TARİHSEL PERSPEKTİFTE TÜRKİYE-İSRAİL İLİŞKİLERİ

Günümüzde Türk-İsrail ilişkileri denildiğinde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve İsrail Devleti ile ilgili diplomatik, ticari, sosyal vb. gibi alanlardaki olan bağlantılar anlaşılmaktadır. Çok değil 10 yıl öncesine kadar dostane ilerleyen ilişkiler bu gün durma noktasına gelmiştir. Peki neden böyle bir durum oldu?Bu sorunun yanıtını vermeden önce şunu belirtmekte yarar var; Her ne kadar da yetmişli yıllardan 2000?li yıllara kadar Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkiler en parlak dönemini yaşasa da bu konuyu halk düzeyine yaymak pek mümkün değildir. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti?nin toplumsal kimliği ??İslam?? ve ??İslam Birliği?? anlayışı çerçevesinde şekillenmektedir. Her ne kadar da medyada Avrupai bir sistem içerisinde bulmaya çalışsak da kendimizi, ne kadar Türkiye?de bulunan bir kısım elit kesim kendisini Müslüman kimliğinden çok Çağdaşçı-Modern olarak nitelendirse de, halk, yani saf Osmanlı torunları kendilerine her şeyden önce Müslüman yakıştırması yaparlar. Durum böyle olunca da Türkiye halkı bu ilişkilere ve İngilizlerin desteği ile Yahudi militanların 1948 yılının Aralık ayında Müslüman temizleme operasyonuna başladığından beri yaşanan acı olaylara hiç de sıcak bakmamaktadırlar. Burada İsrail?in çiğnediği insan hakları ihlallerinden dolayı hakikat noktasında durarak Anadolu halkı, İsrail ile olan ilişkilere hiçte sıcak bakmamaktadır.Sorunun yanıtına gelecek olursak bu duruma neden olan en büyük etken İsrail?dir. Osmanlı İmparatorluğu?nun İspanya?da Yahudilerin katledilmesi üzerine 200.000 Yahudi?yi kurtarması, Türkiye Cumhuriyeti Fransa Büyükelçisi Behiç Erkin?in İkinci Dünya Savaşı sırasında 20 binden fazla Yahudi?yi Alman işkence hapishanelerinin içerisinden çıkarması ve daha birçok Müslüman devletin Yahudilere birçok konuda insanlık adına yardım etmesi, Yahudileri her nedense Müslümanlara karşı daha da vahşi yapmıştır ve kendisine 2 bin yıldan fazla süren bir dönemde işkence ve zulüm eden Avrupalı ile bugün aynı safta halay çekmektedir. Bugün bu kadar dinine bağlı olan Yahudiler, o kadar dindarlar ki binlerce Müslüman?ı gözünün yaşına bakmadan katletmekte, daha yaşını doldurmayan çocukların alnına kurşun sıkmakta çok ustalar. Bu kadar sahiplenmeye çalıştığı ?Yahudilik? dinine keşke gerçek dönemi olan Hz. Musa(as) ve diğer peygamberler döneminde sahip çıksalardı. Belki bugün Ortadoğu, dolayısıyla dünya, farklı bir noktada olabilirdi ki Yahudiler de belki hakikatlere bugün gözlerini daha iyi açabilirlerdi. Ne var ki, gözleri var görmezler, kulakları var duymazlar, dilleri var hakikat karşısında işlerine gelmediğinde susarlar. Kitap ne güzel tarif etmiştir. İsrail Dışişleri Bakanı Lieberman?ın şu sözleri ne kadar da güzel açıklamaktadır bu durumu; İsrail?in güneyinde tarımla ilgili bir konferansta yaptığı konuşmada ??İsrail, Filistinlilere karşı büyük cömertlik göstermektedir...?? diye devam ettiği söze, kendisi de inanmaktadır ama unutmaktadır ki bunun yanlış olduğunu bütün dünya biliyor ve kendisi bunu göremiyor.Durum böyle olunca da Türkiye halkı, İsrail devleti ile ilişkilere pekte referans olmamaktadır ki son zamanlarda Türkiye devleti de halkıyla beraber aynı çizgide yer almaktadır. Bu şekilde davranmak zorunda mı? Bu sorunun cevabını siz verin. Ancak şunu belirtmekte yarar var ki; İsrail?in askeri ürünlerine en fazla talep gösterenlerden Türkiye, son zamanlarda alınan bu askeri araç ve gereçlerin bozuk çıkması, Türkiye ile İsrail arasında çıkacak olası bir savaşta, alınan bu askeri ürünler, İsrail adına fayda sağlaması yüksek görülen bir ihtimaldir. Bu da düşünmemiz gereken bir başka nokta.2008 İsrail?in Filistin katliamı, 2009 Davos krizi, Türkiye Elçisine alçak koltuk hakareti ve Mavi Marmara? Bunlar ikili ilişkilere en büyük darbe vuran olaylardır. Ancak ilginç olan bir nokta vardır ki; o da bu ve diğer olumsuz gelişmelerin hepsinde de İsrail?in hata içerisinde bulunmasıdır. Türkiye komşularla sıfır sorun politikası gereği bu ilişkilerin bozulmaması için çok uğraştı ise de İsrail, iki ülkenin birbirine karşı düşman olması için elinden geleni yapmaktadır. Bu da insanın aklına kurt düşürmektedir.İleriki dönemlerde umarız İsrail kendisine çeki düzen verir ve insan hakları ihlallerinden bir an önce vaz geçer. Ve yine umarız ki bu devlet ??İnsanlık?? sıfatı ile hareket eder. Ama son olarak şunu da not düşmek istiyorum ki kastettiğim bütün bu olumsuzlukların sorumlusu İsrail devletidir ve halkı Türkiye halkına karşı herhangi bir düşmanlık beslememektedir. Ancak ne var ki kendileri de tarihsel anlayışlarının, yanlış anlayışlarının, yüklediği sorumluluklara kendilerine göre uymak zorundalar.Son olarak kısa vadede ilişkiler düzelmeyecek gibi görülse de uzun vadede umarız bölge rahat ve huzurun hakim olduğu bir coğrafya olur.BURAKHAN KILLIULUSLAR ARASI ASYA BİRLİĞİ VE STRATEJİSİ DERNEĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKANIULUAS ORTA VE KUZEY ASYA ÇALIŞMALARI SORUMLUSU