Aynı başlığı attırmayın bana!..
25 Ekim 2021, Pazartesi 11:21-El elin eşeğini türkü çağırarak arar!
-Ulvi Saran dönemi nasıl tekerrür etti?
-Malatya siyasetinde endişeyle takip ettiğim bir konu var!
-Malatya neden kaybeder?
-Malatya’da seçim havasına neden erken girildi?
-Teşkilatın zarar görmesi ne demek?
-Battalgazi belediyesindeki görev değişikliğini nasıl okumak gerekir?
-Haftanın karikatüründe ne var?
Yazılarımızı takip edenlerin büyük bir merakla beklediği ibretlik hikayemizin bu günkü konuğu, Hoca Nasreddin olacak: Hoca, bağında bahçesinde çalışırken kalabalık bir grubun kendine doğru yaklaştığını görüp “Hayırdır, bir şey mi oldu?” diye sorar. Kalabalıktan biri “Sorma hocam, Ağa’nın eşeği kaybolmuş. Herkes etrafa dağıldı. Eşek arıyor. Sana zahmet sen de bağının kıyısını köşesini ara da, şu eşeği bulalım.” der. Hoca da “Ararım tabii” diyerek karşılık verir.
Köylüler “Tamam, biz de aşağı bağlara bakalım” diyerek, hocanın yanından ayrılırlar. Aradan biraz zaman geçer. Aynı yoldan geri dönen köylüler, hocayı bağının içinde yanık yanık türkü çağırıp gezerken görürler. Bu duruma bir anlam veremeyen köylülerden biri “Hocaaam, hocaaam” diye bağırır. Hoca gayri ihtiyari olarak kafasını kaldırıp bakar. “Ne yapıyorsun hocam?” diyen köylüye Nasreddin Hoca “Eşek arıyorum” diyerek karşılık verir. Biraz da ilgisiz bir tavırla verilen bu cevaba bir anlam veremeyen köylüler “Aman hocam, türkü çağırıp geziyorsun. Doğru dürüst baktığın ettiğin yok ki. Allah aşkına, eşek böyle mi aranır?” derler. Hoca bu, gayet sakin bir şekilde “El, elin eşeğini türkü çağırarak arar.” diyerek karşılık verir.
ULVİ SARAN DÖNEMİNİ HATIRLADIM
Geçtiğimiz günlerde, yazarlarımızdan sayın Atilla Kantarcı’yı ziyaret ettim. Ziyaret esnasında Arslantepe Alan Başkanı’nın Malatyalı olmadığını söyledi. Bu bilgi, beni yıllar öncesine götürdü. O zamanlar kaliteden ödün vermeden çıkarttığımız gazetenin manşetine; “Herkes ayrı telden çalıyor. Malatya her geçen gün eriyor. Malatyalıysan müdür olamazsın!” şeklinde bir başlık atmıştık. Gerçekten de öyleydi. Malatya Valisi Ulvi Saran’dı. O zamanlar Çalışma Bölge Müdürü, Vakıflar Bölge Müdürü ve Kültür Müdürü Trabzon’luydu. Kısaca, Malatya’yı yöneten önemli kurumların başında Malatyalı biri bulunmuyordu.
O İHTİMAL BİLE, RAHATSIZLIK VERİYOR
Malatyalı olmayan Arslantepe Alan Başkanı’nın bütün bütün duyarsız kaldığını iddia edemem. Lakin bulunduğu yere, bir Malatyalı kadar hassasiyet gösteremeyeceği ve “El, elin eşeğini türkü çağırarak arar.” dedirtme ihtimali bile beni rahatsız ediyor. Nitekim bu önemli kültür mirasımız, garip sebepler öne sürülerek, rötarlı bir şekilde, UNESCO’nun kalıcı listesine girmedi mi? Benden söylemesi…
*
SEÇİM HAVASI, MALATYA’YA ZARAR VERİR
Hatırlanacağı üzere, geçtiğimiz hafta, Malatya siyasetiyle ilgili bazı kurgulardan bahsetmiştim. Bazılarına göre “senaryo”, bazılarına göre “kurgu” olan ve çokça dillendirilen bu düşünceler, yavaş yavaş sahnelenmeye hazır hale geliyor. Siyaset konusundaki sezgilerine güvenen bir kardeşiniz olarak, öyle görüyorum.
Normal seçim takvimine göre yaklaşık 2 buçuk sene olmasına rağmen, erken başlayan bu senaryo çalışmalarını, Malatyamız adına endişeyle takip ettiğimi belirtmek isterim.
BÖYLE BİR REKABET, MALATYA’YA KAYBETTİRİR
Şimdiden birçok kişiyle ilgili, nerenin belediye başkanı olacağı veya meclis üyesi olacağı, milletvekillerinin kim, parti yöneticilerinin kim olacağı sıklıkla konuşulur oldu. Bu durum, birbirine rakip olma ihtimali bulunanlar arasında rekabete sebebiyet verecektir. Böyle bir rekabet de Malatya'nın lehine değil, aleyhine olacaktır. Çünkü; Rakip olma ihtimali olanlar; rakiplerinin başarısız olması için doğru olmayan işlere tevessül edeceklerdir. Mevcut belediye başkanlarının ekiplerinden adam devşirmeler, aleyhte kampanyalar, hataya zorlamalar veya yalnızlaştırmalar da olacaktır.
TEŞKİLATIN ZARAR GÖRMESİ DEMEK!..
Mevcut başkanın karşısında güçlü bir rakip gören bürokratlar, geleceklerini garantiye almak için, işlerini sabote edecek ya da başka vahim hatalar yapacaklardır. Şehrimize gelecek yatırım ve projeler; mevcut başkanların işine gelir düşüncesiyle engellenecektir. Daha birçok olumsuz durumun ortaya çıkacağını düşünüyorum. Bu durumda en büyük zararı görecek olan Malatya ve Ak Parti Teşkilatı olacaktır. Teşkilatın zarar görmesi demek; oy oranının düşmesi demektir.
“Böyle bir durumda kimler kazançlı çıkar?” diye bir soru sorulacak olursa; kısaca şu cevabı verirdim: “Temiz siyaset yapan, bel altı siyasetten kaçınan, yaptıklarını anlatan, büyüklerini sayan, küçüklerini koruyan belediye başkanları, bu süreçte zarar görmez diye düşünüyorum. Bunun yanında devlet bürokrasisi ile ilişkilerini iyi tutan ve millete dokunanlar da süreci en az zararla atlatacaklardır.”
*
GÖREV DEĞİŞİKLİKLERİNİ NASIL OKUMAK GEREKİR?
Son dönemde Malatya’da “ilginç” şeyler olduğunu daha önce de belirtmiştim. İşte o ilginçliklerden biri de, Battalgazi Belediye Başkan Yardımcısı Eyüp Sağlam’ın görevden ayrılmasıydı. Özel işlerini gerekçe göstererek görevden ayrılan Eyüp Sağlam’ın yerine, İmar Dairesi eski Başkanı Erol Yiğit atandı. İnşaat yüksek mühendisi olan Erol Yiğit’in yeni görevi Malatya’da bomba etkisi yaptı desek abartmış olmayız.
Eyüp Sağlam’ın “Özel işleri”ni gerekçe göstererek ayrılması, bana pek inandırıcı gelmedi. Bu ayrılığın ardında yatan gerçek gerekçenin ne olduğuyla ilgili haber kaynaklarımdan elime geçen bilgilere göre; Eyüp Sağlam, başta imar olmak üzere, teknik birimlerden sorumlu biriydi. Ancak çokça tepki alan bir isimdi. Osman Güder ise, teknik anlamda yetersiz görünüyordu, adeta gölgede kalıyordu.
Ayrıca, söz konusu isim değişikliği, eski adı “Boğaziçi” yeni adı “Meşale” olan grubun başarısı olarak da okunabilir. Dikkatinizi çekmek isterim; Erol Yiğit, Selahattin Gürkan’ın başkanlığı döneminde, görevden alınan bir isimdi. Hal böyle olunca, “Battalgazi Belediyesi’ndeki Selahattin Gürkan etkisi azaltılıyor” da diyebiliriz.
Selam ve dua ile
Fiemanillah