Sümeyye ALAGÖZ / Popüler Kültür

Sümeyye ALAGÖZ yazdı.

‘Ben popüler kültüre göre hareket etmiyorum’ diyenlerin bu cümlesinin de popüler kültüre ait olması hasebiyle uyduğu ‘popüler kültür’ sizce neyi ifade ediyor.
5 yaşındaki kızımdan dolayı yaz aylarını parklarda bahçelerde geçiren biri olarak 18 yaş altı ergen bireyleri, çocukları gözlemleme fırsatım çok oldu. Bazen kullandıkları argo cümlelerden dolayı kulaklarımın kanadığı, müthiş! moda akımlarından dolayı göz bebeklerimin şaşkınlıktan gözlerimi terk etmeye çalıştığı çok zaman oldu. Sonuç olarak kış aylarından ve okul döneminden dolayı güzel bir detoks sürecinden sonra artan sıcaklıklarla birlikte tekrar bu manzaraları çokça göreceğim aklıma gelince yüzümdeki acı gülümsemeyi saklayamıyorum.
Geçen 5 senesi parklarda geçen bir anne olarak hem endişeli, hem de üzgünüm. Gelişen teknoloji çağında özellikle sosyal medyayla birlikte tek düze yetişen bir neslin, yakın gelecekte bu ülkenin üreten, çalışan tarafında olacağını düşününce endişelenmemek elde değil gerçekten.
Öncelikle biraz gözlemlerimden bahsetmek istiyorum.
Şimdi yazacaklarımı gözden geçirince sanırım beni en çok rahatsız eden ve bence en önemli sorun gençlerin aralarında yeni bir argo dil geliştirmiş olmaları. Türkçenin içinde zaman zaman istemsiz argo kullanımlar hiç hoş değilken kabul edilebilir bir yerde olabiliyor. Fakat burada ki argo, küfür ve müstehcen kelimelerin kullanımı öyle bir noktada ki bunu yeni bir dil olması dışında bir durumla açıklamak mümkün değil. Zira kurdukları cümleden bu nahoş kelimeleri çıkarınca geriye hiçbir anlamlı kelime kalmıyor. Ve maalesef bu sosyal alanda kullanılan dil nesilden nesile aktarılarak geliyor. Bir ülkenin milli kimliğini oluşturan ana etmenlerden biride o ülkenin dilidir. Buradan bakacak olursak bir ülkenin dili, geleceği oluşturacak olan nesille birlikte ruhunu kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya!
Bir diğer dikkatimi çeken husus madde kullanımındaki artış. Önceleri lise kademelerinde madde kullanımına ilişkin kesin bir tavır ortaya konurken şimdilerde bu durum ortaokul kademelerine kadar inmiş durumda. Ortaokula giden çocukların 11-12 yaşlarında olduğunu düşünürsek tablonun ne kadar korkunç olduğunu daha net anlayabiliriz. Hep deriz ya taviz tavizi doğurur diye üniversitelerdeki serbestlikle artan ve topluma yayılan bu zararlı maddelerin kullanımı önce lise kademelerine şimdiyse ortaokula indi ve ilkokulda yaygın olmasa da şuan için kullanan çocukların olduğunu bilmek durumun ne denli tehlikeli bir boyuta ulaştığını anlamamız için yeterli.
Bir diğer husus ise kılık kıyafetlerdeki tek düze giyim şekli. Yaz aylarında dışarı çıkarsanız 10 kız çocuğundan en az 8’inin jogger diye tabir edilen büzgülü paça eşofman, üstüne de en az 2 beden büyük tişört giydiklerini görmemiz çok olası. Bir zamanlar daracık pantolonlar tişörtler giyen erkekleri de en az 2 beden büyük kıyafetlerle görüyoruz.
Diğer mevsimlerde de durum böyle fakat yaz mevsiminde mont hırka gibi seçenekler olmadığı için sanırım daha çok göze batıyor. Ezcümle elbette kimin nasıl giyinmesi gerektiğiyle ilgili nutuk atmaya çalışmıyorum. Söylemek istediğim şey çocuklarımızın kıyafetlerinde dahi kendilerine ait bir düşünce dünyası bir kalıp yaratamayacak hale gelip popüler kültür dediğimiz bu tek tip insan oluşturma gayreti içinde olanların ekmeğine yağ sürmeleri ve bunu sorgulayacak düşünce kalıplarından son derece uzak olmaları.
...

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- Oruç Tutarken Sağlığınızı Korumak İçin 10 Altın Kural
- Dr. Ramazan Demirtaş Uyardı: 1996 Yılında Belirtilen Deprem Sismik Boşlukları 2023’te Gerçekleşti!
- Yeni Malatyaspor Teknik Direktörü Murat Uçkun: “Hatalardan Ders Çıkarmalıyız”
- Şok Sonuç! Ümraniyespor, Yeni Malatyaspor’u 5-0 Geçti!
- Tütün Bağımlılığına Karşı Farkındalık: İnönü Üniversitesi’ndeki Panelde Sağlık Uzmanları Bir Araya Geldi
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.