çilesi
Murat ÇETİN yazdı.
(“Mezhepler, Kitaplar ve Ümmetin Kırılma Noktaları: 5 Asırda 5 Büyük İhmal” yazı dizisinin 4. bölümü)
İlim, bir ümmetin nurudur. O nur sönerse toplum karanlığa mahkûm olur. Peki, İslam tarihine baktığımızda, bu nurun önüne kimler set çekti? Mezhep imamları neden zulme uğradı? Müfessirler, neden baskılarla susturulmak istendi?
Tarih, bize çok net bir gerçeği gösteriyor: İlim adamları susturuldukça hakikat karanlıkta kalır. Halifeler ve devlet adamları, İslam’ın önderlerini desteklemek yerine, onların yoluna engel koymayı tercih etti. Sonuç? Ümmetin ilmî gerilemesi, parçalanması ve güçsüzleşmesi…
Âlimlerin yalnızlığı
İmam-ı Azam Ebu Hanife… Ömrünü Kur’an ve sünnet ışığında fıkıh ilmini sistemleştirmeye adadı. Ancak ne yaptıysa Abbasi yönetiminin hoşuna gitmedi. Onu kadılık makamına getirmek istediler. “Ben, hükûmetin değil, Allah’ın hükmüne tabi olurum.” dedi. Bu söz, onun zindana atılması için yeterliydi. Yıllarca işkence gördü, sonunda zehirlenerek öldürüldü.
İmam Malik… “Zorla alınan biat geçersizdir.” dediği için Abbasi halifesi tarafından kamçılattırıldı. Oysa onun derdi siyaset değildi. O, ümmete Kur’an’ı ve sünneti öğretmeye etmeye zorladı. Eğer kabul etseydi özgür kalacaktı. Ama o, Kur’an’ın Allah’ın kelamı olduğunu söylediği için işkenceler gördü. Günlerce zincire vuruldu, kırbaçlandı. Ama sustu mu? Hayır.
İmam Şafii… Abbasi ve Emevi devletleri arasındaki çekişmelerin ortasında kaldı. Haksız yere hapsedildi, işkence gördü. Ona neden zulmettiler? Çünkü o, Kur’an ve sünnete bağlı kalan bir âlimdi. Onu bir tarafın adamı yapamadılar. O da baskılar karşısında geri adım atmadı.
İmam Ahmed bin Hanbel… Meşhur Mihne olayında, Abbasiler onu Kur’an’ın mahluk olduğu görüşünü kabul etmeye zorladı. Eğer kabul etseydi özgür kalacaktı. Ama o, Kur’an’ın Allah’ın kelamı olduğunu söylediği için işkenceler gördü. Günlerce zincire vuruldu, kırbaçlandı. Ama sustu mu? Hayır.
İmam Buhari… Hadis ilmini en güvenilir şekilde aktarmaya çalıştı. Ama ne oldu? Onu kıskananlar, yöneticileri kışkırttı ve memleketinden sürgün edildi. O büyük hadis âlimi, bir köyde yalnız ve sahipsiz bir şekilde vefat etti.
Devlet adamları, âlimleri neden susturdu?
Halifeler ve devlet adamları, neden bu ilim önderlerine zulmetti? Çünkü onların ilminden korktular. Bir âlim, sadece bilgi veren biri değildir. Aynı zamanda topluma Kur’an ve sünnet rehberliğinde nasıl yaşanması gerektiğini öğretir. Ama yöneticiler, İslam’ın hükümleri yerine kendi otoritelerini güçlendirmeyi seçti. Âlimlerin sözleri onların planlarına uymadığı için baskı uyguladılar.
Yönetimler, fakihleri kendi kontrolleri altına almak istediler. Bağımsız düşünen, hakikati söyleyen âlimlere tahammülleri yoktu. Çünkü o alimler, yanlışları ortaya çıkarıyordu. İslam’ın doğru anlaşılmasını istiyorlardı. Ancak yöneticiler, Kur’an ve sünnetin emirlerini değil, kendi düzenlerini korumayı öncelikli gördüler.
İlim susturulursa ümmet kaybeder
Bugün mezhep imamları, müfessirler ve hadis âlimleri büyük bir saygıyla anılıyor. Ancak o dönemlerde yalnız bırakıldılar, işkence gördüler, sürgün edildiler, öldürüldüler. Onlar, Kur’an’ı hayatın her alanına tatbik etmek istedikleri için zulme uğradılar. Peki, bu baskılar olmasaydı İslam medeniyeti daha güçlü olur muydu? Elbette.
Ama her şeye rağmen, bu büyük âlimler susmadı. Onların yazdığı eserler, ortaya koydukları ilim mirası hâlâ dimdik ayakta. Onlar susturulamadı; ama ümmetin içindeki bazı korkaklar sustu. İşte asıl mesele bu.
Hülasa:
Tarih boyunca hakikat ne zaman yükselse birileri onu susturmaya çalıştı. Ama ilim, baskıyla yok edilemez. Çünkü Allah’ın kelamını susturmak mümkün değildir.
Bugün bu âlimlerin mirasına sahip çıkmak gerekiyor. Eğer ilim adamları yalnız bırakılırsa, ümmet bir kez daha kaybeder. Ama onların bıraktığı ilmi rehber edinirsek ümmet yeniden ayağa kalkar.
Unutmayalım: Âlimler zulme uğradı, ama davaları kazandı. Hakikat baskıyla yok olmaz; aksine daha da güçlenir.
Bir sonraki bölümde, ümmetin birlikten nasıl uzaklaştırıldığını, mezheplerin birbirine nasıl düşürüldüğünü ve bunun İslam dünyasına etkilerini ele alacağız. Bölünmüşlük nasıl başladı? Bunu konuşacağız.
KAYNAK: DİRİLİŞ POSTASI GAZETESİ
LİNK: https://www.dirilispostasi.com/zulme-ugrayanlar-mezhep-imamlari-ve-mufessirlerin-cilesi
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- Şampiyonluk İçin Dürüstlükten Taviz Yok! Yeşilyurtspor’un Yol Haritası Açıklandı
- Deprem Bölgesine 1,9 Milyar Liralık Destek: 2025 Yılı Sosyal Hizmet Projelerinde Deprem Bölgesi Öncelikli...
- Battalgazi’nin 14 Mahallesi İçin Çözüm Arayışı: Muhtarlar ve Kurumlar Buluştu!
- Engelli Memur Alımı İçin Başvurular Başladı: Son Tarih 27 Ocak!
- Araştırmacılar İçin Kariyer Yolculuğu: Proje Yazma Eğitimi Düzenlendi
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.