dore okulları
Malatya
19 Nisan, 2025, Cumartesi
  • DOLAR
    34.06
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2730.4
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57646.840$

Bir Turgut Özal Vardı

17 Nisan 2025, Perşembe 19:34
Bir Turgut Özal Vardı

Bugün tarih 17 Nisan 2025.
Sizi bilmem ama ben on yedi Nisan’larda farklı bir özlem ve hüznü bir arada yaşarım. 65 yıllık yaşamımda yakın/tanık olduğum en sıcak lider, en farklı devlet ve siyaset adamı Turgut Özal’ı kaybetmenin hüznünü yaşarım.

Kısa boyu, tombul bedeni, samimi babacan tavırlarıyla beliriverir karşımda Özal silueti. Hükûmet Meydanı’ndaki mitingleri, “Malatya Malatya” türküsüne eşlik edişi ve ardından “Allahınıza gurban!” deyişi gelir gözümün önüne…

30 yılı devlet, 10 yılı siyaset adamlığı ile geçen 66 yıllık bir ömründe hataları ile birlikte “hasenat” tarafının ağır bastığına her zaman hüsnüzan ettiğim; on yıllık siyasi hayatında, bana göre —uzunca bir zamandan beri hasret kaldığımız— “büyük devlet” imajının yeniden kazandırılması adına ciddi gayretleri olan Özal.

Aramızdan ayrılalı tam 32 yıl geçmiş. Zaman nasıl da çabuk ilerliyor.
İnanılır gibi değil!

Rahmetli Özal’la ilgili çok şey söylenebilir. Ardından onlarca kitap ve makale yazıldı. Benim de çok sayıda makalem var.
Malatya Belediyesi’nde vefatının ardından çok sayıda anma programı ve etkinlik düzenledik. Bunlardan, 2010 yılında düzenlediğimiz “Türk Siyaset Tarihinde Turgut Özal” konulu makale yarışmasında dereceye giren yarışmacılardan kadim dostum, kanaat önderi, yazar Dr. Ali Yalçın (daha sonra aynı isimle yayımladığımız kitapta da yer alan makalesinde) şöyle diyordu:

“Özal, Türkiye’de köklü değişimleri; siyasi, hukuki, toplumsal ve ekonomik dinamikleri sisteme geri dönüşsüz ve derinlemesine yerleştiren büyük bir reformist, değişim ve dönüşüm lideridir. Attığı her adımla; devleti toleranslı ve bürokrasiden uzak, sistemi şeffaf ve esnek; toplumu da açık toplum olmaya zorlayan cesur bir siyasetçidir. Akıllı, adil, halkın acılarına duyarlı, hüzünlü ama yüreğinde —kendisine ihanet edenler dâhil olmak üzere— herkese yeteri kadar yer olan büyük bir devlet adamıdır.”
(Türk Siyaset Tarihinde Turgut Özal, sh. 41 vd.)

Her şeyden önce tahkiye yapmayan, inandığı gibi yaşamaya çalışan, samimi bir mümindi.
Bugün bazı siyasi liderlerin yaptıkları gibi Ramazan’da ayet okuyan, Cemevi’nde Hacı Bektaş’tan, Diyarbakır mitinginde “Kürtlerin kendilerini eşit yurttaş hissetmesinin devletin görevi olduğundan” söz eden pragmatist liderlerden değildi.

Bununla birlikte Özal:
    •    Teşebbüs, düşünce ve vicdan özgürlüğü dediği üç özgürlüğün gelişmesine öncülük etti.
    •    Statüko ile mücadeleyi kalıcı hâle getirdi.
    •    Dinin, siyasetin renklerinden biri olmaması gerektiğini ortaya koydu.
    •    Siyasete sivil derinlik kazandırdı.

Özal iktidarına kadar bir Kürt, Türkiye’de rahatça “Ben Kürdüm”; bir Alevi, “Ben Aleviyim” diyemiyordu. Kürtçe şarkı söyleyemiyordu. Bugün TRT Kürdi var.
Bugün bu ve benzeri özgürlükleri herkes dibine kadar kullanabiliyorsa, bunda vaktiyle Özal’ın başlattığı statüko karşıtı sivilleşmenin payı olduğunu düşünüyorum.

Bir Anı

Dediğim gibi, rahmetli Özal’ın vefatından sonra Malatya Belediyesi’nde 20 yıla yakın süreyle anma/anlama amaçlı konferans, panel, sempozyum, yarışma, sergi vs. düzenledik.
Bu etkinliklere rahmetliyi iyi tanıyan, birlikte çalışmış milletvekili, bakan, bürokrat, gazeteci, yazarla birlikte aileden bir kişinin de davet edilmesi için çaba gösterdim.
Lakin Korkut Özal ve dayıoğlu Hüsnü Doğan dışında kimse katılmadı.

Büyük oğlu Ahmet Özal’ı defalarca davet etmeme, hele bir defasında yazılı ve sözlü söz vermesine, afişlere ismini yazdırmamıza rağmen gelmedi, katılmadı.
Oysa söz verdiği sene (2001), Malatya’dan bağımsız milletvekili idi. Çok kızmıştım.
Yine gelmeyince telefon açıp nedenini sordum. Bahaneler uydurdu.

“Bakın Ahmet Bey, bundan önce de sizi davet ettim, gelmediniz.
Fakat bu defa rahmetli babanızın ismi sayesinde vekili olduğunuz ilde sizi, belediye başkanı adına babanızı anma programına davet ettim. Üstelik geleceğinize söz vermiştiniz…” diye sıkıştırınca,
“Uçak bulamadım…” demişti.

Benim aynı zamanda gazeteci olduğumu bilmeden söylenmiş bir cümleydi bu.
Ben de:
“Yapmayın Ahmet Bey, daha geçen ay … iş insanına ait özel uçakla … programa gittiniz.
Bizim programı önemsemediniz. İsteseydiniz pekâlâ buraya da gelebilirdiniz…” dedim, sitemle telefonu kapattım.

Evet, bir Turgut Özal vardı…
Sağlığında Malatyalıların Ankara’da çat kapı gidip derdini anlatabildiği, Malatya aşığı bir Cumhurbaşkanı.
Onun yokluğu Türkiye’ye çok şey kaybettirdi.
Fakat Malatya ve Malatyalı daha fazla şey kaybetti.

Yazıyı uzattığımın farkındayım. Sadece bir tanesini söyleyeyim:
Özal’a kadar Malatya’nın kayısı ihracatı ile ilgili ciddi bir geliri yoktu.
Örneğin 1972 yılında İstanbul ve İzmir üzerinden yurt dışına sadece 3 bin ton kuru kayısı gönderiliyordu.
İhracat tutarı 5 milyon dolar civarındaydı.

Özal’la birlikte artan ihracat, 1986 yılında 21 bin tona, 2000 yılında ise 100 bin tona ulaşıyor. (*)

Günümüze gelindiğinde, MTB kayıtlarına göre 2024 yılında toplamda 76 bin 926 ton kuru kayısı ihracatı gerçekleştirilerek, 410 milyon 891 bin dolar gelir elde edildiği ifade ediliyor. (**)

Ülkemizin bugün ulaştığı sosyal, ekonomik, demokrasi ve özgürlük ortamına erişmesinde büyük katkıları bulunan, Malatya ve Türkiye’nin yüz akı devlet ve siyaset adamı, 8. Cumhurbaşkanımız sevgili Turgut Özal’ı vefatının 32. yılında saygı, rahmet ve özlemle anıyorum.
Makamı âli, mekânı cennet olsun.


(*) Ege İhracat Birlikleri Kayıtları, 2003. Katkıları için Prof. Dr. Bayram Murat Asma hocama teşekkürler.
(**) Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan’ın açıklaması, 17.04.2025

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.