Bu çocuğun sahibi kim?

-Yerel seçimde, “kim, nereden aday” gösterilecek?

-“Malatyalı vatandaşların tepkisini çeken” anketin içeriği ne?

-Anketi, kim veya kimler yaptı?..

-Anketlerin amacı ne?.. Kime veya kimlere hizmet ediyor?..

-Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, anket hakkında ne dedi?

-Öznur Çalık’ın,” Malatya’da yapılan anket hakkındaki yorumu” ne?

-AK Parti Genel Başkan Yardımcısı “Mustafa Şen” son noktayı nasıl koydu?

-Verilere göre “kaç kişi” anket kullanmış?

-Ağbaba ile birlikte kimlerin bileti kesilir?..

-CHP’nin ve Ağbaba’nın, Malatya’daki karnesi nasıl?

-Malatya’da vatandaşa “haraç” mı kesiyorlar?..

-Malatya’daki hangi programla “topluma saygısızlık” yaptılar?

-Valimize, bir konuda “teşekkür” ediyorum!..

-“Malatyalı vatandaşa” zulmetmeyin!..

-Afet bölgesi “Malatya’nın sorunlarını” dile getirmeye devam ediyorum!

-Malatya müftüsüne “bir sorum” var! Cevabını beklerim…

-Fiskos masasında ne var?

-Haftanın karikatüründe ne var?

-Laf Ebesini okumadan geçmeyin!

***

“Siyaset arenası”nda “en çok sorulan soru”ların başında, “Yerel seçimde, kim nereden aday gösterilecek?” Sorusu geliyor. 

Yerel seçim atmosferine girmiş Malatya’da, bir “anket” furyasıdır aldı başını gidiyor. 

Önceki gün aranan vatandaşlar, “tek isim” üzerinde dönen bir “ankete” muhatap oldu.

Bir kişi üzerinden yapılan anket sonrası tepkiler de, “çığ gibi” büyüdü. 

Söz konusu ankete, eski vekil Öznur Çalık, sahip çıkmazken; Selahattin Gürkan ise, sosyal medya hesabında, “Doğrudan şahıs ismi belirtilerek yapılan sahte anketlere itibar etmeyiniz.” şeklinde bir uyarıda bulundu. 
 
ANKETİ, KİM VEYA KİMLER YAPTI?..

Hatırlanacağı üzere, AK Parti’de yapılan “temayül yoklaması” öncesi oy kullanacak kişilerin telefonlarına, adaylıkta ismi geçen bir kişi için, olur olmadık bilgiler (!) ihtiva eden, mesajlar gelmişti. 

Daha bu olayın “dumanı üstünde tüterken” gerçekleşen bu anket meselesi de, bir hayli tepkiyi beraberinde getirdi. 

Araştırma şirketi ANAR, isminin kullanıldığı söz konusu anket için, “Bizimle alakası yok. Kullanılan numara bize ait değil. Bizim, bu numara üzerinden herhangi bir anket çalışmamız bulunmamaktadır…” şeklinde bir açıklama yayımladı. 

Vatandaş da haklı olarak, “Bu anketi kim yaptı?” demekten kendini alamıyor. 

Anlaşılan o ki; bir çocuk doğmuş, ancak çocuğun sahibinin kim olduğu belli değil. 

Yani; Veled-i zina nevinden bir şeyle karşı karşıyayız. 
 
SADECE BÜYÜKŞEHİR DEĞİL, İLÇE BELEDİYELERİ DE VAR BU ANKETLERDE…

Yukarıda da belirttiğim gibi, irabda mahalli olmayan bir “anket furyası”dır, aldı başını gidiyor. 

Anketler sadece büyükşehir belediyesiyle ilgili de değil.

 “Yeşilyurt Belediye Başkanlığı makamı” için de, bazı isimler üzerinden anket yapıldı. 

Keza Pütürge’de de “tek isim”li anket söz konusu oldu. 

Bu furya, bir müddet daha devam edecek gibi görünüyor. 

Ak Parti Genel Merkezi, bu tür anketlerin, “manipülasyon” amaçlı olduğunu savunuyor. 

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen, yaptığı açıklamada, “Türkiye'nin hiçbir yerinde herhangi bir belediye başkanlığı için isim vererek anket yaptırmadıklarını…” belirterek, "ÇÖP ANKETLERE İTİBAR ETMEYİNİZ" diye de ekledi.
 
ANKETLERİN AMACI NE?.. KİME VEYA KİMLERE HİZMET EDİYOR?..

Hiç kimsenin sahip çıkmadığı bu anketlerle ilgili olarak vatandaşın aklına şöyle bir soru takılıyor: “Söz konusu anketleri yapan veya yaptıranların maksadı ne?”

Bu sorunun cevabı için, “Bu gibi hi’le, hud’a ve manipülasyonla algı oluşturmak isteyenler; aşağıdaki sebeplerden ötürü, bu tarz spekülatif eylemlerin içine girmiş olabilir…” diyerek şu şekilde cevap veriyoruz: 

1- Bu seçimde “vatandaşın oyu önem arzetti”ğinden dolayı, anketi yaptıran kişi, Ak Parti Genel Merkezi’nde, “Vatandaş bizim arkamızda duruyor…” gibi bir algı oluşturmak istiyor…

2- Yaptığı algıyla, “ciddi rakipleri”ni sindirmeye çalışıyor…

3- Konuya, “Pazarlamacı mantığı”yla bakacak olursak; Kendi yalanına hem inanmak ve hem de inandırmak istiyor.

“Kazanmak için her yol mübahtır” zihniyetine sahip “sözde danışman (!)” veya “simsar” bazı kişilerin, “cebini doldurmak” için yaptıkları “yanlış strateji” olma ihtimalini de, düşünmek gerek!..

ÜÇ YÜZ YİRMİ İKİ BİN KİŞİ ANKET KULLANMIŞ!..

Yukarıda yazdıklarım, benim “görüşüm”, “kanaatim” ve “zannı galibim”. Bunun aksini iddia eden ve  aksi konusunda “mussır olan”lar da var. 

Hatta bu konudan ötürü “tasalanan” ve konuyla “alakadar” “paradoks” bir arkadaşım, bu meseleye şu şekilde bir açıklama getirdi:

“Bugün 0312 911 7516 numaralı telefondan, anket için arandım. Karşı taraf,
‘Sosyal Araştırmalar Merkezi’ diyordu. ANAR diyenler neyin nesi?

Tek soruluk anket vardı:

‘Öznur Çalık'ı Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı olarak görmek istiyor musunuz?’ Diye…

‘Evet için 1'e,
Hayır için 2'ye,
Kararsız iseniz 0'a basınız.’ Şeklinde.

‘Şirket ile görüştüm. 322000 kişi ile anket yapılmış. % 64.8 evet denilmiş. Diğerleri, hayır ve kararsızlar.Telefonu açıp cevap vermeyenler kararsız sayılmış.’ ”.  

Evet, “itiraz” bu şekilde! 

Taktir elbette okuyuculara ait…

 
 AĞBABA İLE BİRLİKTE KİMLERİN BİLETİ KESİLİR?..
 
 Malatya Time haber merkezinin bir kaç gün önce hazırladığı haber/yorumda, CHP’nin Malatya’daki aday adayları konusunda yaşadığı sıkıntılı süreci anlatmıştık. 

Söz konusu haber/yorumda, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday adayı dahi bulamayan CHP’nin, ilçe belediyelerindeki durumunun da çok kötü olduğunu belirtmiş, “Yeşilyurt, Kale, Darende ve Doğanyol’da, aday adayı başvurusu dahi yapılmamış.” demiştik.

Önceki yerel seçimde, Türkiye genelinde ve özellikle büyükşehirlerde oy oranını artıran CHP’nin, Malatya’da hiçbir varlık gösterememesinin en büyük müsebbibinin, Veli Ağbaba olduğuyla ilgili iddialar ayyuka çıkmış durumda. 

Bu iddiaların sağlamasını da şöyle yapabiliriz: CHP’nin Malatya’daki varlığının son 20 senesinde, Veli Ağbaba’nın direkt etkisi bulunuyor. CHP’nin Malatya il yönetiminden ziyade, Veli Ağbaba’nın sözünün geçtiğini bilmeyen yoktur. 
 
CHP’NİN VE AĞBABA’NIN, MALATYA’DAKİ KARNESİ ZAYIF!..

Seçim sonuçlarını, siyasi parti ve temsilcilerinin notu olarak görecek olursak, “Malatya’daki CHP’nin ve Veli Ağbaba’nın karnesi zayıf” diyebiliriz. 

Yaklaşık 5 sene evvel, yani; 31 Mart 2019 yılında CHP’nin Malatya’da Büyükşehir Belediye Başkan adayı, Soner Gökçe’ydi. Şu anda ise, aday adayı bile çıkmadı. 

Keza, Yeşilyurt, Kale, Darende ve Doğanyol'da da, CHP’ye hiç aday adaylığı başvurusu yok. 

Geçtiğimiz ay sonunda aday adaylığı müracaatı son bulduğu halde, CHP ancak Akçadağ, Doğanşehir, Hekimhan, Arguvan, Arapgir, Yazıhan , Kuluncak ve Battalgazi gibi ilçelerde,  aday adayları bulabildi.
 
BİLETİ KESİLECEK TEK İSİM OLMAYACAKTIR…

Siyaset kulislerinde, Veli Ağbaba için, “Kendi siyasi ikbali uğruna, partisinin önünü kesiyor” deniliyor. 

Hatta aynı kulis bilgilerinde, “Ağbaba’nın geleceği tartışılmaya başlandı”ğı da söyleniyor.

 “CHP’de değişim” sloganıyla Genel Başkanlığa seçilen Özgür Özel’in, CHP’nin Malatya İl yönetimine neşter vurmak için, yerel seçimleri beklediğiyle ilgili gelen bilgileri de, yabana atmamak gerek. 

Önümüzdeki yerel seçimde CHP’nin, Malatya’da yeni bir hezimet yaşaması halinde, bileti kesilecek tek isim de Veli Ağbaba olmayacaktır. 

  
VATANDAŞA HARAÇ KESİYORLAR?..
 
Malum olduğu üzere, “afet bölgesi”ndeki vatandaşların en büyük sorunu, “barınma”dır. 

TOKİ evlerindeki bir uygulama, vatandaşın sorunlarının üstüne bir tane daha ekliyor. 

Ankara, İzmir ve İstanbul’daki TOKİ evlerinde yapılan uygulamanın aynısı, Malatya’da da yaşanıyor.

Lakin Malatya’da hizmet yok… 

3+1 evlerin aidatları, 790 liraymış.

Evet yanlış okumadınız!

İstanbul, Ankara ve İzmir’de  alınan ücretin aynısını, Malatya’da da alıyorlar.

Temizlik yok! Asansör bakımı yok! Peyzaj çalışması yok!

 Güvenlik ise, hak getire... 

Ama alınan para, 790 lira. 

Bu paranın ne için alındığını açıklayabilecek, her hangi bir iş de yok. 

Aidat desek, hizmet nerede? Resmen haraç kesiliyor. 

Deprem yaşamış vatandaştan zorla para tahsili yapılıyor. Vermeyenler ise, avukatla rahatsız ediliyor.

Toplu konutlarla ilgili yasaya göre, bölge bölge olan TOKİ evlerinde, bir “yönetimin” olması gerekiyor. 

O yönetim, bulunduğu bölgeyi idare etmekle mükellef. Ama yönetim (!), “afet yaşamış Malatya” şartlarından, bî-haber anlaşılan. 

Çünkü, Malatya şartlarında 790 liranın ne demek olduğunu bilmiyorlar. 

Afete duçar olmuş Malatya’daki gelir seviyesi, diğer büyükşehirlere göre çok çok gerilerde. 

Bu insaların bir çoğu, genellikle emekli. 

Dolayısıyla 7 bin 500 liraya talim eden insanlar. 

Aldıkları maaşın yüzde 10’dan fazlasını, aidat adı altında veren bu insanlar, herhangi bir hizmet de görmüyor.

 “Hiçbir karşılığı olmadan 790 lirayı vereceksin” denilerek, resmen “haraç” kesiliyor. 

 
 SAYGISIZLIK YAPMAYIN!..

Afet bölgesi Malatya'daki insanların hassasiyetlerini bilen, elbette bu programa (!)  izin vermezdi. 

Yaklaşık 70 gündür Siyonistin saldırılarına maruz bırakılan Gazze’deki insanlar için gözyaşı döken Malatyalılar, inancı uğruna her şeyini feda edecek bir yapıya sahiptir. 

Musibetlerin sağanak şeklinde yağdığı bir dönemde, bu gibi programların “Topluma saygısızlık”tan başka bir açıklaması olamaz. 

  
VALİMİZE, TEŞEKKÜR EDİYORUM!..

Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası enkaz haline dönüşen Malatya’daki yıkım işleriyle ilgili olumsuzluklardan, defaatle bahsetmiştim. 

Bu olumsuzluklardan biri de, patlatılarak yapılan yıkımlarda yaşanan mal kayıplarıyla ilgiliydi. 

Konuyla ilgili, Sayın Valimize bir “çağrı”da bulunmuştum!

 Sağ olsun Valimiz de, sessiz kalmamış, patlatarak yıkım yapan firmaları toplamış, işin usulünce yapılması konusunda “uyarıda bulunmuş”. 

“Şayet işi kuralına göre yapmasanız, ceza yazacağım…” diyerek de, konuya verdiği ehemmiyeti ortaya koymuş. 

Bu işi yapanlar da, “500 tane bina kalmış. Bu 500 tane binayı yıkmamız, sizin dediğiniz şartlarda; 5 yılı bulur…” şeklinde cevap vermişler.

Vali Bey, “Ben anlamam! İsterse 10 yılı bulsun… İşi kuralına göre yapacaksınız! Vatandaşı mağdur etmeyeceksiniz! Kimsenin hastalanmasına, toz solumasına sebebiyet vermeyeceksiniz…” diyerek, son noktayı koymuş. 

Bu görüşmenin akabinde patlatarak yıkım işi yapanların açıklaması da geldi. “Şimdilik ertelendi” denilen açıklamadan sonra, bazı çatlak sesler de duyduk. 

Bunlar pek de önemli değil. 

Önemli olan, Vali Beyin, “İşi, kuralına uygun yapın…” diyerek, yıkım ekiplerini “hizaya çekmesi”dir. 

Teşekkürler Sayın Valim…
  
VATANDAŞA ZULMETMEYİN!..

Afet bölgesi Malatya’nın “sorunların”ın çözümü için çalışıldığından, “şüphemiz yok”. 

Biz de bu sorunların çözülmesi noktasında, görevimizin gereği olarak, bizleri yönetenleri uyarmak zorundayız. 

O sorunlardan birini, bir misalle aktarayım:  İki veya üç tane çocuğu olan, 35-40 yaşında esnaf bir vatandaştan bahsedeyim. 

Bu vatandaş ile ailesi, depremden korktukları için, baba evine taşınıyorlar. 
Önceden köy, şimdi ise mahalle statüsü verilen yerde, bir baba-evi var. 

İki ailenin küçücük bir evde barınması çok zor olduğu için, evin bulunduğu araziye, bir tane daha yapmak istiyor. 

Arazi dediğime bakmayın, tarla değil, imarı olan bir arsa!

Dolayısıyla belediyeye ev yapmak için müracaat ediyor. “İmara kapalı, şimdi olmaz. İmarı bakanlık açacak…” diyerek, müracaatı reddediliyor. 

4-5 ay sonra bakanlık izin veriyor. Bu kez de “Şuraya git, buraya müracaat et, şunu yap, bunu yapma…” diyerek vatandaşı “oyalıyorlar”. 

Bu uğraş, yaklaşık 9 ay sürüyor. 

Vatandaş diyor ki; “Ben hâlâ bir kazma vuramadım. Üstelik bu kazmayı vurmadan önce, ödeyeceğim meblağ, hatırı sayılır bir rakamdı. Şimdi bizim oraya, yüzlerce ev yaptılar. Bunların çoğunun ki, ‘arsa değil’ tarla idi. Bir çoğunun evi bitti. Elektriğini, suyunu, doğal gazını da aldı. Benim tek suçum; Mevzuata uygun hareket etmek mi? Mevzuata uygun hareket etmeyenler, hem benim ödediğim parayı ödemedi, hem de evlerine kavuştular. Kış geldi, görünen o ki; Bu kışı da babamın evinde geçireceğim...”
 
Vatandaşın dediklerini ve başına gelenleri görünce, yetkililere şu soruları sormak gerekiyor: 

-Yasal olanı yapıp, hiçbir şey elde edemeyen vatandaşa “reva görülen”in adı “zulüm” değilse nedir?
*
-Yasal olmayanı yapıp, evine taşınan insanları gören diğer vatandaşlar, sizce hangi yolu “takip” edecektir?
*
-Sorumluluklarının bilinciyle hareket eden vatandaşı, “korumanız” gerekmez mi?
*
-Yasayı koruması gerekenlerin, “varlığını sorgulamamız” gerekmez mi?
*
Vatandaşı engelleyenlerin, belediye çalışanları olduğunu gözönünden bulundurursak; Belediye başkanının “Ey halkım!.. Ben bu işi beceremedim…” deyip gitmesi gerekmez mi? 
  
BU SORUYU DA MALATYA MÜFTÜSÜ CEVAPLASIN!..

Geçtiğimiz günlerde, yeğenim şöyle bir soru sordu: “Dayıcığım, iki çocuk Cennete gitmişler. Top oynamaya başlamışlar. Biri kaleci olmuş, diğeri de şut çekmiş. Madem Cennette herkesin her dediği oluyor. O halde hem kalecinin, hem de şut çekenin arzuladıkları şey, aynı anda nasıl olacak?” 

Şahsen, bu soruya bir cevap bulamadım. Haliyle Müftü Bey’e havale ediyorum. 
 
 FİSKOS MASASI

- Bakanlıklar nezdinde Selahattin Gürkan, genel başkan yardımcıları indinde Öznur Çalık, Efkan Ala kanadında ise, Sami Er güçlüymüş.
*
- Öznur Çalık’ın Malatya Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı için, AK Parti Malatya İl Başkanı Namık Gören ile, AK Parti Malatya Milletvekili İhsan Koca’nın büyük bir “mücadelesi” varmış. 
*
- Malatya AK Parti Milletvekili Abdurrahman Babacan, Sami Er’in Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı olması için, inisiyatif kullanıyormuş.
*
- AK Parti Malatya Milletvekili İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak, Ahmet Çakır’ın yeniden Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı olmasını arzuluyormuş.
*
- Eski Bakan ve Malatya AK Parti Milletvekili Bülent Tüfenkci, Rize Valisi İhsan Selim Baydaş’ın Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı olmasını önermiş, lakin Vali Baydaş, bu teklife sıcak bakmamış.
*
- Malatya’da “Öznur Çalık’ı Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı olarak görmek ister misiniz?” şeklinde bir anket yapılıyormuş.
*
- CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, CHP’nin bir çok ilçede aday bulamamasına içerleyip, bazı isimleri aday olması için, ikna etmeye çalışıyormuş.
*
- Prof. Dr. İbrahim Gezer, Malatya Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olmak için, üniversitedeki görevinden istifa etmiş.
*
- Aday adaylarının başkanlık hayalinin hız kesmediği bu süreçte, bazı isimler dolandırıcılara ciddi paralar kaptırmış. Hatta bir ismin, 300 bin dolar kaptırdığı iddia ediliyor.
  
LAF EBESİ

Bazı kimselerin beynindeki düşünce (!), dilindeki kelam (!) ve elindeki kalem (!); sinema salonlarındaki “fon bezi perde” gibidir. Bu kişilerin, düşünce, kelam ve kalemleri, kendisinde zahir olsa da, aslında müellifleri; Kulaklarına üfüren senaristlerdir...

Selam ve dua ile
Fiemanillah