Bakır Tencereden Sahur, Kazandan Yiğit Çıkar Mı?
21 Mart 2025, Cuma 19:52
Ramazan ayı bereket ayı…
Ama kimine göre aynı zamanda sosyal medya içerik üretim ayı.
Kimi umreye gider, reels’ini çeker.
Kimi bir lokma yer, story’sini atar.
Kimi sahur yapar, sonra paylaşıp “şükür” yazar.
Hani şu “mideyi tıka basa doldurup sabah tövbe eden” tayfa var ya, işte onlardan bahsetmiyoruz.
Bizim mevzu Malatya İl Milli Eğitim Müdürü Behçet Bakır.
Müdür beyimiz geçtiğimiz günlerde bir sahur programına katıldı.
Katıldı da nerede?
Fen Lisesi Pansiyonu’nda.
Sosyal medyada da güleç yüzüyle afiyetler olsun pozu verdi.
Yanında ekibi, önünde kazanlar…
Ve ben şöyle bir düşündüm:
Acaba bu sahur programının faturası kimin cebine yazıldı?
Zira bu işler gönül işi olsa da, gönüller maalesef fatura ödemez.
Belediyeler “vatandaşın parasıyla iftar ağalığı” yarışına girmişken,
bizim müdür bey de gece yarısı “pansiyon çorbası”na kaşık sallamış.
Şimdi diyebilirsiniz ki, “Bir sahurda ne olur?”
Doğru, bir sahurda belki iki dilim ekmek, bir kase çorba, bir bardak çay…
Ama mesele mide değil beyler, mesele prensip.
Mesele yönetmelik.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın pansiyonlarla ilgili mevzuatına şöyle bir göz attım.
Kimin ne zaman, nasıl, hangi koşullarda o kazanlara ortak olabileceği yazıyor.
Şimdi soruyorum:
Sayın Behçet Bakır, siz bu yönetmelikten haberdar değil misiniz?
Yoksa haberdarsanız da, “Ben il müdürüyüm, çay içerim, fatura da çıkmam” mı diyorsunuz?
Eğer ki o sofraya sadece “fotoğraf” için oturulduysa, bu başka bir skandaldır.
Ama eğer oturulup da “ödeme yapılmadıysa”, bu daha başka bir meseledir.
Zira o kazanlardan çıkan her kaşık, memleketin dar gelirli evladına ayrılmıştır.
Anasının tenceresinde mercimek kaynamayan çocuğun yemeğidir o.
Peki, şimdi ne olacak?
Müdür beyin sosyal medyaya attığı pozlar duruyor.
Fakat biz bir poz değil, bir makbuz arıyoruz.
Katıldığı günün öğün tabelasındaki ücretin ödeme belgesini bekliyoruz.
Varsa paylaşsın da, biz de rahatlayalım.
Yoksa bu iş, “sohbet için uğradım, bir çay içtik”le geçiştirilemez.
Çünkü bu toplumda artık “göstermelik tevazu”ya değil, gösterilebilir hesaplara ihtiyaç var.
Sayın müdürüm, madem sosyal medya sizin için bu kadar mühim…
Bir öneri daha:
Öğretmenlerin özlük hakları, öğrencilerin tuvaletsiz okulları, çatısı akan binalar için de birkaç paylaşım yapsanız ya…
Sahur sofraları kadar reyting almaz belki ama, samimiyet puanı artar.
Unutmayın, bazen bir lokma bile boğaza dizilir.
Hele o lokma, bir yetimin hakkıysa…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
CeM AĞAOĞLU
22-03-2025 14:58Sn hakder tesadüf eseri bir köşe yazınıza denk gelip devamında bir çoğunu okuduğumda gördüm ki satılık olmayan yerel kalemlerimizde varmış. Ne diyelim tebrik ediyor (hoş olması gereken) cesaretinizin, parmak basılması gereken kanayan yaralarımızın dile getirilmesinde aynı şekilde devam etmesini temenni ediyorum. Bu arada yazılarınız nokta atışı…