AHMET ERCAN UÇKAN HALKIN VEKİL PROFİLİ…
29 Nisan 2018, Pazar 17:49
Dünya saldırdıkça, iç ve dış düşmanlar kudurdukça, hainler planlarını bir bir devreye aldıkça, Türkiye kalkınıyor, gelişiyor, büyüyor ve çağ atlıyor. Tencere tava dağıtarak, çay şeker vaad ederek seçim kazanan asırlık partiler tek tek iktidardan uzaklaşıyor. Millet itibar etmiyor, özgür iradesiyle sandık başına gidip kendi geleceğini kendisi oyluyor.
Hiç şüphesiz büyüyen her siyasi hareket, zamanla deforme olup düşüşe geçerek, teşkilatların, milletvekillerin ve belediye başkanlarının kötü idare ve başarısızlıkları sonucu siyaset sahnesinden siyasetin tozlu raflarına kalkıyor. Her şeyin bir ömrü vardır. Siyaset ve siyasetçiler de, ömrünü şu yada bu sebeplerle müstahak olduğu şekilde tamamlıyor.
24 Haziran'da tarihi bir seçim var. Yarı başkanlık sistemi olan Cumhurbaşkanlığı seçimi ve bununla birlikte milletvekili seçimi. Bu seçim Türkiye tarihinin ilk ve en önemli seçimi olmakla birlikte, Ak Partide siyaset yapanlar ile Recep Tayyip Erdoğan arasındaki makas olacaktır. Eskiler veya eskilerin ve teşkilatların bırakacakları haleflerle devam edilmesi durumunda Ak Partinin büyük bir kayıp yaşayacağını düşünüyorum. Halkta karşılığı olmayan, yine belli başlı yerlere mensup, paralel veya neo-paralel kimlikler aday gösterilirse bu makas daha da açılacaktır.
Bu nedenledir ki, şu ana kadar aday adaylığı müracaatını yapan mevcut vekiller, Büyükşehir Belediye Başkanı, İl Başkanı ve diğerleriyle ilgili yorum yapmayacağım. İlk defa aday adayı olanlar hariç, hepsinin hem Ak Partide, hem de Malatya kamuoyunda ve halk nezdinde bir karnesi vardır. Ben sadece halkın aday profilini çizip, bu profile uyan en uygun adayı değerlendirmek, Dr. Ahmet Ercan UÇKAN'IN üzerinde durmak istedim.
Malatya kamuoyu, müstakbel milletvekillerinden dağları devirmelerini, gelip bahçelerini bellemeleri, ağaçlarını budayıp kayısı toplama mevsiminde kayısılarını toplayıp kurutmalarını istemiyor. Malatya'yı Paris yapmalarını de istemiyor. Hiç birisinin kendilerine ekmek vermelerini de beklemiyor. Her şeyden önce karşılarında insan istiyor. insani değerlere önem veren, selam verdiğinde selamını alan, aradığında telefonuna cevap veren, bir sorunu olduğunda halledemezse bile ilgilenen, bizzat bir yere giderek değil, oturduğu koltuğunda bir yeri arayarak işini halletmeye çalışacak vekiller istiyor…
Mesaisini meclise ve millete verecek, şirketini değil, Malatya'yı büyütme hayalleri kuracak vekiller istiyor…
Çocukları Akpınar meydanında 120 hız yapmayan, içmeden sarhoş olmayan, mütevazi aileli, ahlak sahibi, saygılı vekiller istiyor…
Vekil olduğunda yeni şirketler açmayan, ailesini ve çevresini Karun gibi büyütmeyen, tepelere gökdelenleri dikmeyen, her yerde sadece mallarını satmayan vekiller istiyor…
Ankara'ya gidince yolu Malatya'ya bir daha uğramayan, kimseyi tanımayan, burnu havada, bürokrat yapılı, milleti emrinde sanan vekil istemiyor…
Birinin lehinde de olsa, başka bir vatandaşın aleyhine olan bir davaya müdahil olan, resmi kurum ve kuruluşları personeli gibi arayarak bir tarafı mağdur eden, siyasi kimliğini kullanan vekil istemiyor…
Bir şey sorulduğunda karnında konuşan, evet yada hayır demeyen, ne bildiğini bilmeyen vekil istemiyor…
Kafasında kırk tilki, her tilkinin kuyruğunun etrafında da kırk tilki dolaşan, siyasetin her türlü filim fırıldağını bilen, hep bana hep bana diyen vekil istemiyor…
Mütevazi, bilgili, alçak gönüllü, herkesi sayan ve insan yerine koyan, işleri için mesai veren, koltuğu emanet bilen, geride hoş bir sada ile Hak ve halk memnuniyeti bırakırsam bana yeter diyen, bir daha ki sefere nasıl vekil olurum hesabını yapmayan, halkın milli ve manevi değerlerini taşıyan, iradesine saygı gösteren, vatandaşını farklılıklarıyla kabul eden, bu farklılıkları zenginlik olarak gören, ileri görüşlü, bilgili, hem mektepli hem de alaylı olan, sivil toplum örgütlerinde görev almış, başarılı çalışmalar yapmış, dil bilen, akademisyen ama burnu havada olmayan, bilgisinin kendisini şımartmadığı, bildikçe mütevazi olan, başkalarının bilgisine de saygı gösteren, halk ile uyumlu, halkta karşılığı olan, sevecen, sempatik, herkesin çekinmeden sorunu götürebileceği, cep telefonunu arayabileceği, azarlamayan, kızmayan, hata yaptığında hatasını telafi eden, sanayicisinden köyün çobanına kadar herkesle derdi ve sorunu nispetinde ilgilenen, edep timsali, haya sahibi, hata yaptığında yüzü kızaran, iyilik yapmayı şiar edinen, başkalarına iyilik yaptıkça sevinen, başkalarını dolandırmayan, beddua almayan, cebini düşünmeyen, baba şefkatiyle hareket eden, seçmenin tereddütsüz evet diyeceği, partisine oy katacak, Ankara'da katma değer sağlayacak vekil istiyor…
Çok mu bunlar!?... Bu millet çok şey mi istiyor!?...
Elbette ki hayır. Her insanda olması gereken vasıflar değil mi bunlar!?...
İşte bu noktada aklıma gelen ilk kişi, bu vasıflara haiz, milletin kafasındaki vekil profili Dr. Ahmet Ercan UÇKAN olduğunu düşünüyorum. Ben bu toplumun eleği değilim. Kurulu mizanı da değilim. Ama toplumda değerimin olduğuna, sözüme itibar edildiğine, öngörülerime önem verildiğine inanıyorum. Bu nedenle üzerimde bir vebal görerek yazmayı bir borç bildim. Sayın Ahmet Ercan UÇKAN'I anlatmaya kalksam, özelliklerinden bahsetsem, yapacaklarını ve kabiliyetlerini yazsam, ciltler dolusu kitap yazmam gerekecektir. Halkın vekil profilini çizerek, onu buraya uyan birinci kişi olarak oturttum sadece. Siyasette kimseye kefil olunmaz. Ancak kefaletim istenirse elbette ki kefilim. Benimde sizlerinde hesap sorabileceği biridir. Yan gelip yatacak, ihmal edecek, ilgilenmeyecek, kendisini düşünecek bir profil değildir.
Ahmet Ercan UÇKAN üç üniversite mezunu, iki tane doktora yapmış ve dört dil biliyor. Kendisiyle oturduğunuzda tevazu sahibi ve hizmet ehli olduğunu görürsünüz. Sivil toplum örgütlerinden gelmiştir. Yenilikçi hareketi başlatan, Fetöyü otuz yıl önce işaret edip, bu hareket, sadece paralel devlet değil, aynı zamanda paralel din hareketidir diyen, bu manada yetkililere defaaten brifing veren, tehlikesine işaret eden, insan sosyolojisi uzmanı ve ileri görüşlü biridir…
Hiç kimse Ahmet Ercan UÇKAN'IN eşini, oğlunu, kızını Vip'ten geçerken, piyasada cirit atarken, milletvekilliği nimetinden istifade ederken görmeyecektir. Dedim ya, halktan biri ve halk gibi!... Vay beee!... Bende daha dün sizin gibi sıradan bir insandım demeyecek!...
Umarım teşkilat yoklamasında, tarafgirlik değil, hak ve hakkaniyet ölçüleri baz alınarak adaylığı yönünde oy kullanılır da, aday olması için Ankara'nın eli daha da güçlendirilir. Bu konuda Ankara'da bir sorunun olduğunu sanmıyorum. Reis zaten kendisini şahsen tanımaktadır. Kuruluşundan beri Ak Partide, siyasetin içerisinde ve siyasetin temelinden, milli görüşten gelmedir.
Emanet ehlidir. Malatya Milletvekilliğine layıktır. Halkta karşılığı vardır. Malatya'ya katkı sağlayacaktır. Halk memnuniyetini sağlayacaktır. Bilgi ve birikimleriyle özelde Malatya'ya, genelde Türkiye'ye faydalı olacaktır. En önemlisi halkla ilişkisi kopmayacaktır, Malatya ile bağı daha da güçlenecektir. Yatırım ve projeler noktasında maksimum rantabıl olacaktır. Malatya'mıza hayırlı olmasını diliyor, aday listesinin başında olmasını arzuluyorum. Umarım halkın kriterleri Ak Partinin kriterleriyle yoğrulur, bu seçimde ülkemize ve İslam alemine hayırlı vekiller meclise göndeririz…
Fi Emanillah…
Ebuzer AYDIN
“Ey Kalemim! Bir Gün Doğru Bildiklerini Yazmazsan, Kolumla Beraber Kırar Atarım Seni”