Edep Ya Hu

          Hayvanlarda utanma duygusu olmadığına dair bir haber okumuştum,
           Utanma duygusu insani ve de insana ait bir duyguymuş!
        -"Utanıyorum o halde insanım" veya ,
       -" İnsan isem utanmam lazım"                   
           Bu sözleri bu haberden esinlenerek ben söyledim,
           Belki tarih ilerde benim bu sözümü de literatürüne kaydeder!
           Fransız filozof Descartes"düşünüyorum o halde varım" dediği zaman, tarihe kaydedilsin diye mi söylemişti?!. Sanmıyorum, ama tarih bu kardeşim, işine karışılır mı?
kaydetmiş işte!
          Onun sözünü kaydeden tarih benimkini de kaydeder inşallah!
          Şaka bir yana bizim öyle bir derdimiz yok, bizim derdimiz utanmazlarla!
        -“Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim”,
         -“Din güzel ahlaktır”. 
         Diyen bir Peygamberi olan ve Yüce İslam dininin mensubu olan bizler, nasıl bu kadar ahlak yoksunu, utanma duygusunu kaybetmiş insanlar haline geldik?..
          Malatya'da, otogara İstanbul’dan gelen bir paketi almaya gitmiştim. Gelen paket bir çantanın içine konmuştu. Elinde çanta Malatya’ya gelmiş bir yabancı gibi taksiye bindim. Adresimi söylemeden yazılı olarak eline tutuşturdum ve bu adrese götürmesini söyledim.
        Yabancı olduğum ve adresi bilmediğim zannıyla beni gereksiz bir çok yeri dolaştırdıktan sonra gideceğim adrese nihayet götürdü.
        Tabii ki taksimetresi de hayli kabarık bir fiyat yazmıştı .
         Gittiğim yerin fiyatını bildiğim için, hakkı olan miktarı taksiciye uzattım .
         İstediğinin çok altındaydı benim verdiğim para.
        Şaşırmıştı, para eksik deyince, bu yolculuğun fiyatının bu kadar olduğunu, geri kalanın kendinin gereksiz dolaştırması olduğunu söyledim.
         Şok olmuştu, hiç beklemediği bu cevap karşısında hık, mık etti, ama baktı sonuç yok, içinden bana saydırarak, küfür edercesine gazladı.
         Ben de cevaben, kısa bir Malatya turu için ona iyi dileklerimi sundum!
         "Şimdi Türkiye şartlarında bu hikayenin sonu bu kadar tatlı biter miydi?" 
        Diye soruyorsunuz değil mi?
        Kesinlikle haklısınız .
        Eğer otomobilden indiğim yer, karakola yirmi metre ve de kapıda karakol nöbetçisi olmasaydı.
        Ne mi olurdu?          
        Malatya tabiriyle horhoba tutuşmuş olurduk.
        Selam olsun Malatya’mın edepli insanlarına...