Bu hususun dikkate alınması elzemdir!
12 Mart 2018, Pazartesi 05:25
LALELİ BABA'NIN SULTA'NA DERSİ...
Osmanlı Padişahlarından III. Mustafa döneminde, Laleli Baba ismiyle tanınan Allah dostu bir kulun yaşadığından bahsedilir. Bu zat, göğsünün üzerine her zaman bir lale taktığı için halk arasında “Laleli Baba“ ismiyle nam salmıştır.
Sultan III. Mustafa, Laleli Baba‘yı merak edip birgün ziyaretine gider. Laleli Baba, padişahın arka arkaya gelen sorularını birer birer cevaplar. Peşi sıra bir soru daha gelir Padişah'tan:
Dünyanın en büyük nimetinedir?
Laleli Baba, “Dünyada en büyük nimet, yiyip içtikten sonra tuvalete çıkmaktır” diye cevap verir.
Padişah bu cevabı beğenmez. Hatta Laleli Baba‘nın bu kaba ve nezaketten yoksun bulduğu cevabından dolayı canı sıkkın bir şekilde oradan ayrılır.
O gece yediği yemeği ve içtiği suyu dışarı çıkaramayan Sultan, sarayın içinde dört döner. Padişah güç bela eriştiği şafak vaktinde acele bir abdest alır, namazı kılar ve doğruca Laleli Baba'nın evine koşar. Gece sabaha kadar uyuyamadığını, şafağı iple çektiğini, içinde bulunduğu sıkıntıdan kurtulması için dua istediğini yalvarırcasına anlatır. Laleli Baba;
“Allah‘ın nice nimetlerine sahip bulunduğumuz halde, alışkanlık sebebiyle bunların kıymetini bilmiyoruz. Yiyip içtikten sonra tuvalete gitmenin en büyük nimet olduğunu şimdi öğrendiniz değil mi?“ der ve ilave eder: “Eğer yaptığınız şu camiyi bana bağışlar ve padişahlığınızı da bütün salahiyetleriyle birlikte bana bırakırsanız, kurtulmanız içi dua ederim.”
Padişah, camiyi derhal bağışladığını ve o andan itibaren caminin adının “Laleli Camii” olduğunu bildirir. Ancak saltanatını vermeyeceğini ifade etmek ister. Bu sıkıntıya daha fazla dayanamadığından, saltanattan da vazgeçtiğini, sadece içinde bulunduğu sıkıntıdan kurtarılması için dua etmesini rica eder.
Laleli Baba o zaman şu karşılığı verir:
“Bir saltanat ki, bir tuvalete gitme karşılığında feda ediliyor; doğrusu buna saltanat demeye bin şahit ister“ der ve saltanatını Sultana iade eder.
Laleli Baba‘nın duasını alan Sultan sıkıntısından hemen kurtulur.
Diyeceğim o ki; Malatya'da insanımızın ihtiyacını giderecek doğru dürüst bir mekan yok. Cami lavaboları ise maalesef hijyenik değil. Bu hususta Büyükşehir veya Battalgazi Belediyesi'nin sınırları dahilinde bulunan şehir merkezinde; zaruri olan bu ihtiyacın giderilmesi için çalışma yapılması şarttır. İhtiyacını gideremeyen vatandaşımız çevre esnafa rahatsızlık vermektedir. İstanbul'da bu ihtiyacın def'i için SAĞLIK A.Ş tarafından son derece hijyenik yerleri hemen hemen her semt de görmek mümkün. Vatandaşımızın rahat etmesi için bu hususun dikkate alınması elzemdir.
TEBRİK VE BAŞARI DİLEKLERİM
Malatya Derneği'nin 13 yıl Başkanlığını yapan ve Abdi İpekçi spor salonunda 15 bin Malatyalı hemşerimizi toplayarak tarihe damgasını vuran Mehmet Ünal ağabeyimizin oğlu Muhammet Ünal; AK Parti Balıkesir Karesi merkez ilçe, Ana kademe tanıtım ve medya birim Başkanı olarak; ilçe başkan yardımcısı olmuştur. Muhammet kardeşimi tebrik eder; yeni görevinde başarılar dilerim.
KIYMETLİ HEMŞERİMİZİN ACI GÜNÜ
Malatyalı hemşerimiz, Hakim ve Savcılar Kurulu Teftiş Kurulu Başkanı Yunus Nadi Kolukısa'nın babası Sami Kolukısa, Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur. Cenab-ı Hakk'tan merhuma rahmet; kederli ailesine sabr-ı cemil dilerim.
DARISI DİĞER İLÇELERİMİZİN BAŞINA
Yeşilyurt Belediyesi sınırları içerisinde 11 cami arsası hayır severleri bekliyor. Malatya'nın parlayan yıldızı haline gelen Yeşilyurt'ta yapılacak cami arsaları “cami cemaatinin” yoğun olduğu yerlerde bulunuyor. Şu anda üniversitemize yapılacak caminin yanı sıra; Sayın Valimizin Konak'ta yapmayı planladığı “Niyazi-i Mısri Camii” ile de alakadarım. Önümüzdeki hafta ise Pütürge Aktarla Köyü'nde; nasip olursa yeni bir cami temeli atacağız.
İŞARETLER VE SİYASİLER
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Mersin İl Kongresi öncesi salon dışında bekleyenlere seslendi. Cumhurbaşkanı'nın “Bozkurtişareti” yapması dikkat çekti. “Dinin güncellenmesi” tartışmasının yoğunluğunun yaşandığı bugünlerde Cumhurbaşkanı'nın hemen yanında bulunan Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan'ın da “Rabia” işaretiyle birlikte, “Lütfi Elvan güncellenmeden nasibini almamış anlaşılan” yorumlarının zihinlerde dolaşmasına sebep oldu.
YEŞİLYURT BELEDİYESİ, İNSANIN YÜREĞİNE DOKUNMAYI BİLİYOR
Dul bir bayan, 44 yaşında... Eşi 7 ay önce kanser sebebiyle vefat etmiş. Çocuklarına hem analık hem de babalık yapmak zorunda. Oturdukları ev ise kayın babasına ait. Geliri 2 ayda bir 550 Lira olan dul maaşına kaymakamlıktan kömür ve çocuk parası ilave ediliyor. Birde Yeşilyurt Belediyesi'nin her ay aileye verdiği 100 ekmek var. Annenin kız ve erkek olmak üzere 2 çocuğu var. Efe 12 yaşında, Meral ise 4 yaşında. Efe arkadaşlarının bisiklet sürdüğünü görünce “Keşke benimde bisikletim olsa” diyor. Meral'in keşkesi ise “Oyuncak bebek”. Cumhurbaşkanının ödülüne layık görülen “Keşke projesi”nden nasibi olan bu aileye hediyelerini vermeyi şahsıma tevdi ettiler. Efe'nin “Üç keşkesi olan bisiklet, tablet ve kitap ile birlikte kardeşi Meral'e da kocaman bir bebek hediye edildi. Elbette, anne de ihmal edilmedi. İnanın çocuk gibi oturup ağlayasım geldi. Bana bu duyguyu yaşatan Yeşilyurt Belediyesi'ne teşekkür ediyorum.
"ÜST AKIL"I ARAYANIN YOLU, SİYONİZM'E ÇIKAR
Akşam Gazetesinde bir önceki yayınlanan yazım sebebiyle bir hayli telefon ve elektronik mesaj aldım. “Üst akıl” diye tabir edilen “Gizli Zındıka Komitesi”ni deşifre etmek için kaleme aldığım yazı büyük dikkat uyandırmış olacak ki, yoğun bir hafta geçirdim. Mezkur örgütü Türkiye eksenli yorumlayanlardan tutun da “Bu örgütün hâlâ beli kırılmadı mı?” şeklinde soru soranlar da oldu. Bu konunun devamı niteliğindeki yeni yazıma aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:
http://www.aksam.com.tr/pazar/ust-c2akili-c2arayanin-yolu-siyonizme-cikar-c2/haber-715489