dore okulları
Malatya
24 Şubat, 2025, Pazartesi
  • DOLAR
    34.06
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2730.4
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57646.840$

ABD’de Trump Çağı Dünyada Ne Anlama Geliyor?

24 Şubat 2025, Pazartesi 08:28
ABD’de Trump Çağı Dünyada Ne Anlama Geliyor?

ABD’de Trump yeniden başkan olmasıyla ardı ardına yaptığı açıklamalar ve eylemleri ile tüm dünyayı şaşkına çevirdi.   Tabi başından beri herşeye hazır olan ve benim gibi şaşırmayanlar da vardır elbette. Fakat doğrusunu söylemek gerekirse Trump’ın son işleri benim bile hayal gücümü zorlayacak cinsten oldu. 

Örneğin Gazze ile ilgili fikirleri. Daha bunun şaşkınlığı devam ederken Ukrayna ile ilgili sözleri ve girişimleri. Kanada ve Panama ile ilgili çıkışları, Mısır ve Ürdün için dile getirdiği şeyler. İran’a İsrail üzerinden verdiği gözdağı. 

Dikkatinizi çekti mi bilmem, ama tüm bu çıkışların ortak noktası Trump’ın dünyaya bir tüccar gözü ve zihniyetiyle bakıyor olması. Nitekim Gazze’ye, Gazzelileri hesaba katmayan bir  müteahhit, Ukrayna’ya sömürgeci, Kanada’ya mandater, Panama kanalına  trampa, Mısır ve Ürdün’e alacağını tahsile gelmiş tefeci, Suudi Arabistan’a da bir ticari şantajcı gibi yaklaşıyor. 

Trump’ın diğer bir özelliği ise siyasette dobralığı. Yani çekirdekten bir diplomat ya da siyasetçi olmadığı için aslında Batıdaki pek çok devlet ve devlet adamının diplomasi altında gizledikleri çıkarcı ulusal hırslarını adeta mahalle ağzıyla paat diye ortaya atıveriyor. Aslında Batı ile Doğu dünyasının arasındaki ilişkide alışılmamış yeni olan şey de bu. 

Diğer şeyler eski tas, eski hamam desek yeridir. Şöyle ki:

Samir Amin Mısırlı Marksist bir düşünür ve ekonomist. 2018’de Paris’te öldü. Şöyle diyor Amin. Batı’nın Doğu üstünde kurduğu üstünlük, beş alanda elinde tuttuğu tekele dayanır:

1)Finans piyasalarını ellerinde tutmaları

2)Küresel üretim ve ticaret konusunda tekel

3)Haber kaynakları ve iletişim vasıtaları konusunda tekel

4)Teknoloji konusunda tekel

5)Doğal kaynaklara erişim üzerinde tekel

Amin’e göre Batının büyük güçleri ellerinde tuttukları bu tekeller vasıtasıyla dünyayı kendilerinin merkezinde yer aldığı, diğerlerini çeperinde tuttuğu kapitalist bir sömürü düzeni içinde yönetiyor.

Şimdi bu beş maddeyi teker teker ele alın, Samir Amin’in ne kadar haklı olduğunu siz de göreceksiniz. 

Trump’a geri dönecek olursak. Trump’ın ABD Başkanı olmadan önce ve halen küresel sermayenin önemli bir temsilcisi olduğunu hatırda tutmak lazım. Seçimlerde çağımızın en etkili iletişim araçlarından biri olan sosyal medya holdinginin patronu olan Elon Musk’ı da ekibine aldı. Şimdi Ukrayna’nın doğal kaynaklarına göz dikiyor, Gazze’yi boşaltıp küresel bir ticaret  merkezi haline getirmek istiyor. Ekibine aldığı Savunma Bakanı, ulusal güvenlik danışmanı da bu misyona hizmet edecek kişiler. En son Genelkurmay Başkanını da değiştirerek ABD’yi tarihte İngilizlerin Doğu Hindistan Kumpanyası gibi koca bir sömürü şirketi haline dönüştürüyor.

Geçmişte İngiliz, Hollanda, Portekiz gibi büyük sömürge devletleri bu gibi işleri özel şirketler vasıtasıyla yapmıştır. Örneğin İngilizlerin Doğu Hindistan Şirketi koca Hint alt kıtasını özel orduları ve personeli ile sömürü haline getirmişti. Bu şirketlerin ortakları arasında İngiliz siyasetinde yer alan lordlar, vekiller bakanlar vs. yer almıştır. Yani kolonyalizm çağı boyunca bu devletler sermayeye hizmet eden onu koruyup kollayan araçlar haline gelmiştir. Günümüzde Batıda yüzyıllık geçmişe sahip büyük sermayelerin tarihi buralara dayanıyor. 

Hollanda’nın Batı Hindistan Şirketi, Fransızların Hindistan ve Afrika’daki şirketleri, Almanların Afrika’daki şirketleri de bu listeye eklenebilir. 

19’ncu yüzyıldan sonra gerek dünya siyasetinde, gerek uluslararası ticarette, gerekse diplomaside önemli değişiklikler oldu ve Büyük devletler diğer ülkeler üzerindeki hakimiyetlerini farklı enstrümanlar kullanarak daha diplomatik ve “demokratik” yollarla  sürdürmeye devam ettiler.

İşte Trump, özgüveni yüksek tüccarların yol yöntem, usul adap kaygısı duymadan ticareti harbi yürütmeleri gibi uluslararası politikaya alışılmadık bir üslupla ve tarzla girdi. 
Şaşırmamız ondan, yoksa bu gök kubbenin altında değişen çok az şey var. 

Nitekim Rusya ve Çin önceden beri artık dünya çok kutuplu diye bağırırken. Her şeye tepeden bakan ve başka egemenlikleri içine sindiremeyen ABD’liler tek kutuplulukta ısrarcılardı. 

Zeki tüccarlar gurur yapmayan pragmatik ticaret ustalarıdır. Nitekim Trump dünyanın egemenliğini Rusya ve Çin’i içeren devletlerle paylaşmaya hazır. Fakat o bu paylaşımda bu devletleri franchising pazarlama ortakları gibi görüyor.  Bu uluslararası ilişkilercilerin üzerinde düşünmeleri gereken yeni bir durum. 

Bu arada Trump döneminden siyaseten umut besleyenler tarih dışı kişiler olduklarını ortaya koymuş oldular. Bizde eskiler ne demiş “kafirin kılıncıyla necat olmaz”. 
 

Yorumlar

  • yorum avatar
    Uğur
    24-02-2025 10:25

    “Kafirin kılıncıyla necat olmaz." Çok doğru bir söz.Elinize sağlık hocam.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.