Bu kararın adı 'rant' ise, kime veya kimlere?
08 Ocak 2018, Pazartesi 08:32
HAZRETİ ÖMER'İN ADALETİNE YAKLAŞABİLMEK İÇİN MÜCADELE ETMEK GEREKMEZ Mİ?
Son bir hafta içinde elimde biriktirdiğim konulara baktığım zaman bugünkü yazımızın biraz uzun olacağını düşünüyorum. Ancak önemli konular olduğu için sizleri biraz sıkmış olmayı da göze alıyor, sabrınız ve hoşgörünüze sığınarak “Vira Bismillah” diyorum.
Devletin varlığı, millet olarak kişilik ve karakterimizden öte; inancımızın muktezasıdır. Din-i mübin-i İslam; Devleti "âli" diye tasnif ederken, dini ve milli argümanlardan uzaklaşmış kişi veya kişiler; "Devlet malı deniz, yemeyen keriz" mantığıyla tüyü bitmemiş yetimin hakkına "hınzır" gibi tamah etmişlerdir. Müslümanların "emiri" ve "halifesi" Hazreti Ömer (r.a); "Fırat kenarında bir oğlak kaybolsa (yahut bir kurt bir koyunu kapsa) korkarım ki kıyamet gününde onun bile hesabı Ömer'den sorulur!" diye buyurmuştur. Ancak günümüzde maalesef bu hassasiyet kaybolmuş; meydan rant gözeten idareci(!) ve siyasetçilere(!) kalmıştır.
Hatırlanması adına Hazreti Ömer (r.a)'in koyun kıssasını İmam Ali (r.a)'den nakletmek isterim: “Bir gün Ömer'i, binekli olarak ve telaş içinde, hızlı hızlı giderken gördüm; “Ya emir'ül-mü'minin nereye gidiyorsun?” diye sordum. “Devlete ait develerden biri kaçmış, onu aramaya gidiyorum” diye cevap verdi. O zaman ben: “İnan ki, senden sonra bu milleti idare edecek olanlara ağır bir yük bırakıyorsun! Herkes senin yaptığını yapamaz!” dedim. Bunun üzerine şöyle konuştu: “Hz. Muhammed (s.a.v.)'i, hak peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, Fırat kenarında bir oğlak kaybolsa (yahut bir kurt bir koyunu kapsa) korkarım ki kıyamet gününde onun bile hesabı Ömer'den sorulur!”
Bugüne kadar yazdığımız haber ve makalelerde kimseyi kayırmak veya zan altında bırakmak gibi bir gayemizin olmadığını bilirsiniz. Sonuçta kamu hizmetini yerine getirmek adına, toplumu ve idarecileri uyarma-yanlıştan döndürme amacı güdüyoruz. Yazılarımda kimseyi zan altında bırakmak gibi bir derdim ve gayem de olmadı bugüne kadar. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını koruyup kollamak Rabbimizin her Müslüman'a yüklediği emirlerinden biridir. Müslüman, kamu hizmeti yapıyorsa, dahada hassas davranmak zorundadır.
BU KARARIN AMACI RANT İSE KİME VEYA KİMLERE?..
Yazımın başında belirttiğim hayli kabarık dosyanın ilk maddesi Malatya Büyükşehir Belediye Meclisi'nin Aralık ayının 12'sindeki toplantısının karar özetini ihtiva ediyor. İşte özet:
“703: Gündemin 10'uncu maddesi; Yeşilyurt ilçesi, Yakınca Mahallesi 383 ada 1 parselin (33.612,00 metrekare ) meri imar planındaki sağlık tesisi alanı plan fonksiyonunun ''Konut + Ticaret Alanı'' plan fonksiyonuna dönüştürülmesini içeren 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planının kabulüne, oy çokluğuyla karar verildi.”
İsterseniz bu özetin bir de kamu oyundaki açılımını yapalım: Onbin konutlar bölgesinde yaşayan hemşerilerimize hastane olarak hizmet vermesi gereken parsel ''Konut ve Ticaret Alanı'' adı altında gasp mı edildi? İmar planı yapılırken planlanan alanda yaşayacak olan insan sayısı hesaplanıp buna göre kamunun kullanımı için ;Orta öğretim , Lise , Hastane , Kreş , Belediye hizmet alanları ve resmi tesis alanları gibi yerler için ayrılır. Alınan bu meclis kararı ile yaklaşık 350 adet daire ile 1400 kişilik bir nüfus artışı oluşturulmaktadır” (Verilen ticari imardan dolayı artışı ise nasıl bir ticari merkez oluşacağını tahmin edemediğimden hesaplayamıyorum)
Haliyle ben de şimdi soruyorum: Kamuya ait olan bu yer, Yeşilyurtlu hemşerilerimize hizmet etmesi gereken bir alan iken “Konut ve Ticaret” imarına çevrildikten sonra kimlere nasıl bir fayda sağlayacak? Kamu yararına kullanıldığında vatandaş adına zimmetlenen ve gelecek nesillere bırakılan bu yerler "Konut ve Ticaret" adı altında yok pahasına geri dönüşü mümkün olmayacak bir şekilde vatandaşın elinden alınıp az bir bedel mukabilinde "hibe" edilmektedir. Halbuki Devlet anlayışı minumum masrafla; maksimum fayda yolunu gözetir.
Bu arada bu parselin imar planı yapılmadan önce kimlere ait olduğu ve bu eski sahiplerin bu değişim üzerinde hakkı olup olmadığının da ayrı bir araştırma konusu olduğunu belirtmek isterim.
BU DEĞİŞİKLİKLERDEN “RANT KOKUSU” GELİYOR!..
Bugünkü dosyamızın ikinci konusu yine bir meclis kararının özeti (tarih: 18 Aralık 2017):
680- Gündemin 7'nci maddesi; Yeşilyurt İlçesi Şifa Mahallesi 580 ada 132, 537 ve 540 no.'lu parseller yürürlükteki imar planında Belediye Hizmet Alanı fonksiyonuna ayrılmış olup söz konusu parsellerin içerisinde bulunduğu alana Kültürel Tesis Alanı fonksiyonu verilmesine yönelik hazırlanan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Plan değişikliğinin kabulüne, oybirliğiyle karar verildi.
Malatya'mızın en büyük ve tek kent meydanımız da imar planı değişikliği ile ne yapmaya çalışıyorlar? Şehrimizde Kültürel Tesis Alanı yapılacak başka bir çok yer varken bu meydan neden daraltılmaya çalışılıyor? Halbuki yapılması planlanan Kültür Tesisi şehrin dışına yapıldığında; hem bu alan beyhude işgal edilmez, hem de yapılan yer cazibe alanı olabilir...
681- Gündemin 8'nci maddesi; Yeşilyurt İlçesi İkizce Mahallesi 231 ada, 1 no.'lu parselde, toplam 2.599.198,00 m² yüzölçümlü mer'a vasıflı kamu ortak malının, ekli krokide gösterilen 13.000,00 m²'lik kısmının mer'a vasfından çıkarılarak, Hazine adına tescil edilmesi sonrasında, Mezarlık Alanı olarak Malatya Büyükşehir Belediyesi adına tahsisinin talep edilmesine, oy birliğiyle karar verildi.
Malatya'mızda cenazeler tek bir mezarlıkta toplanmak istenirken hiç alakasız bir yerde 13.000,00 m² gibi küçük bir alanı neden mezarlık alanına çeviriyorlar?
Mantıklı bir açıklaması vardır her halde? Aklıma takılanı da belirteyim; mevcut şehir mezarlığında kullanılan alan 1 Milyon metre kareyi geçmi durumdadır. Peki 13 Bin metre kare gibi ufak bir alana kimleri defnedecek siniz? Ya da kimin aile kabristanı olacak? Veya mezara alanına çevrilip sonrasında vaz mı geçilecek? Eğer vaz geçilecekse akıbeti ne olacak ve ne amaçla kullanılacak?
685- Gündemin 12'nci maddesi; Yeşilyurt İlçesi Yaka Mahallesi 6072 ada 1 no.'lu parselin yürürlükteki imar planında Belediye Hizmet Alanı (BHA), bulunduğu yapı adası park alanı olarak planlı olduğu, söz konusu Park Alanı ve Belediye Hizmet Alanı fonksiyonları düzenlenerek Belediye Hizmet Alanı fonksiyonun bir kısmına Akaryakıt ve Servis İstasyonu Alanı fonksiyonu verilmesine yönelik hazırlanan 1/5000 Ölçekli Nazım İmar Plan değişikliği ve 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Plan değişikliğinin, bölgenin ihtiyacını karşılamaya yönelik olduğundan kabulüne, oy çokluğuyla karar verildi.
Geçmişte Malatya'mızın olası bir afet durumunda ana toplanma alanlarından biri olan ve hala öyle olduğunu "düşündüğümüz" bir alana Akaryakıt ve Servis İstasyonu Alanı fonksiyonu verilmesini anlamak mümkün değil. Verilen kararın açıklaması ise daha bir garip "Bölgenin ihtiyacını karşılamaya yönelik" ifadesi yer almakta, kaldı ki bu parselin yaklaşık 400 metre yakınında Malatya ve Dilek tarafında 2 adet akaryakıt istasyonu var. Bir adım ilerisine gidecek olursak yine her iki tarafta yaklaşık bu parsele 3,5 kilometre mesafede iki akar yakıt istasyonu daha var!
ESKİ STAT İLE YENİSİ ARASINDA “10 MİLYONLUK FARK” VAR
Malatya'mızın Süper Lig'deki tek temsilcisi Evkur Yeni Malatyaspor'a büyük "darbe" vuruldu. Bu cümleyi okuyup da “Acaba nedir?” diyenleri duyar gibiyim. Malatya'mızın yegane aktivitesi futbol olmuş durumda. Bu aktivitenin de vücut bulmuş hali, Yeni Malatyaspor'dur. Stadyumda Yeni Malatyaspor'un yanında olduğunu hissettiren taraftarın sayısı 30 bin civarında. “Peki dışarıda ne kadar taraftar var?" diye bir sual vaki olsa, rakam 3-5 misline çıkar kanaatindeyim. Buna bir de İstanbul'u eklerseniz hesap hayli kabarır.
Şimdi gelelim sadede; eğer yeni yapılan stat İnönü Stadyumu'nun yanına yapılsaydı ve o stadın altında alışveriş merkezleri olup da kiraya verilseydi. Gelecek kira bedelinin yıllık geliri minimum seviyede 10 Milyon olurdu.
Hadi bunu da geçtik de, eski stadın akıbetiyle ilgili bilgi sahibi olan var mı?
SON KULLANMA TARİHİ GEÇENE NE OLUR?
Günün son konusu, Malatyamızın iş dünyasını yönetenlerle ilgili olsun istedim. Bildiğiniz gibi her şeyin bir son kullanma tarihi vardır. Eğer son kullanma tarihi geçmiş bir şeyi kullanmaya devam ederseniz, hayatınızda çeşitli olumsuzluklar da yaşanmış olur. Sözde Malatyamızın, ekonomisine yön veren kuruluşları varlığı hepimizin malumu. Bu kuruluşlar, MESOB, MTSO ve ESKKK. Bu kuruluşların zirvesinde oturanların son kullanma tarihi geçmedi mi acaba? Neden gençlerin önü açılmaz? Bu soruları sorarken aklıma geldi. Koltuğunda vefat eden bir başkanımız vardı di mi? O başkanı hatırlayınca da hafızamda bir melodi dolanmaya başladı: “Bu dünya ne sana, ne de bana kalmaz. Dünya ne sana, ne de bana kalmaz. Sultan Süleyman'a kalmadı. Böyle hiçbir kitap yazmaz”
Selam ve Dua ile
Fiemanillah