Çuvalla para
30 Kasım 2022, Çarşamba 12:18
Rahmetli Nurettin Soykan başkanlığındaki Malatyaspor, namağlup birinci lige çıkmış, çıktığı sene ligde tutunmuş, ondan sonraki sene benim de içerisinde bulunduğum Turan Çevik yönetimi iş başına gelmişti...
Malatyaspor, o sene ligi üçüncü bitirmiş, ertesi sene de beşinci olarak tarihine altın harflerle yazılan başarılarını hediye etmişti.
Gerçekten kapak fotoğrafı olarak kullandığım, o günkü ve daha sonrasındaki takımı bugün tabir-i caizse parayla kuramazsınız, öylesine kaliteli ve ahlaklı bir takımdı ki, yöneticisi olmakla övündüğüm takım diye bahsediyorum o günlerden.
Bünyamin Süral, çok sevdiğim sporcularımızdan biriydi. Bünyamin, Gaziantep Gaskispor'un teknik direktörlüğünü yaparken, bir maç münasebetiyle Malatya'ya gelmişler ve benim çalıştırdığım otelde konaklamışlardı.
Otele geldiğimde onlar idmana gitmişlerdi. Ben de lobinin arka tarafında dışarıdan gelince hemen görülmeyecek bir yere oturup Bünyamin'i beklemeye başladım. Bir süre sonra kafile geldi ve odalarında istirahate çekildi, en son da Bünyamin göründü, ağzında bir sigara, gayet rahat bir tavırla otele girdi ve lobiye doğru birkaç adım atınca beni gördü. O anı görmenizi isterdim, inanın o sigarayı saklamak için gösterdiği çabayı görseydiniz, bir çocuğun babasından sigara sakladığını düşünürdünüz, o kadar duygulanmıştım ki anlatamam. Oysa aradan uzun yıllar geçmiş Bünyamin artık teknik direktör olmuş ben de yöneticiliği bırakmıştım, yani bu olgun tavrı göstermese ona kimsenin diyecek bir sözü olmazdı. Demiştim ya kaliteli ve ahlaklı takım diye... .
Kaleci Yaşar, Büyük Metin, Sarı Adnan, Feridun, Oktay, Bünyamin, Zeynel, Feyzullah, Eren, Cavit , Fuat, Malik, Bekir ,İsmail, Levent, Ceyhun, Ünal, hemşehrilerimiz Deniz, Mustafa ve ismini hatırlayamadığım bu ayardaki futbolcuları bugün aynı takımda bir düşünün lütfen.....
Göreve gelmemizin üzerinden bir hafta ya geçmiş ya geçmemiş, salı günü antrenman izlemeye stada gitmiştim, bazı futbolcuların konuşmasına şahit oldum, onlar beni görmedikleri için rahat konuşuyorlardı.
-"Yahu bunlar inmi cinmi, bu kadar önemli futbolcular aldılar, bu kadar para harcadılar, ama dur bakalım paramızı alabilecek miyiz?" Diye endişelerini dile getiriyorlardı. O zaman futbol federasyonunun, futbolcu ve antrenör alacakları konusunda bir yaptırımı yoktu. Futbolcular bir bakıma yöneticinin ahlak ve insafına bırakılmıştı.
Bunu duyunca İstanbul 'dan bir yönetici arkadaşı aradım, futbolcuların bir güven problemi var, haklılar tabi henüz bizi tanımıyorlar, bu sorunu çözmemiz lazım diyerek olayı anlattım...
Perşembe idmanı için yine stada gittim ve idman izliyorum, birden telefon ettiğim yönetici arkadaşımı ve o zamanki Türk Hava Yolları müdürü Alaaddin Bey'i namı diğer fırtına Alaaddin'i elinde bir çuvalla geldiklerini gördüm. Sarıldık, öpüştük, hal hatırdan sonra o çuvalda ne var diye sordum, arkadaşım da "para var" dedi.
Çocuklara idmandan sonra dağılmamalarını, konuşacağımızı ilettik ve soyunma odasında şöyle bir konuşma geçti; ha bu arada futbolculara alacaklarına mahsuben belli tarihlere çek verildiğini söylemeyi unuttum.
-"Arkadaşlar Malatyaspor'dan vadesi geldiği halde alacağını alamayan var mı? " diye sorduk ,soyunma odasında çıt yok, futbolcuların nefesi duyuluyor...
Akabinde bir çuval parayı oraya boşalttık ve
-"Alacağı olan gelsin alsın" dedikten sonra biz futbolcuları paralarla başbaşa bırakıp dışarı çıktık. Ortamı bir düşünün lütfen, ortada rakamını bilemediğim büyük bir para, etrafında olanı biteni anlamaya çalışan futbolcular...
Tahmin ettiğiniz gibi hiçbir futbolcu o paraya el sürmedi, biz de futbolcuların bazılarında oluşan güven problemini bu şekilde çözmüş olduk...
O günlerde Kamuoyunda "çuvalla para geliyordu" diye bir şehir efsanesi dolaşıyordu ya... İşte o çuval bu çuvaldı... Bir daha da çuval falan gelmedi...
Ama bu karşılıklı güven neticesinde üçüncülük gibi bir başarı yakaladık...
Darısı süper ligde Yeni Malatyaspor'a...
Selam olsun Malatya'mın güzel insanlarına...