Dış Politikada Gelişmeler

Uluslararası örgütlerin öneminin giderek arttığı/artacağı bir süreç yaşıyoruz. Güvenlik alanında bölgesel ittifaklar artarken ittifakların bağlayıcı niteliği ise değişiyor.

NATO ise bölgesel güvenlik örgütünün ötesinde bir rol oynamayı, Çin ve Rusyaya karşı Batı merkezli kurallara dayalı uluslararası sistemin savunucusu olmayı planlıyor.

Türkiye’nin NATO içinde kalması ve yapabildiği ölçüde örgüt içinde ağırlığını artıracak girişimlerde bulunması ulusal çıkarları açısından önemlidir. Finlandiya ve İsveç konusunda elindeki kartı kullanmak istemesi makul ve doğru bir politikadır. Masadaki kazanımları neler tam olarak bilemiyorum. Fakat Türk basınındaki yorumlar ve alanın uzmanı olmayan akademisyenlerin bu konudaki yorumları her zamanki gibi abartılı.

Umarım F35 konusunda da bir ilerleme sağlanır. Rusya konu ile ilgili ihtiyatlı açıklamalarda bulundu, fakat Türkiye'nin Ukrayna ile son temasları ve NATO konusundaki açıklamaları Rusya Türkiye arasında var olan ve hep var olacak olan güvensizlik duygusunu daha da perçinleyecektir. Türkiye ve Rusya arasındaki karşılıklı mümaşat politikası devam edecek.

Rusya'nın zayıflaması Türk dünyasının ve Türk birliğinin lehinedir. Türkiye Batı ile ilişkilerini geliştirerek ve Batı ile entegrasyonunu artırarak Türk dünyası içerisindeki lokomotif rolünü güçlendirebilir. Türkiye'nin dış politikasının merkezinde Batı medeniyetinin olumlu kazanımları, periferinde Türk dünyası, en dış halkada İslam dünyası yer almalı. İslam dünyası içerisinde Orta Doğu yerine ağırlığı Güneydoğu Asya'ya kaydırmalı, Afrika ile ilişkilerini geliştirmeli. Rusya'ya karşı Karadeniz Birliği bizim için çok önemli.  Bu nedenle Ukrayna ve Gürcistan önemli ülkeler. Ermenistan'da Paşinyan hem Azerbaycan hem de Türkiye için bir fırsat. Mısırla ilişkilerin ta en başta bozulmaması gerekirdi. İsrail ise göz ardı edilmemesi gereken bir ülke. Mısır ve İsrail ile ilişkilerin bir dengeye oturtulması Yunanistan'ı doğrudan dengeleyecektir.