Enkaz altındaki Malatya’yı “duyan” var mı?

-Malatya’nın “sesini duyan” var mı?

-Malatya merkezdeki “korkunç hasar oranı” neden görmezden geliniyor?

-Bakan Ersoy ve Bakan Özer,  “Malatya’da” ne iş yapar?

-Yeşilyurt, neden “Ekinözü” kadar konuşulmadı!

-Enkaz altında kalan “Malatya’nın siyasetçileri” neden sessiz?

- Siyasilerin bir “çekincesi” mi var?

- Siyasilerin inşaatçı olması, “sessizliğin sebebi” olabilir mi?

-Medyanın gücü, “Malatya’yı yok saymaya” yeter mi?

-Medyatik olmayan isimlerin yaptıkları “neden” görülmüyor?

-“Yerel medya” neden suskun?

-Malatya’nın sessizliğini “kimler” bozabilir?

-Bu süreçte “önemli önerilerim” var!

-“Haftanın karikatüründe” ne var?

***

Kahramanmaraş merkezli depremlerde adı anılan iller arasında “Malatya’nın esamesi dahi okunmuyor” desek yeridir. Bunun sebebinin neler olduğuyla ilgili, daha önce de yazılar kaleme almıştım. Yaptığım araştırmalar ve bölgeden edindiğim bilgiler neticesinde, “Bir kaç kelam etmenin vakti geldi de geçiyor” diye düşünüyorum. 

Dün yaşadığımız Yeşilyurt’taki deprem sonrası biraz “gündem” oldu Malatya. Bir de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ziyareti vardı. İşte hepsi o kadarcık bir şey!
  
Ulusal medyayadaki yayın akışına baktığımız zaman, durum aynen yukarıda belirttiğim gibi… 

Bunun sebeplerine geçmeden önce, size bir rapordan bahsetmek istiyorum. 

MALATYA MERKEZDEKİ HASAR YÜZDE 54… 

Deprem + yapısal mühendislik ve proje yönetimi şirketi, Miyamoto International Türkiye’nin yayınladığı “Türkiye ve Suriye’deki 60 yerleşim biriminin hasar özeti” isimli raporda, Kahramanmaraş merkezli depremde, hangi yerleşim yerlerinin ne kadar “hasar” aldığıyla ilgili bilgileri içeriyor.

Yayınlanan raporda, deprem bölgesindeki diğer illerle  birlikte, Malatya’nın ilçeleri de “mercek” altına alınmış.

Rapora göre; Malatya merkezdeki binaların yüzde 54’ü hasar almış durumda. 

Malatya’nın en çok hasar alan ilçesi Yeşilyurt ise yüzde 67, onu yüzde 34’le Pütürge izliyor. 

Battalgazi’nin hasar oranı ise yüzde 30. Battalgazi’den sonra, yüzde 29’la Yazıhan, yüzde 27’yle Akçadağ ve yüzde 26’yla Doğanşehir geliyor. 

Malatya’nın hasar almayan tek ilçesi ise, Arguvan oldu. 

YEŞİLYURT, EKİNÖZÜ KADAR KONUŞULMUYOR

Yukarıdaki tabloya baktığımız zaman, şehir merkezi ve merkez ilçeleri, büyük oranda hasar almış durumda. 

Hal böyleyken Kahramanmaraş’ın, Gaziantep’in ve Hatay’ın adının anılıyor olması ve Malatya’nın esamesinin dahi okunmaması, Malatyalıları olduğu kadar, olaya objektif bakanları da üzüyor. 

Düşünebiliyor musunuz?… Kahramanmaraş’ın Ekinözü ilçesi yüzde 67 hasar almış, aynı oranda hasar alan Yeşilyurt’un adı bile “anılmıyor”. 

SİYASİLERİN BİR ÇEKİNCESİ Mİ VAR?

Malatya’nın adının anılmamasının sebeplerine gelecek olursak; 3 maddede sayabiliriz:
1- Medyatik isimlerin (Bakan statüsünde) görevlendirilmemiş olması.
2- Malatyadaki siyasilerin büyük bir çoğunluğunun inşaat sektöründe bulunması.
3- Malatya’nın basın yayın organlarının, görevlerini yaparken siyasi görüşlerini bir kenara bırakamaması…

CANINI DİŞİNE TAKIP ÇALIŞANLAR ELBETTE VAR AMA!..

Malum olduğu üzere Malatya’ya iki tane bakan görevlendirilmişti. 

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Cumhurbaşkanı tarafından Malatya’da görevlendirilen isimlerdi.

Özverili bir şekilde çalıştıklarını, yaraları sarmak için ellerinden geleni yaptıklarından hiç şüphem yok. Lakin, bir Hulusi Akar gibi, bir Süleyman Soylu gibi, her gün ülke “gündeminde” yer bulan isimler değiller maalesef. 

Daha önce Malatya’da görevlendirilen ve belediye başkanlığı görevini de yürüten Van Valisi, çalışmaların koordinasyonunu ve emrinde çalışanların moral-motivasyonunu üst seviyede tutmaya çalışan, işinin hakkını veren bir isim. İnanın belediyelerimizden daha çok çalışıyordu ve fazlasıyla işinin hakkını veriyordu.

Maalesef medyatik bir isim olmadığı için, yaptıkları pek görünmedi. 

Bölgede görevlendirilen kaymakam ve daire başkanlarına bakacak olursak; onların da Malatya’nın en lüks otelinde oturup, gelen giden evrakı tanzim etmekten öteye gitmediklerini, söyleyenler var.  

Gıda yardımlarını koordine eden Battalgazi kaymakamı hakikaten sahada bir şeyler yapmaya çalışıyor. Bazı şeylere gücü yetmiyor. 

Hakeza  Yeşilyurt kaymakamı da nefes almadan çalışıyor. Onun da bazı şeylere gücü yetmiyor. 

Devletin bize gönderdiği iki tane bakan ise, sessiz ve sedasız olduklarından, dikkatleri üzerine çekemiyorlar.

SİYASİLERİN İNŞAATÇI OLMASI, SESSİZLİĞİN SEBEBİ OLABİLİR

Malatya’daki siyasilerin büyük bir çoğunluğu “oportünist” bir geçmişe sahip ve  “inşaat” sektöründe bulunuyor. 

Şu anda “yıkılan” ve “enkaza” dönen bir Malatya var. 

Bu durumda inşaat sektöründeki siyasiler de “Önümüzdeki günler ne getirir, ne götürür” hesapları yapıyor gibi…

İktidar cephesi öyle, muhalefette de Veli Ağbaba var. 

O da inşaat sektöründen bir isim. 

Kaçak otel ve kaçak kat çıkma meselesinden, imar barışıyla kurtulmuş bir Veli Ağbaba, ne yapabilir ki?.. 

Düşmüş kendi derdine… 

YEREL MEDYANIN YERİNDE YELLER ESİYOR

Malatya’nın yerel medyasına gelecek olursak; Ağırlıklı olarak siyasi endişeleri olan bir medyamız var maalesef. 

İşin içine bir de reklam geliri endişesi girince (Ağırlıklı kaynak inşaatçılardı) sesleri solukları çıkmaz oldu. 

Ayrıca, onlar da depremzede. 

Kimisinin evi, kimisinin işyeri yıkılmış durumda. 

Malatya’yı terk edenler de var. 

Bütün bunları alt alta getirip topladığımız zaman, Malatya’nın neden dikkat çekemediğini de anlamış oluyoruz.

İşte bu gibi sebeplerden ötürü, Malatya’nın pek irabda mahalli yok!

PEKİ NE YAPMALI?..

Malatya’nın sesinin çıkması, esamesinin okunması için neler yapılabileceğiyle ilgili acizane bir iki tavsiyem olacak. 

Mesela Hulusi Akar, Süleyman Soylu ve Murat Kurum, Fahrettin Koca Malatya ile anılsaydı, durum biraz daha farklı olacaktı. 

Hadi görevlendirmeler yapıldı da, en azından Merkezi Malatya’da bulunan 2. Ordu’da bir Hulusi Akar kampı olsaydı, hiç de fena olmazdı. 

Siyaset zırhına bürünen yöneticiler istifa da edemiyor. Herkes çoluğunun çocuğunun derdine düşmüş. 

Doğrusu, dürüst çalışacak personel yok, amir yok. 

AFAD müdürü de, durumu az bir personelle idare etmeye çalışıyor. Personel sıkıntısının çözülmesi gerekiyor. 

Böyle olunca hem hizmet gelecek, hem de gelen hizmeti duyurmanın derdinde olan bizler; özellikle ulusal medyada daha çok anacağız.  

MALATYA’NIN SESSİZLİĞİNİ BOZABİLECEK 3 İSİM ÖNERİM VAR!

Bu işi rehabilite edip, domine edebilecek, Öznur Çalık, Selahattin Gürkan ve Hulusi Şahin’in sahada olmaları ve eksik-gedik ne varsa onu dillendirmeleri gerekiyor. 

Saydığım bu üç isim, sanki enkazın altında kalmış, depremin şokunu atlamamış gibi görünüyor. 

Fiziki olarak sahada olsalar da, ruhen başka bir alemdeler. 

Depremin olumsuz ruh halini, üzerlerinden atabilmiş değiller. 

Ya da bana öyle geliyor…

Selam ve dua ile
Fiemanillah