dore okulları
Malatya
08 Eylül, 2024, Pazar
  • DOLAR
    34.06
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2730.4
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57646.840$

Çeliksiz bir üniversite hayal mi?

04 Ocak 2016, Pazartesi 09:08

MURAT ÇETİN YORUM-ANALİZ

Malatyalı olmak bilinciyle hareket eden, siyasilerimize, sivil toplum örgütlerine ve bürokratlarımıza elimizden geldiğince yardımcı olmaya, yaptıkları hatalı işlerden dönmelerine vesile olarak, güzel işlerini de teşvik etmeye etmeğe çalışıyoruz. Ancak bu bilinci kazanamamış ya da kaybetmiş insanlara da eğrisini doğrusunu göstermeye çalışıyoruz. Malatya Time, kurulduğu günden bugüne kadar Malatya'nın, Malatyalıların ve ülkemizin güzide insanlarının hayrına işler yapmak için kamuoyu oluşturmağa gayret göstermiştir. Bundan sonra da bu doğru yolda ilerlemenin çabasıyla hareket edecektir.

DEVLET BİR YANDAN PKK'YLA MÜCADELE EDİYOR DİĞER YANDAN “PARALEL YAPIYI BİTİRMEYE ÇALIŞIYOR

Malum olduğu üzere seçim heyecanı bitmiş, seçim atmosferinden çıkılmış ve yeni hükümet kurulmuştur. Yeni hükümetin yeni icraatlarına başlamasından önce ortaya çıkan bazı olumsuzluklar olmuştur. Ülkemizi kaosa sürüklemeye çalışan oluşumlar boş durmamış, içte ve dışta faaliyetlerine tam gaz devam etmektedirler. Bir yandan PKK terör örgütü ve onun uzantılarıyla mücadele eden devletimiz, diğer yandan da “Paralel Devlet Yapılanması” denilen belanın üstesinden gelmeye çalışmaktadır. Büyük oranda da başarılı olmuştur.

Asker, polis ve hukukçularımızın titiz çalışmaları neticesinde “Paralel Devlet Yapılanması” denilen bela da bitme yolunda ilerlemektedir. Bu belaya daha önce “Cemaat” ismi verilmişti. Bunlara “Hizmet hareketi” diyenler de vardı. Millete ve ümmete hizmet ettikleri yalanıyla insanımızın beynini yıkayan bu zihniyet, kimi zaman “Dinler arası diyalog” safsatasını önümüze koyuyor kimi zaman da “Tesettür teferruattır” saçmalığını bize yutturmaya çalışıyordu.

Malatya Time olarak, bu yapıyla mücadele edilmesi gerektiğini defalarca yazıp çizdik. Ortaya attıkları saçmalıklara dikkat çekerek, arka planda devletimizi kopyalayan bir yapı olduğunu sürekli vurguladık. İşte bu yapının üzerine çekilen sis perdesi geçtiğimiz sene kalkmaya başladı. Yapılan bu mücadeleyi sonuna kadar desteklediğimizi belirterek, bu konuyla ilgili Malatya özelinde de bazı gelişmelerin yaşandığını hemen hemen bütün Malatyalılar biliyor. Yapılan “Paralel Yapı Operasyonları”nın akabinde bazı vekillerimiz de açıklamalarda bulunmuştu.

ÇELİK'İN 25 BİN LİRALIK TAZMİNAT TALEBİ…

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Malatya'yı temsil etsin diye gönderdiğimiz ve hizmet beklediğimiz vekillerimizden Mustafa Şahin, geçtiğimiz dönemde yumruklarıyla anılmanın yanına İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik'e “Paralelci” demesiyle de gündemde kalmayı başarmıştı. Malatya Milletvekili Şahin'in “Paralelci” olarak kamuoyuna duyurduğu Cemil Çelik, konuyu yargıya taşımış, 25 bin liralık tazminat talebiyle dava açmıştı. Bu sözler sebebiyle mağdur olduğunu iddia eden Cemil Çelik'e arka çıkan tek siyasi ise, Malatya'da 7. Parti olan Millet Partisi'nin İl Başkanı Sait Korkut olmuştu. Korkut'un "Rektörü tebrik edeceklerine, Paralelci yaftasını yapıştırıyorlar" sözü o dönemde basınımızda pek yer bulamamıştı. Sözün burasında Rektör Çelik'in üniversitede yaptığı  icraatların tartışılabilir uygulamalar olduğu dile getiren tek basın mensubu olduğumu da hatırlatmak isterim.

ŞAHİN'İN “PARALELCİ” SİVİL TOPLUM KURULUŞU HAKKINDAKİ GÖRÜŞÜ

Bizi sayın Mustafa Şahin'den ayıran farkı da belirtmek isterim. Bazıları ya anlamıyor, ya da anlamak istemiyor. Sayın Şahin, Rektör için “Paralelci” demiştir, biz ise “Böyle böyle iddialar var. Bu iddialarla ilgili söylemek istediklerinizi yayınlayacağız” teklifini yöneltmişiz. İkisi arasındaki farkı hiçbir eğitim almamış vatandaşımız dahi çözebilecekken, üniversiteler bitirmiş(!) bir öğretim üyesiyle, ülkenin tepe noktasına kadar ulaşmış(!) bir siyasetçinin çözemiyor olmasını anlayamadığımı belirtmek isterim. Ayrıca sayın vekilimize iki kelam etmek de isterim. Sayın vekilim; birilerine “Paralelci” yaftası yapıştıracaksanız, geçmişte attığınız adımları, ettiğiniz sözleri iyi düşünmenizi tavsiye ederim. Çünkü, geçmişte “Paralel” denilen yapıya methiyeler dizen biri olduğunuzu elimizdeki belgeyle ispatlayabiliyoruz. Bakın bu konuda da haddim olmayarak küçük bir yol göstereyim. “Yanıltıldım, kandırıldım veya saflığıma geldi” diyerek geçmişteki yaptıklarınızı bir hata olarak açıklayabilirsiniz. Tekrar ediyorum haddimi aştığımı düşünüyorsanız yine bu satırlarda yapacağınız açıklamayı yayınlayacağımın sözünü veriyorum. Cevap hakkınızı kullanmanız konusunda elimden geleni yapacağımdan şüpheniz olmasın.

Paralel yapı”nın Malatya'daki önemli oluşumlarından bir sivil toplum örgütüne, methiyeler dizen Mustafa Şahin, bir deftere 20/06/2011'de şu sözleri yazmıştır: “……Derneği değerli başkan ve yönetim kurulu üyelerine. 12.06.2011 tarihinde yapılan genel seçimlerin sonrası yapmış olduğunuz teşekkür ziyareti için bizi kabul ederek, onurlandırmanızdan dolayı ve demokrasimizin daha da güçlendiği genel seçimlere dua ve desteklerinizden ve katkıları için tüm camiaya şükranlarımı arz eder, ilimizin yükselmesive dünyamızın adını dahi duymadığımız haritada yerini bile bulamadığımız yerlere ekonomik, sanayi, ticaret ve sosyal kültürel manada büyük katkılarından dolayı teşekkür eder ve çalışmalarınızın devamını diler, emeği geçen herkese teşekkür ederim, saygılarımla.”

MUSTAFA ŞAHİN'İN “PARALEL” İDDİASI

Yukarıda sayın Mustafa Şahin'in bugün “Paralel Yapı” diye adlandırılan oluşumun bir kuruluşuna dizdiği methiyeleri görüyorsunuz. Şahsi olarak ne Mustafa Şahin'e ne de Rektör Cemil Çelik'e en küçük bir kinim söz konusu olmadı ve olamaz. Ancak hem Şahin'in hem de Cemil Çelik'in geçmişte veya günümüzde beslendiği kaynağın aynı olduğu iddiaları ortada dururken, birbirlerini “Paralelci” diye suçlamalarını kabul edemiyorum. Hem Şahin'den hem de Çelik'ten tek bir istirhamım olabilir. O da, “Gelin bu paralel yapı denilen oluşumu hep birlikte yok edelim. Hatada ısrar etmek farklı yorumları da beraberinde getirir. Malatyamızın ve ülkemizin birlik-beraberliği adına atılması gereken adımları birlikte atalım.” Kamuoyunu bilgilendirme ve yöneticileri uyarma görevimizin gereği olan bu çağrımdan sonra, bir iki noktaya daha temas etmek isterim.

“İKİNCİ DÖNEM YOKUM” DEMİŞTİ AMA…

İnönü Üniversitesi rektörlük seçiminin zamanı yaklaşıyor. Bu yarışın final günü yaklaşırken, daha önceki yanlışların bu seçimde de tekrarlanacağıyla ilgili endişemi sizlerle paylaşmak istiyorum. Hatırlayacağınız gibi sayın rektör ilk seçimin ardından bir açıklama yapmıştı. Bu açıklamasına göre ikinci bir dönem aynı koltuğu işgal etmeyecek yerine yeni birinin seçilmesini kamuoyunda dillendirilmişti. Buna rağmen ikinci dönem için de aday olarak yine kendini seçtirmeye başardı.

Rektörlük yarışındaki rakiplerini geçebilmek adına bazı entrikalar çevirdiğini iddia edenler de olmuştu. Hatta bazı rakiplerine mobing uyguladığı da bu satırların yazarı tarafından kamuoyuyla paylaşılmıştır. Bu iddiaları gündeme getirerek bazı sorular yöneltmiştik kendisine. Ancak cevabını yayınlatmak yerine adliyeye koşmuştu kendisi. Hukukun vereceği karara saygımızı belirterek Cemil Çelik'e bazı sorular yöneltmiştik. Bu sorularımız da maalesef cevapsız bırakıldı. Biz cevap beklemeye devam ediyoruz.

İşte rektörle ilgili, üniversite içinden bir iddia daha: “İkinci döneme talip olup ikinci döneminde sadece süre doldurmakla geçiren bir rektör profili çizdi. Yönetim işini birkaç kişiye bırakarak üniversitenin geriye kalan kısmını yok sayması, İnönü Üniversitesi'nin gelişmesini yavaşlatan en önemli etkenlerden birisi oldu.

KENDİ HASTANESİ YERİNE ANKARA'YI TERCİH ETMİŞTİ

Şimdi gelelim sayın Çelik'in iddia olmayan ve dikkat çeken bir işine. Sayın Çelik'in bir rahatsızlık sonucunda bir ameliyat geçirmesi gerekiyordu. Böyle bir durumda Çelik'in Malatya'da ameliyat için kendi kurumunu tercih etmesini beklerdik. Ancak O böyle yapmayıp ameliyatını Ankara'ya aldırdı. Dünyanın sayılı hastanelerinden biri olan Turgut Özal Tıp Merkezi'ni es geçen Cemil Çelik'e bu tercihinden dolayı sitem etme hakkımızın olduğunu düşünüyorum. Çünkü dünyanın sayılı hastaneleri arasındaki bir kurum yerine, Ankara'yı tercih etmek en azından bir rektöre yakışmamıştır(!). Çelik'in Malatya'yı değil de Ankara'yı tercih etmesini acizane ben, “Kendi pişirdiği yemeğe itimat etmeyip, başka lokantada yemek yiyen aşçıyı hatırlattı” diye özetlemiştim. Ardından da şu soruyu sormuştum: Sen değil miydin Tıp fakültemiz ve Ramazan Özdemir'e iltifatlar yağdıran?

TÜBİTAK'TAN GELDİ AMA BİLİMSEL POLİTİKALARININ MALATYA İÇİN YETERLİLİĞİ TARTIŞILIYOR

Ülkemizin bilim politikalarının merkezi olan TÜBİTAK'ın 2004-2014 yılları arasında Türk üniversitelerinin bilimsel yayın performansını değerlendirdiği bir başarı sıralaması vardır. Bu sıralamada, İnönü Üniversitesi'nin 100 küsur üniversite içinde 27. sırada olduğunu görüyoruz. Bu rakam ilk bakışta iyi görünüyor olsa da etrafımızda bulunan diğer bölge üniversitelerinin gerisinde kaldığımızın da belgesi niteliğindedir. Buna göre Dicle (Diyarbakır), Fırat (Elazığ), Atatürk (Erzurum) ve Karadeniz Teknik (Trabzon) Üniversiteleri, İnönü Üniversitesi'nden daha fazla bilimsel faaliyette bulunmuştur. Ayrıca Van'daki Yüzüncü Yıl Üniversitesi dahi neredeyse İnönü Üniversitesi'ni geçecek durumdadır. (Kaynak: http://ulakbim.tubitak.gov.tr/tr/hizmetlerimiz/turkiye-universitelerinin-bilimsel-yayin-performansi-2004-2014).

2009 öncesi Fatih Hilmioğlu ve 2009 sonrasında Cemil Beyin rektör olduğu göz önüne alınırsa bu sonuçlarda Cemil Beyin %50 oranında sorumlu olduğu kimse inkar edemez. Ayrıca TÜBİTAK'ın bir başka sıralaması olan Türk üniversitelerinin girişimcilik ve yenilikçilik performansı sıralamasında İnönü Üniversitesi 2015 yılında maalesef 48. Sırada kalmıştır.
(Kaynak:http://www.tubitak.gov.tr/sites/default/files/gyue2015_siralama_0.pdf).

Yine bölge üniversitelerinden Sütçü İmam (K.Maraş), Fırat (Elazığ), Erciyes (Kayseri) ve Karadeniz Teknik (Trabzon) Üniversitelerinin sıralamada daha üst sıralarda oldukları görülmektedir. Bu sonuçlarınsebebi biraz araştırıldığında bölgedeki diğer üniversitelere göre bazı eksikliklerin neden bir türlü düzeltilemediği göze çarpmaktadır:

1. Rektör Cemil Çelik 2009 yılında işbaşına geldiğinde her ne kadar eski rektör Hilmioğlu tarafından yıllarca kadrosu verilmemiş 100 kadar öğretim üyesinin kadrolarını vermiş ve öğretim üyesi sayısını 300'den 700'e çıkarmışsa da, üniversitede çalışan ve bilimsel araştırmaların bel kemiği olan araştırma görevlisi sayısında maalesef bir iyileştirme yapılmamıştır. Şu anda çoğu bölümde 3-4 tane gibi komik rakamlarda araştırma görevlisi bulunmaktadır. Bununla birlikte bölge üniversitelerine bakıldığında her bölümde 2 katı veya 4 katı oranda araştırma görevlisinin bulunduğu ve yapılan bilimsel araştırmalarda bu araştırma görevlilerinin aktif olarak çalıştıkları görülmektedir. Ayrıca üniversitenin web sayfası incelendiğinde az sayıda olan bu araştırma görevlilerinin bilimsel kongre ve sempozyumlara gitmeleri için üniversite tarafından genel manada bir destek programı bulunmadığı da göze çarpmaktadır. O halde böyle bir araştırma politikası ile üniversitemizin bilimsel çalışmalarda kadük kalmasını anlamak için rektör olmaya gerek yoktur.

2. İnönü Üniversitesi'nin son yıllarda karaciğer nakli ile gündeme gelmesi üniversite için bir gurur kaynağıdır. Fakat üniversite yönetiminin birçok basın bülteninde üniversitede Karaciğer naklini sürekli ön plana çıkaran ve diğer çalışmalardan fazlaca bahsetmeyen tarzdaki söylemleri diğer tıp bölümleri ve diğer fakültelerdeki akademik heyecanı kırdığını söylemek için bir eğitim bilimci veya sosyolog olmaya gerek yoktur.

3. İnönü Üniversitesi'nin uluslararası indekslerde taranan bir dergisinin bulunmaması büyük bir eksikliktir. Kars'taki Kafkas Üniversitesi'ne ait Veteriner Fakültesi Dergisi'nin uluslararası indekslerde tarandığı göz önüne alınırsa, bu konudaki eksikliğin boyutu ortaya çıkmaktadır. Bunun yanı sıra üniversite web sayfasında fen bilimleri ve mühendislik alanlarında bir ulusal derginin bile olmadığını görmek, üniversitenin bilimsel araştırma potansiyelindeki eksiklikleri bize göstermektedir.

4. Dünyanın kayısı başkenti olan ilimizin biricik üniversitesinde kayısı üzerine yapılan bilimsel çalışma sayılarının ve niteliklerinin yıllık bazda düzenli olarak hiç verilmemesi, üniversitenin Malatya'nın temel değerleri konusunda bir bilimsel politikasının olmadığı intibahını uyandırmaktadır.

İnternet üzerinden bir saatlik bir araştırma ile ulaştığım bu bilgiler üzerine daha ayrıntılı ve ciddi bir çalışma yapılsa yukarıdaki maddelerin daha da çoğalacağı açıktır. O halde süresi dolduğunda Rektör beyin üniversitenin bilimsel yönetimi anlamında nasıl bir başarıdan bahsedeceğini bekleyip görelim.

KENDİSİNDEN SONRAKİ İSMİ BULMAYA MI ÇALIŞIYOR?

Sayın Rektörün görev süresinin bitmesine yakın bazı iddialar da ortalıkta dolanmaya başladı. Bu iddialara göre, Cemil Çelik, üniversite yönetimindeki etkisinin bitmesini istemediği için yerine geçmesini arzu ettiği bir isim için kulislere başlamış bile. İddia sahiplerinin bir kısmı, Tıp Fakültesi'nde "Ünsal Baba" ismiyle maruf Ünsal Özgen isminin ön plana çıktığını söylüyor. Bir başka iddiaya göre ise Fransa Rouven Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Cafer Özkul ve Amerika'da büyük bir iş adamı olduğu iddia edilen, ömrünün son kısmını Malatya'da geçirmek isteyen Prof. Dr. Mehmet Toy...Bu saydığımız isimlerin Rektör Cemil Çelik'in İnönü Üniversitesi'ndeki ağırlığının ve etkisinin devam ettirilmesi adına belirlendiği söyleniyor. İsimlerini yukarıda zikrettiğim kişilerden birinin aday olması durumunda Rektör Cemil Çelik'in bu adayı seçimde destekleme ihtimalinin hayli yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Daha önce de belirttiğim gibi bunlar tamamen birer iddiadır. Bu iddiaların gerçeklik payını önümüzdeki günlerde göreceğiz.

Mezkur isimlerle birlikte İnönü Üniversitesinde kimler rektörlüğe aday tarzında nabız yokladığımda bir kaç ismin gündemde olduğu bilgisine ulaştım. Bunlar elbette iddia bakalım bu iddiaların aslının olup olmadığıyla ilgili net bilgi ne zaman ortaya çıkacak.

Rektörlük yarışı için kulislerde isimleri geçen birkaç kişiyi aktarmak isterim:

1-) Ahmet Kızılay: Geçen dönem adaydı. Hatta Cemil Çelik'i bir hayli de zorlamıştı. Rektör Çelik'in 335 oy aldığı seçimde, Ahmet Kızılay 186 oy almıştı. Bu seçimde aday olması durumunda seçilme ihtimali hayli yüksek bir isim. Kızılay ayrıca, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın yakinen tanıdığı bir isim. Van mitinginde konuşma güçlüğü çeken Sayın Erdoğan'ı bizzat evinde tedavi etmişti. Geçen seçimde adaylığını ilk açıklayan Ahmet hocanın bu seçimde daha temkinli davranarak adaylığını Şubat veya Mart ayında açıklayacağını duyuyoruz.

2-) Aysun Bay Karabulut:Profesör Karabulut ismini daha önce Öznur Çalık'ın kardeşi olarak görmüştük. Dolayısıyla Ak Parti yönetimine yakınlığıyla biliniyor. Ayrıca Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın ailesine yakın bir isim olarak tanıdığımız Aysun Bay Karabulut'un aday olması durumunda hatırı sayılır bir oy oranına ulaşması işten bile değil. Aysun hoca adaylığını resmi olarak açıklamasa bile üniversitede çeşitli ziyaretler yaparak aday olacağını söylediği ve destek istediği bilgisi kulaklarımıza gelmiş durumda. 

3-) Prof. Dr. Süleyman Çaylı: Daha önce Rektör Cemil Çelik tarafından kendisine mobing uygulandığını iddia etmiş ve üniversitedeki görevinden istifa etmişti. Bu konuyla ilgili bizim de bazı yayınlarımız olmuştu. Geçtiğimiz dönemde de Rektör Adayı olan Süleyman Çaylı, 86 oy almıştı. Şu anda özel bir hastanede görev yapan Profesör Çaylı ve arkadaşlarının bu seçimde ne gibi bir yol izleyeceği merak konusu.

4-) Prof. Dr. İlhan İçen: Daha önce Cemil hocanın ilk döneminde rektör yardımcılığı görevinde bulunmuş ve daha ilk dönem tamamlanmadan bu görevinden istifa etmişti. İlhan hocanın üniversitede sık sık ziyaretlerde bulunarak nabız yokladığı haberleri sıkça dillendiriliyor. Fen Edebiyat Fakültesi Matematik bölümünde öğretim üyesi olan İlhan hoca aday olursa Tıp Fakültesi dışından bir aday olma özelliğini de hatırımızdan çıkarmayalım.

Şu an için kulağımıza gelen bu yedi ismin yanı sıra özellikle çoğunluğu oluşturan muhafazakar görüşlü öğretim üyelerinin tek bir aday çıkarma isteği ise dikkatli gözlerden kaçmıyor. Bu kesimde birden fazla aday çıkması durumunda hiçbir adayın desteklenmeyerek cezalandırılması ve alternatif bir adaya yönelinmesi şeklinde ilginç bulduğumuz fikirler de duyuyoruz.

Seçim sonucunun üniversitemize ve Malatyamıza hayırlı olmasını dileyerek, bugünkü yazıma noktayı koyuyorum.

muhasebeci maa?lar?-casibom-aresbet-tokyobet-tokyobet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-