Ak Parti'nin Düşüş Sebebi!

Önce İstanbul ve Ankara'yı verip sonra 18. seçiminde ilk defa ikinci sıraya düşen Ak Partinin bir çok düşüş sebebini sıralayabilirsiniz. Bu makalemde işin esasını teşkil eden temel bir sebepten bahsedeceğim. Bunun için biraz geriye, bir asır öncesine gidelim.

Hilafet kaldırılmış, bu ülkede Kuran yasaklanmış, alfabe değiştirilmiş, kıyafet kanunu getirilmiş, alimler darağacında sallandırılmış, toplum cahil bırakılmış, geniyle uyuşmayan laik bir sistem millete Cumhuriyet diye yutturulmuş, üç kıta kaybedilmiş, millet Anadolu yarımadasına sıkıştırılmış, altı yüz yıl üç kıtaya hakim olan bir toplum permeperişan edilerek dağıtılmış, İslam kaldırılmış yerine dinsiz bir düzen kurulmuş, millet ve inancıyla 80 yıl mücadele ede ede 2001 yılına kadar gelinmişti.

Bir çok şeyi başarmışlardı, ama bir şeyde başarılı olamamışlardı!. Bu milletin içindeki imanı alamamışlardı!. Zorla dayatılan bir çok şeye boyun eğdirmiş olsalar da dinlerinden vazgeçirememişlerdi!. Zulmettiler, işkence ettiler, öldürdüler, hapsettiler, tehdit ettiler ama yine de başarılı olamadılar!.

Vatan, millet, bayrak, devlet, hükümet,  meclis her şey bizim, ama sistem bizim olmadığından, yanlışa karşı çıkana sistem vatan haini yaftasını vurmuş durmuş!.

21. yüzyıla girerken bu milleti dinsizleştiremeyen sistem, nihayet taktik değiştirerek, dünyadaki değişime paralel bizde de değişime gitmiştir!. Bilinçli veya bilinçsiz Ak Parti hareketi başlayınca, 80 yıl korku ile devam eden sistem derin bir nefes almaya başladı. Millet derin nefes aldığını sandığı yerde sistem yeniden güçlendi!.

Nasıl mı? Şimdi onu biraz irdeleyelim;
80 yıl istediğini yapamayan sistem, yeni dönemi müslüman yöneticilerle denemeye karar verdi. Bir türlü islamdan ve islami değerlerden uzaklaştırılamayan bu milleti, bir de dindar siyasetçilerle yönetmeyi denedi.

28 Şubat faillerine deselerdi ki;  20 yıl sonra size bugünkü gibi bir ülke, böyle bir gençlik, böyle bir tesettür vereceğiz, hadi ordan derlerdi!. 80 yılda yapamadığımızı kim yapabilir derlerdi!.

Türkiye cennet vatan, nereye kazmayı vursan adeta altın çıkan bir ülke. Yeraltı ve yerüstü kaynaklarıyla dünyanın en zengin ülkesi. Bu millete hep dinini terket dayatması yerine, biraz dünyayı tattır taktiği ve bu iş için biçilmiş kaftan Ak Parti vardı artık!.

Hem sıfır bir parti, hem Müslümanlar, hem idareciler, hem rüştlerini ispat etmişler. Asla bu ülkeye ihanet etmezler. Bunlarla istediğimizi alırız, sonra da rafa kaldırırız hesabını yaptılar. Yeter ki doğru yerden başlayalım, dediler. Bize göre yanlış, ama kendilerine göre doğru yerden başladılar!.

Ak Parti iktidara geldiğinde bu toplumun iki büyük sorunu vardı. Biri, din ve vicdan özgürlüğü,  diğeri ise midesiydi. Ak Parti mide ile başladı. Sistem öyle fısıldadı kulağına. Aç ayı oynamaz, dediler. Önce ekmek sonra diğerleri dedirttiler.

Ülkedeki manevi sorun da, sanki tek başına başörtüsüymüş gibi başörtüsü sorununu da çözmüş oldular. Oysa başörtüsü sorunu, çözdük dedikten sonra başladı bu ülkede. Başörtüsü sorunu şimdi var. Çünkü 20 yıl önce başörtüsünden dolayı mağdur olan kızlarımız vardı. Bugün ise bu kızlarımızdan mağdur olan başörtümüz var!. Şimdi sadece başörtüsü değil, temelli bir tesettür sorunumuz var!. Din ve ahlak problemimiz var artık!.

Ak Parti mide ile başlayınca ekonomimiz tavan yaptı. Asgari ücretlinin dahi ay sonunda altın alıp kenara koyduğu, herkesin ev araba aldığı dönemimiz oldu. Ulaşımdan sağlığa her alanda 80 yılda yapılamayanları Ak Parti yaptı. Bu ülkede kimsenin hayal edemediğini yaptı. 

Kısa sürede kendilerini zirvede gördüler. Ama unuttukları şeyler vardı. Dava dedikleri manevi değerleri, dinleri, ahlakları, nesilleri, çocukları vardı. O unutulan çoçuklar Ak Partiye bugün darbeyi vuranlardı!.

Şayet Ak Parti mideden önce mameviyatla başlasaydı, ahlakla başlasaydı, dindar bir toplum, ahlaklı bir gençlik, Müslüman çocuk projesi deseydi, bununla birlikte midelerine de dokunsaydı, ekonomilerini iyi etseydi bugün bu düşüşü yaşamayacaktı!. Çünkü terketttirmeyen sadece inançtır, başka her şey her şeyi terkettirir. Hatta vatanı bile terkettirir. İşte deist bir toplumun gençleri bugün bu vatanı bu sebeple terkediyorlar veya kötülüyorlar!.

Ak Parti yatırımı inanca ve ahlaka yapmadı. Din en son plana atıldı. Maneviyat kimsenin aklına gelmedi. Kaymağın başındakiler varlıkla, uzak olan vatandaşta yoklukla imtihan oldu. Kaymağı yiyenin hiç bir şey umurunda olmadı. Elde ettiğini kaybeden, yeniden fakirleşen millet ise partisinden uzaklaştı. Kendisine daha iyi bir dünya ve ekonomi vaad edenlere yöneldi. Eğer bu toplum inançlı bir toplum olsaydı, bir seçimde bu hale gelmezdi. Ekonominin bozulmasıyla bozulmazlardı!. 
Recep Tayyip ERDOĞAN'ı, Sultan Abdülhamid Han ile kıyas edenler şunu bilsinler: Osmanlıyı iki yüz yılda yıkabildiler. Ama Ak Partiyi bir seçimde!.

Halk ile seçilen bir iktidar, seçmenini manevi olarak yetiştirmezse, sistem istediği zaman o iktidarı yine o halkla sonlandırır. Nitekim Ak Parti de böyle oldu.

Zaten Ak Parti hiç bir zaman Müslümanların Partisi olarak çıkmadı. Hiç bir şekilde kendisini dindar kabul etmedi. Dini hassasiyetleri olan, ama dini değerleri önemsemeyen sıradan laik bir parti profili çizdi. Halk, bu partinin Genel Başkanı Recep Tayyip ERDOĞAN'ın müslümanlığına oy verdi. Ta ki bu parti ile dinden uzaklaştırılan, şehvet ve hevesine tapan, hiç bir zorluk ve yokluk görmemiş, deist, dinsiz bir gençlik yetiştirinceye kadar!. Yeni nesil yetişti, Ak Partinin de işi bitti!.

Ak Parti müslüman nesile önem vermedi, gençliği imanlı yetiştirmedi. Zaten Türkiye'de gençliği olmayan, bu gençliğin hassasiyetleri ve kırmızı çizgileri olmayan tek parti Ak Partidir. CHP'nin bile gençliği kendi mameviyatına sahip ve sadık iken, Ak Parti gençliğinin maneviyatı olmamıştır. Bu uğurda bütün manevi değerleri de harcamışlardır...

Sistem, 80 yılda yapamadığını kısa sürede Ak Partiye yaptırdıktan sonra, ölçüsü sadece dünya olan bir nesille ekonomik bahane ile Ak Partiyi düşürüp işine son verdi...

Fi Emanillah. 

Ebuzer AYDIN 

"Ey Kalemim! Bir Gün Doğru Bildiklerini Yazmazsan Kolumla Beraber Kırar Atarım Seni"