Aday adaylarının Malatyalı “seçmende” karşılığı yok!

Malum olduğu üzere ülkemiz, çok büyük bir “deprem” fırtınası yaşıyor. 

Büyük bir “yıkım” ve büyük bir “acı” bıraktı, gerisinde. 

On binlerce insanımızı verdik “toprağa”... 

Bir o kadarı da, belki de ömür boyu “engelli” kaldı.

Bir o kadarı canlı ise, “cenaze” gibi ayakta duruyor. 

Her birimizin ayrı “acısı”, her birimizin ayrı “yarası” kaldı depremler sonrası... 

Dün sabah ise, deprem bölgesindeki “sel afeti”ne gözlerimizi açtık. 

Müthiş bir “yağmur” ve ardından gelen “seller”, iki ilimizden 19 kişiyi alıp götürdü. 

Yine yüzlerce insanımız yara aldı.

Kimisi fiziken kimi ise ruhen ağır yaralı. 

İNSANLARIN ACISI ÜZERİNDEN SİYASET DEVŞİRMEYE ÇALIŞTILAR

İnsanımız bu kadar çok afetle “mücadele” ederken, ülkemizin gündemi bir anda “değişti”. 

Sanki depremler olmamış, onbinler ölmemiş, yüzbinler yaralanmamış gibi, bir anda “siyaseti” konuşur, siyaseti “yaşar” oldu; bütün memleket... 

Binaların enkazı önünde, insanlar kaybettikleri “bedenleri” ararken, önce yardım kuruluşlarına saldırıldı. Ardından da devletin büyük büyük kurumları, töhmet altında bırakılmaya çalışıldı. O da yetmedi, enkaz başında siyasetçiler, müşteri(!) avına çıktı. 

Sanki ölenler bir kaç ağaç gibi, bir kaç çiçek gibi, bir kaç böcek gibi anılır oldu. (Lütfen bu benzetmem, orada yitirdiğimiz canları yok saymak gibi görülmesin. Densizliklerin densizliğini anlatabilmek için, teşbihten ötesi değil benimkisi) Bütün bunları yazarken, yine gözüm ajanslarda. Yine “ne var afet bölgesinde?” diyor ve araştırmaya devam ediyorum. 

ÜLKEM, ABAD OLACAK MI?

Kendimi bu siyaset denilen ortamdan bir türlü soyutlayamıyor, tekrar bakıyorum. 

Kim, kiminle, nerede? 

Kim kimin kolunda, kim hangi siyasinin yanında, kim hangi siyasinin arkasında saf tutuyor? 

Merak ediyor ve soruyorum: Afetin bile erteletemediği seçimlerden ne sonuç çıkacak? 

Afetlerle yıkılmayan ülkem, seçimle yıkılacak mı?

Yaksa abad mı olacak? 

Cevapları bulmak için sorgulamalar yapıyor, değerlendirmelerle kendimi rahatlatmaya çalışıyorum.

İşte o ruh haliyle, “afetlerle” başladığım yazıma yeni bir yön çizerek “siyasete” geçiyorum.   

OLMAK, YA DA OLMAMAK SEÇİMİ

Ülkemizin önünde “mühim” bir seçim var. 

Bu seçime “Olmak ya da olmamak” gibi anlam yükleyenler olduğu gibi, “Her zamanki gibi sıradan bir seçim” diyenler de var. 

Şahsi fikrimi soracak olursanız; “Olmak ya da olmamak…” seçimi derim.

Son bir kaç senede Dünyada gelişen olaylara, Türkiye’nin verdiği “reaksiyonu” görünce ve yine dünyadaki “emperyal güçler”in, Türkiye üzerine “oynamak” istediği oyunlara bakınca, seçim sonucu için “Olmak ya da olmamak seçimi…” demem gayet normal. 

Sözlerimden, desteklediğim ittifakı az-çok anlamış olabilirsiniz. Destekleme sebebimi zaten yukarıda anlatmış oldum. 

Gerisi fasa fiso…

MALATYA’NIN ADAY ADAYI PROFİLİ BİR HAYLİ DÜŞTÜ 

Neyse gelelim seçim sonucuyla ilgili değil de, seçime girecek adaylarla ilgili görüşlerime. 

Doğal olarak; Malatya özelindeki düşüncelerimi yazacağım… 

Aday adaylarının müracaatları dün itibariyle bitmesi gerekiyordu. Ancak, hem “iktidar”, hem de “muhalefet” cephesindeki müracaatların “yeterli” görülmemesi üzerine, önümüzdeki hafta Çarşamba gününe kadar, müracaat süresi uzadı… 

Ayrıca, partiler, mevcut milletvekillerinin de aday adayı olarak müracat edebileceğini göz lönünde bulunduruldu. 

Zaten mevcut aday adaylarına baktığımızda, ciddi, elle tutulur, “vatandaşta karşılığı” olan bir kaç aday adayından başka “isim” göremiyoruz.

Ayrıca “memuriyetten” istifa edip, aday adayı olmaya cesaret edenler de; bir hayli az bu dönemde.

ADAY ADAYI OLAN İSİMLERİN YETERLİLİKLERİ SORGULANIYOR

Malatya’da gördüğüm kadarıyla, Cumhur İttifakı’ndan aday adayı olan kişi, tercih edilmese bile, esnafsa ticaretini geliştireceğine, memursa amir pozisyonuna çıkacağına inanıyor. 

Ona göre müracaatını yapıyor. 

Bir kısmı hariç tabii ki… 

Millet İttifakı cephesindeki aday adaylarına baktığımızda da, durum diğerinden farklı değil. 

Ülkeyi yönetmek, Malatya’yı kalkındırmak sanki ikinci plandaymış gibi görünüyor. 

Ayrıca Millet İttifakı’na aday adaylığı için başvuranların sayısı çok çok az. 

Bunun sebebi olarak da Millet İttifakı’ndaki partilerin fazlalığı ve kuruculardan kendilerine sıra gelmeyeceği düşüncesi diyebiliriz.

İNSANLARIMIZ BÜYÜK BİR YIKIM YAŞIYOR

Özellikle Ak Parti’de adayların belirlenmesi sürecinin bir hayli “sancılı” geçeceğini düşünüyorum. 

Adayların belirlenmesinde çok zor bir sürece girdik.

Eskiden insanlar Ak Parti’ye kızsa da seçim zamanı gidip oyunu veriyordu. Bu dönem ise insanların canı çok yandı. Yakınlarını, işlerini, evlerini, mallarını ve bütün birikimlerini kaybettiler. Büyük bir yıkımı yaşıyor herkes.

İşyerini açsa da “iş gücü” bulamayan “işveren” var. 

Dükkanını açmış “müşteri” bulamayan “esnaf” var mesela. 

Şehri terk edip giden ve geri “dönmesi” çok zor görünen “insanlar” var. 

Malatya’nın “demografik” yapısının bozulacağına inanan insanlar var Malatya’da. 

Bu haldeki Malatya’yı, eski haline, hatta ondan da ileri taşıyabileceğine inandığı kişiye oy verecektir Malatyalı. 

VİZYON VE MİSYON SAHİBİ ADAYLAR TERCİH EDİLMELİ

Bu insanlarını “oyunu” almak isteyen, gönülleri yanan bu insanlara, bir “umut ışığı” veren kişileri “tercih” etmeli siyasi partiler. 

İnsanların dertlerine “derman” olabilecek “profilde” kişiler tercih edilmeli mesela. 

Hitabeti kuvvetli, ötekileştirmeyen, herkesi kucaklayan, Malatya’nın bir “mozaik” olduğu bilincindeki, Özal “misyonundaki” insanlar, vatandaşın karşısına çıkarılmalı. 

İnsanların ev, iş yeri ve ihtiyaçlarını karşılayabilecek “vizyona” sahip kişilerde karar kılınmalı. 

Yukarıda saydığım “özelliklerde” aday çıkaran siyasi parti, Malatya’dan “istediği” oyun fazlasını alacaktır. 

Selam ve dua ile
Fiemanillah