Sevgi BERK / Bir Serinlik Uğruna Yüreğimiz Yanmasın

 Yaz yaklaşıyor. Hava ısınıyor. Gençler, çocuklar soluğu su kenarlarında alıyor. Barajlar, göletler, sulama kanalları adeta bir cazibe merkezi haline geliyor. Ama ne yazık ki bu cazibe, her yıl onlarca ailenin yüreğini yakıyor.
Biz anneler için bu görüntüler, sadece haber değil. Her biri içimize işleyen bir korkunun, bir travmanın sesi. Çünkü her boğulma haberinde içimizden bir ses "Aman bizimki olmasın" diye fısıldıyor. Ama her yaz, bir annenin duası yarım kalıyor. Bir ocağa ateş düşüyor. Bir evin kapısı siyah kurdeleyle kapanıyor.

BU SU, SERİNLİK DEĞİL TEHLİKE GETİRİYOR

Barajlar, göletler, sulama kanalları… Bunlar doğal oluşumlar değil. Derinliği kestirilemeyen, zemini çamurlu, akıntısı sinsi olan yapay su kütleleri. Ve her biri, görünenden çok daha tehlikeli.
Malatya Valiliği ve DSİ 92. Şube Müdürlüğü bu konuda açık ve net: Bu sulara girmek yasak ve ölümcül.
Valilik tarafından yayınlanan resmi kararda, baraj, gölet, kanal gibi tesislere girmenin emre aykırı davranış olduğu ve idari yaptırımla cezalandırılacağı ifade ediliyor. DSİ ise hem yapısal (korkuluk, ızgara, şamandıra) hem de yapısal olmayan (uyarı levhası, bilgilendirme, eğitim) tedbirlerle halkı bilinçlendirmeye çalışıyor.
Ama tüm bu uyarılara rağmen ne yazık ki her yaz aynı acıyı yaşamaya devam ediyoruz.

HİÇBİR SERİNLİK, BİR CAN KAYBINA 

Bazen cesaret sandıkları bir meydan okuma, bir kahramanlık gösterisi gibi geliyor gençlere. Ama gerçek şu: o suya girenlerin büyük bir kısmı, bir daha çıkamıyor.
Hiçbir oyun, hiçbir heves bir annenin yüreğinden değerli değil. Hiçbir serinlik, bir mezar taşını haklı gösteremez.

...

YAZININ DEVAMI BURADA