'Ak' ile 'Kara'nın mücadelesi
11 Aralık 2012, Salı 01:10Malatya Belediyesi yine bir yolsuzluk ve adam kayırma haberiyle çalkalanacak. Milletimizin paralarının gereksiz yerlere harcandığını söylediğimiz zaman her zaman olduğu gibi sadece belediye değil Ak Parti Teşkilatı da çalkalanıyor. Sayın Ahmet Çakır'ın uykusuz geceler geçirmesine sebep olduğunu düşündüğümüz haberler sonrası hemen hergün yeni bilgiler yeni haberler geliyor. Son aldığımız haberle birlikte Sayın Ahmet Çakır'ın uykusuzluk problemine bir de ortak eklenecek. Bu ortak ise herkesin malumu Kadir Çelik!.. Malatya Belediyesine uğrayıpta Kadir Çelik'le tanışmayan kalmamıştır herhalde. Malatya Belediyesi'nde Özel Kalem Müdürlüğü yapan Kadir Çelik'in aslında resmi olarak Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü görevinde bulunduğunu biliyor muydunuz?
Anayasa ve yasalarda kamu hizmetlerinin gerektirdiği asil ve sürekli görevlerin memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görüleceği açıkça belirtilmiştir. Belediye çalışmalarında da bazı görevlerin sadece devlet memuru statüsündeki personel ile yapılacağı yine kanunlarla belirlenmiştir. Mesela belediyedeki zabıta yönetmeliği de bunlardan biridir. Ayrıca belediyede Fen İşleri Müdürlüğü veya İmar Müdürlüğü gibi unvanları veya imza yetkisi verilen işler de memur statüsündeki görevlilerle yürütülür. İşin detaylı halini araştırdığınız zaman bunu görebilirsiniz. Belediye çalışanlarının da bu işi bilmemeleri gibi bir şey herhalde söz konusu değildir.
TAŞERON FİRMA İŞÇİLERİ, ZABITA KIYAFETİYLE…
Teknik bilgilerin ardından yaptığımız araştırma sonucu Malatya Belediyesi'nde zabıta olarak görevlendirilen insanların, belediye ile taşeron iş yapan firmanın elemanları olduğunu öğrendik. İşin kısaca özeti, taşeron firmanın işçilerine zabıta üniforması giydirilerek, ellerine de zabıta memuru kimliği verilerek iş gördürüyorlar. Bu arada belediyenin kadrolu memurları ne yapıyor diye sorabilirsiniz? Cevabı ise hayli ilginçtir. Memurların büyük bir çoğunluğu kısa süreli bazı görevlerde çalıştırılarak, başka bölümlere gönderiliyor. Birkaç hafta bir görevde bulunan memur daha sonra başka bir bölüme kaydırılıyor. Bundaki amaç ise memurun psikolojik olarak baskı altında tutulması olarak da söylenebilir. Buna bir örnek de verebiliriz. Adı bizde saklı bir memurun, haftalardır tecrit edildiği bilgisi geçti elimize. Bu memur belediyeyi yönetenler tarafından sürekli baskı altında tutulduğunu ve bazı adam kayırma ve usulsüzlükler yapıldığını belirterek, mahkemeye hatta daha yüksek makamlara (Belirttiğimiz makamı da söylersek bu memur arkadaşımızın kim olduğu ortaya çıkar) ihbarlarda bulunmuş biri. Sağa sola şikayet dilekçesi yazan bu memur, her gün baskı gördüğünü, alakasız görevlere verildiğini, son olarak da kendisine verilen oda da tecrit edildiğini iddia ediyor. Kendisi ile görüşenlerin sorguya çekildiğini de söyleyen memur arkadaşımız, işin daha da ileri götürülerek kendisinin sürekli Mobbing sistemi ile izlettirildiğini sözlerine ekliyor. Konu şimdi yargıda olduğu için daha fazla detaya girmek istemiyoruz. Ancak bundan önceki haberlerimizde olduğu gibi bunun da takipçisi olacağımızı belirtmek isteriz...
SINAVSIZ MEMUR ALIMI…
Belediyedeki adam kayırma ve kadrolaşma olayı ile ilgili meseleye gelelim. Özel Kalem Müdürlüğü görevini fiilen yürüten Kadir Çelik'in resmi evraklara göre Ruhsat ve Denetim Müdürü olduğunu daha önce belirtmiştik. Memurlar tarafından yürütülmesi gereken müdürlük görevlerini sözleşmeli personel alarak kotarmaya çalışan Malatya Belediyesi, bunun da yolunu bulmuş. Belediye, Özel Kalem Müdürü görevini, görevlendirme ve İçişleri Bakanlığı'nın izni verebilir. İşte Kadir Çelik'in işi de buna benzer bir mesele. Belediyeye adam yerleştirmek isteyenler, önce Özel Kalem Müdürü oluyor ardından da belediyedeki herhangi müdürlük makamına yatay geçiş yapılıyor. Buna da kısaca sınavsız memur alımı diyebiliriz. Malatya Belediyesi'nin bu kadro için daha önce 3 kere aynı yolu kullandığı 4. kez kullanmak için de girişimlerin sürdüğü gelen bilgiler arasında.
HELVACIDAN BAŞKASINI BULAMADINIZ MI?
Kadir Çelik ve işgal ettiği makamdan bahsetmişken, kendisinin İstanbul'dan transfer edildiğini de sözlerimize eklemek isteriz.İddiaya göre Ahmet Çakır'ın belediye başkan adayı yapıldığını öğrenenince yakın çevresine “Lo helvacıdan başka aday bulamadınız mı?” diyecek kadar Ahmet Çakır ismine antipati besleyen Kadir Çelik, nasıl oluyor da kayrılarak belediyede Özel Kalem Müdürü yapılabiliyor? Hatta ileri götürülerek Ruhsat ve Denetim Müdürü yapılabiliyor. Ahmet Çakır'ın adaylığı ile ilgili ilginç kelimeler kullanarak tepki gösteren bir isim böyle yerlere gelebiliyorsa, bunun altında ne gibi bir çapanoğlu vardır?
Bütün bunları da geçtik. Yine İddiaya göre aynı Kadir Çelik'in kendisinin amiri konumunda olan bir şahıs için, bir cemaat toplantısında sarf ettiği sözleri de aktarsak iyi olur gibi geldi. Amiri konumundaki ismin eleştirildiğini duyan Kadir Çelik,iddiaya göre “Ne yapalım. Yonta yonta ancak bu seviyeye getirdik” sözleriyle kimi hedef aldığını açıklayabilir mi? Önce kendisine soralım. Açıklayamayacağını bildiğimiz bu sözün kimi hedef aldığını daha sonra açıklamak yine bize düşecek ya neyse.
Malatya'yı yöneten veya yönettiğini zanneden isimlere, kimin Ak, kimin kara olduğunu da sormak gerektiğini düşünüyoruz.
Ak ile kara demişken küçük bir hikayeyi de anlatalım. Malum artık her yazının altına bir kısa hikaye şart oldu. (Her ne kadar ömrümüz boyunca siyasilerden dinlediğimiz hikayeler sebebiyle uyutulduysak da, bizim anlattıklarımız gözümüzü açacak cinstendir.)
BEYAZ VE SİYAHIN MÜCADELESİ…
Bir Kızılderili kabilesinin reisi kulübesinin önünde torunuyla oturmuştu. İkisi de az ileride birbiriyle boğuşan iki kurt köpeğini izliyordu. Bu köpeklerin biri beyaz, diğeri ise siyahtı. Reisin küçük torunu kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesi önünde boğuşup dururlardı. Dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu, yanından bir an bile ayırmadığı iki kurt köpeğiydi bunlar. Çocuk, dedesinin kulübesini korumak için bir köpeğin yeterli olduğunu düşünüyor, ikinci köpeğe neden ihtiyaç duyulduğunu ve neden birinin siyah diğerinin de beyaz olduğunu anlamak istiyordu artık. Çocukların her zamanki meraklı bakışlarından birini takınarak sordu dedesine...
Yaşlı reis, torununun sırtını sıvazlayarak, gülümsedi. Ardından cevapladı:
- Onlar benim için iki simgedir evlat!
Çocuk yine sordu:
- Neyin simgesi?
Dede, “İyilik ile kötülüğün simgesi. Beyaz olan iyiliğin, siyah olan ise kötülüğün simgesi” diyerek devam etti:
- Aynen şu gördüğün köpekler gibi, iyilik ve kötülük içimizde sürekli mücadele eder durur. Onları seyrettikçe ben hep bunu düşünürüm. Onun için yanımdan hiç ayırmam onları.
Çocuğun sorusu bu sefer bir tespitle birlikte geldi:
- Mücadele varsa, kazananı da olmalı. Sence hangisi kazanır bu mücadeleyi?
Reis, tatlı bir tebessümle cevap verdi:
-Ben, hangisini daha iyi beslersem!...
Netice-i Kelam, Malatyamızı yöneten veya yönettiğini zannedenlerin bu hikayeden ders çıkarmasını temenni ediyor ve takdiri kendilerine bırakıyoruz.