Ateşperestler için Nevruz kutsal bir gündür!

Ben köy çocuğuyum, üstelik farklı bölgelerde 9 sene ilkokul öğretmenliği yaptım. O zamânlar tabîatla içiçe idik, mevsimler içindeki hayâta etki edecek günleri ezberlemiştik. O yılların Saatli Maarif Takvimi de zâten günlerin o özelliklerini belirtirdi. “Kocakarı Soğukları, Gün Dönümü Fırtınası vb” günler bizim için mühimdi, o günün şartlarına göre tedbîrli olurduk. 

Meselâ, bizim evimiz Tersakan Çayının kenârında idi, Haziran’da gün dönümü gelince, rahmetli anam bizim ırmak kenârında durmamamızı emrederdi. Çünkü, o günlerde illâ ânî sel gelir ve önüne geleni katar götürürdü!

1978’de İstanbul’a gelişimle birlikte köylülükten çıkıp da beton yığınlarının içinde tabîattan kopunca, beynimizdeki takvim bilgileri de silindi gitti. Bugünün Nevruz olduğunu o yüzden unutmuşum.

Ateşperestler için Nevruz kutsal bir gündür. Sonradan Müslüman oldukları hâlde içlerindeki ateşperestlik hastalığını atamayan İranlılar, Şîa inancına geçtiklerini söyleyerek Nevruz’a da bir kulp uydurmuşlar. Anadolu Türkmen Alevîlerine de geçen bu geleneğe göre, Hz. Ali (kv)’nün doğum günü imiş. “Ali’nin doğduğu eyyâm bu gündür” diyen mısraı çocuklukta ezberlemiştim.

Sağ olsun, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu’nun İstanbullulara gönderdiği mu’tâd mesajı görünce Nevruz’u hatırladım. Gerçi eski hurâfelere bugün ehemmiyyet vermiyorum, ama dün İstanbul’un bayağı ısındığını hissettim. Nevruz, ya’nî Türkçe karşılığı ile “yeni gün”, gerçekten ilkbaharı hissettiren yeni günlerin başlangıcı oluyor. Nevruz’un bütün hayırlarını Rabbimizden istiyoruz.

Hazır Nevruz’dan söz etmişken, diyorum ki: Bu seneden i’tibâren artık álemin Nevruz’u başlayacaktır inşâallah. Dünyâya hükümdâr olan mütegallibeler, mütekebbirler yavaş yavaş tası tarağı toplasalar iyi ederler. Köy hayâtından kalan maddî álemin günlerini unuttuksa da, ma’nevî álemin günleri beynimizde canlı hamd olsun. Ömrümüz oldukça biz yine buradayız!